"Herkes draco ile aranızdakileri konuşuyor" dedi rowena . Ortak salonda yanan şömineyi izliyordum . "Sana diyoruum" rowena dikkatimi çekmek için elini salladı . "Evet" kafamı çevirdim . "Draco ile aranızda ne var ? Geçen gün ced seni mattheo ile görmüş bugünde draco ile takılıyordunuz" sorgulayıcı bir bakış attı .
"Aramızda hiç bir şey yok, sadece arkadaşım" dedim . Rowena kaşlarını kaldırdı "Draco ve sen ? arkadaş öyle mi" kafasını salladı inanamayarak "Bana anlatmadığın şeyler var lily hissedebiliyorum, neden anlatmıyorsun nasıl arkadaşsın sen ?"
Son dediği şey sinirlerimi bozmuştu ."Sen birşeylerden şüpheleniyorsun diye arkadaşlığımı mı sorguluyorsun cidden rowena?" dedim ve ekledim aklıma gelenle "Sen bana geçen yıl profesör riddle ile aranda olanlardan hiç bahsetmedin, senin dediğin gibi düşünürsek bizden çok konuşuldu ve hala konuşuluyor"
Rowena dondu kaldı , "Neden bana anlatmıyorsun nasıl arkadaşsın sen ?" dedim aynı onun gibi konuşarak . Kalktım ve yatakhanelere çıktım , sert yada uygunsuz konuştuğumu düşünmüyordum . Sanki ağızımdan laf almaya çalışır gibi bana hesap sormasa böyle konuşmazdım . Bazen onu anlamıyordum . Bana sadece işi düştüğü zaman yanaştığını hissediyordum . Onun dışında ne zaman birlikte olsak ya başkalarını görünce beni yalnız bırakıyordu yada beni görmezden geliyordu . Neden her zaman insanlar için bir seçenek gibiydim ? Neden kimsenin önceliği değildim ?
Hiç bir zaman seçilen ben değildim . Rowena çok güzeldi ama mesela, onun benden başka birsürü arkadaşı vardı . Herkes onunla konuşmak , takılmak istiyordu güzel olduğu için . Ama ben öyle değildim mesela , özgüvenim yeni yeni yerine gelmişti ve kendimi sevmeye başlıyordum . Ama insanların beni ikinci plana atması yedekte tutması ve görmezden gelmesi çok canımı yakıyordu . Benim cedric ve rowena'dan başka hiç arkadaşım yoktu iki üç tanıdık dışında .
Ani gelen ağlama isteğimle kaldım tek başıma . Çok kötü çığlık atarak ağlamak istiyordum sabaha kadar .
Odaya girmeden önce kapıda durdum, kimseye böyle gözükmek istemiyordum . Hızla aşağı indim ve ortak salondan çıktım . Bu saatlerde dışarıda gezmek yasaktı, yakalansam bu bina puanından kesilirdi . Birde bunun için zorbalık görürdüm muhtemelen ama umrumda değildi . Koridorlarda sulu gözlerle boş boş gezerken durdum aniden . Neden bilmiyorum durmam gerektiğini hissettim . Duvarda gördüğüm bir hareketlenmeyle o tarafa döndüm . Duvarda bir kapı oluştuğunu farkettim . Sonradan anladım, bu ihtiyaç odasıydı . İçeri yavaşça girdikten sonra kapının yok olduğunu gördüm . Açıkçası biraz korkmuştum başta ama sonra çıkmayı düşündüğümde tekrar kapı oluşunca rahatladım . İçeride bir şömine ve koltuklar vardı . Burayı bir kitapta okumuştum . İhtiyacımız olan her şey varmış falan . Koltuğa kıvrıldım, kafamda binbir türlü düşünce dolaşırken uyuyakalmışım .
Uykum hafif olduğu için yanımda hissettiğim hareketlenmeyle gözlerimi hemen açtım korkarak . Mattheo fısıldadı"Şşhh sakin ol benim" üzerime bir battaniye örttü . "Burda napıyorsun" sordum sessizce . "Sen napıyorsan onu yapıyorum" aynı şekilde sessizce konuştu . "Sahi sen napıyorsun burada uyuyakalmışsın" sordu merakla koltuğun diğer ucuna oturarak . "Sadece biraz yalnız kalmak istemiştim, insanlardan kaçıyorumda denebilir" gözlerim kapalıyken konuştum . "O zaman bende aynısı, yalnız kalmak istiyordum"
"Ah kızlar seni rahat bırakmıyor mu" diyiverdim birden . Kızacakmı acaba diye beklerken güldüğünü duydum "Nerden bildin" dedi . Sinirlerim bozulmuştu bu dediğine "Bilirim ben susta uyuyayım" dedim .
