Rowena;
Heyecanla koridoru kontrol ettikten sonra odanın kapısını tıklattım. İçeriden beklediğim sesi duyunca kapıyı yavaşça açtım ve tekrar koridoru kontrol ederek içer girdim. Artık hogwartsta bazı dedikodular döndüğünü duymuştum, tom ve benim hakkımda. Çoğu kişi bizim gizli gizli buluşup seviştiğimizi düşünüyorlardı, eh... Haksız sayılmazlardı, doğruydu..
Onu ilk gördüğümden beri, ona aşıktım. Gözlerine ilk baktığımda anlamıştım, o benim olmalıydı. Tek taraflı başlayan aşkıma karşılık verdiğinde dünyalar benim olmuştu resmen. İlk başta gizli gizli ortak salonda bana güller bırakıyordu. Daha sonra ise akşam yemeğinden sonra beni ofisine davet etmeye başlamıştı, ilk kez ofisinde birlikte olmuştuk.
Bazen beni sadece cinsellik için kullandığını hissetsemde bunun doğru olmadığını düşünmek istiyordum. Tek kelimesiyle bana istediği herşeyi yaptırabiliyordu. Ona olan aşkımı kullanıyordu resmen, ama olsun. Öl dese ölecek dereceye gelmişken vazgeçmek zordu ondan..
Tom masasındaki parşömenlerle ilgileniyordu, kafasını kaldırıp bir an olsun bakmamıştı. Her zaman böyle olduğu için alınmamıştım. Çok sert ve soğuk birisiydi, sadece sevişirken yumuşak oluyordu bana karşı o da bazen.
Yavaşça yanına gittim ve boynuna sarıldım. "Sana geçen sefer ne demiştim?" diye konuştu sertçe.
"Çalışırken beni rahatsız etme ve bekle !" sesi kulaklarımda yankılandı..
"Üzgünüm, özür dilerim" dedim geri çekilirken. Bana sert davranmasından hoşlanmıyordum, kalbim kırılsada belli etmedim.
Masanın karşısındaki koltuğa gidip oturdum, sessizliğin arasında ürkekçe sordum. "Beni çağırmıştın, bir şey mi oldu?" dedim.
Kafasını kaldırdı, "Çağırdıysam olmuştur" dedi.
"Ne oldu" sorgulayıcı bir bakış attım.
"Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim" dedi.
"Tabiki, ne olursa yaparım" dedim gülümseyerek.
Tom bana bakmaya devam etti, "Ne olursa, öyle mi?" kaşlarını kaldırdı.
"Evet, ne olursa" dedim. En fazla ne olabilirdi ki diye düşündüm. Dumbledore'un ofisine girmek? ya da snape'in iksirlerinden bir kaç tanesini yürütmek ?? daha önce benden bunu istemişti ve az daha yakalanıyordum.
"Senden mattheo'nun suçlarını üstlenmeni istiyorum" dedi tom.
Ağızım şaşkınlıktan aralandı, ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım. "Ne" şaşkınca konuştum.
"Duydun, ne olursa yaparım diyordun" dedi masadan kalkarken. Odanın içinde dolaşmaya başladı, "Dumbledore'a gidip mattheo'nun asasını çaldığını söyleyeceksin, mattheo uzun zamandır asasını arıyordu ve asası sendeydi öyle değil mi?" söylediği yalana uyum sağlayarak konuştu.
Onun için her şeyi yapardım, ama bu biraz fazla gibiydi. "Ama bu çok büyük suç, azkaban'a girersem ne olacak" dedim.
Yanıma geldi, parmaklarını saçlarımın arasından geçirirken konuştu "Ah bebeğim, azkabana girmeyeceksin" eğildi ve kulağıma doğru nefes verdi. Bu hareketinin hoşuma çok gittiğini biliyordu.
"Eğer dediklerimi harfi harfine yaparsan, sonsuza kadar beraber olacağız. İstediğin bu değil miydi, evlenmek?"
Duyduğum şeyle heyecanlandım, tom benimle evlenmek istiyordu !
Sadece dediklerini yapacaktım, ve sonsuza kadar beraber olacaktım. Dediklerini iyice düşündüm. Kabul etsem en fazla ne olabilirdi ki ? Mattheo sadece birisinin hafızasını silmişti, bunun için azkabana girmezdim. Sadece onun gibi okuldan atılırdım, zaten artık okula gelmemin bir anlamı yoktu. Tom'u görmek için geliyordum, bundan sonra hep beraber olacaktık. Belki bu yaz nişanlanırdık, hatta düğünümüzü bile yapabilirdik. Olduğum yerde heyecanlanmaya başladım.
"Pekala, yaparım" dedim.
Tom'un yüzünde bir sırıtış belirdi, "Akıllı kız" dedi dudaklarıma kapanmadan önce.
Kısa ama bazı seylerı acıklayan bir bolummmm....