"Ah ufaklık" fısıldadı , hareketlenmesinden bana yaklaştığını farketmiştim . Yerimde kıpırdandım . "Sahibine böyle ters davranman senin için iyi olmayabilir"
Kalçamın üzerinde hissettiğim ufak dokunuşlarla gözlerim açıldı . Doğrulmaya çalıştım "Ne yapıyorsun" ona baktım . "Bunlar seni rahatsız mı ediyor" sordu aniden geri çekilerek . Sustum, bunu düşündüm . Rahatsız olmam gerekiyordu ama sanki... Ah kafam çok karışık . Beni günlüğümle tehdit eden birisine karşı hoşlantı hissedemezdim değil mi ? Yoksa hissedebilirmiydim ? Mattheo benden cevap alamayınca dudakları kıvrıldı "Yani hoşuna gidiyor" dedi sessizce . "Hayır ben öyle birşey demedim" kaşlarımı çatarak kızdım . Umarım yanaklarımın kızardığını farketmemiştir... Ah merlin aşkına !
"Ama rahatsız oluyorumda demedin" sırıtmaya devam ediyordu . Ona cevap vermeden kalktım "Gidiyormusun" sorusuna cevap vermeden yanından geçip gideceğim sıra beni tuttu ve kendisine çekti . "Ah" ani hareketine hazırlıksız yakalandığım sıra bir inleme kaçtı ağızımdan . "Şu inlemelerin nasıl hoşuma gidiyor bir bilseen" boynuma değen nefesiyle titredim . "Yapma" gözlerimi ondan kaçırırken konuştum sessizce . Biraz daha yaklaşıp saçlarımı kokladığını farkettim . "Kokun çok hoş" bu dediği karşısında sessiz kaldım .
"Benden ne istiyorsun" sordum ona bakarak . Gözlerini gözlerime kilitlemişti . "Belki seni istiyorumdur"
Kendimi tutamadım ve aniden gelen ağlama isteğini durdurmaya çalışmadım . "Lütfen benimle oynama, bunu kaldıramıyorum"
Mattheo şaşırmış gibiydi , bunu beklemiyordu . Bende öyle . Kafası karışık şekilde bana bakarken konuştu "Seninle oynamıyorum lily"
Göz yaşları içinde konuşmaya devam ettim "Lütfen beni bırak, kimseye o gün gördüklerimi anlatmam lütfen" resmen yalvarıyordum .
"Anlamıyorum neden" dedi ve durduktan sonra konuştu "Neden benden korkuyor gibi kaçmaya çalışıyorsun"
"Çünkü beni korkutuyorsun" dedim gözlerine bakarak . "Önce beni zorla öpüyorsun sonraki gün başka başka kızlara takılıyorsun ve bu bende anlamadığım garip duygular uyandırıyor , hemde senin gibi birisine karşı beslenmemesi gereken duygular" tek nefeste konuştum . Mattheo dona kalmıştı gözlerime bakarken . "Lily-"
"Lütfen, konuşma ve beni bırak" titredim . Belimdeki tutuşu gevşedi "Özür dilerim" sesi bir fısıltı gibi çıktı . Çok pişman olduğu okunuyordu yüz ifadesinden . Kalkıp çıkmayı düşünerek oluşan kapıya ilerledim . Mattheo'nun arkamdan seslendiğini duydum "Lily..." ona döndüm gözlerimi silerek . Durakladı ve düşündü , "Günlüğünü yarın veririm" dedi en sonunda . Ona cevap vermeden arkamı döndüm ve dışarı çıktım .
Boş koridorda yere oturdum . Sanırım bazı duygularımla yüzleşmem gerekiyordu . Mesela mattheo hakkındaki olanlarla . Bana dokunması hoşuma gidiyordu ama bir o kadarda bundan korkuyordum . Ondan nefret ediyordum ama onu başka kızlarla gördüğümde çok kıskanıyordum . Dördüncü sınıfta ondan azıcık hoşlanıyordum itiraf edeyim ama çapkınlık yapmaya başladığında ve her gün farklı kızlarla gezdiğinde, hakkında iğrenç cinsel dedikodular çıktığında ondan tiksinmeye başlamıştım .
Ondan yeniden hoşlanmaya başlamış olamazdım değil mi ? Bu duyguları ilk defa birisiyle böyle yakınlaştığım için hissetiğime karar verdim . Yada kendimi öyle olduğuna inandırmak istiyordum . Kahretsin...