Derslerden sonra draco ile beraber kütüphaneye gittik . "Daha zamanı var neden acele ediyorsun ki" dedi ödevi kastederek . "Son güne mi bırakmak istiyorsun" dedim tek kaşımı kaldırarak . "Olabilir, son gün" . Kendi kendine homurdanırken oturdum . "Şimdi, önce şu iksiri bulmamız lazım" dedim . "Hangisiymiş bakayım" dedi kafasını uzatarak . "Barış iksiri, eski dönemlerde genelde savaşlarda kullanılan bir zehirmiş" draco konuştu "E tamam işte burada yazıyormuş biz neden araştırıyoruzki, yazalım ordakini gitsin" . Elimi alnıma vurdum "Draco ! Umarım şaka yapıyorsundur"
"Evet evet" draco kalkarak konuştu . Raflar arasında gezinmeye başladı . "Eski savaş iksirleri kitabına bakmamız lazım sanırım" dedim ona doğru . "Bakayım" diyerek kitabı aramaya başladı .
"Pştt" duyduğum sesle kafamı kaldırdım . Draco sesleniyor sandım ama arkamdaki rafların arasından mattheo bana bakıyordu . Onu görünce gülümsedim , etrafa baktım . "Napıyorsun" dedim sessizce . "Sevgilimi gözetliyorum" ağzını oynatarak konuştu . Sessizce kıkırdadım . "Sanırım bu kitap" draco'nun sesi duyulunca önüme döndüm . "Bakıyım" kitabı bana uzatırken konuştum . "Sen birisiyle mi konuşuyordun az önce" meraklı bir şekilde konuştu . "Hayır" dedim kafamı sallayarak .
"İşte bu" dedim sayfaları karıştırırken iksiri bulunca . "Tamam şimdi bunu düzgün ve açıklayıcı bir şekilde geçirmemiz lazım parşömene" dedim . "Yazmayıda hiç sevmem" dedi draco otururken . "Ya ama benim parmağım çok acıyor, sabah yanlışlıkla dolabın kenarına sıkıştırdım tek başıma hepsini yazamam ki" dedim dudak büzerek üzgün bir şekilde .
"Sanırım senin için bu yazma eziyetine katlanabilirim" parşömenleri önüne alırken konuştu . "Sen ciddi misin" sordum şaşkınca . "Evet neden olmasın ki" dedi bana göz kırparak . Ona gülümsedim . Aklıma o gece konuştukları geldi, draco'yu cidden değiştiriyor muydum ? Benim uzaktan tanıdığım draco malfoy böyle değildi , kötü kalpli zorba bir pislikti . Şimdiyse sanki melek gibi olmuştu . Bu düşünceleri şuanlık kafamdan atmaya karar verdim .
Draco yazı yazarken bende masanın üzerine kafamı koymuş onu izliyordum . Draco durdu ve bana baktı , "Sana gözlerinin rengini çok sevdiğimi söylemiş miydim" konuştu aniden düz bir ifadeyle . Kafam karışmıştı , "Hayır ?" dedim şaşkınca . "Tamam şimdi söyledim işte" diyerek işine geri döndü . Çok garip bir andı bu...
Arka taraflardan gelen gürültüyle durduk , o tarafa döndüğümüzde yere düşmüş bir kaç kitap gördük . Ah, mattheo'nun durduğu kitaplık... Sanırım duymuş ve sinirlenmişti .
~
"Sen git ben ortak salona gideceğim önce" draco'yu büyük salona yolladım ve yemekten önce üzerimi değiştirmeye karar verdim . Bluzumun koluna mürekkep dökülmüştü ve bu çok rahatsız ediyordu .
Merdivenlerden çıkarken mattheo'yu gördüm , beni bekliyor gibi önüme geldi . "Sana gözlerinin rengini sevdiğimi söylemiş miydim !" imalı bir şekilde konuştu draco'yu taklit ederek . Ona güldüm "Sen kıskandın mı ?" sordum . "Evet" gözlerini devirerek konuştu , beni omuzlarımdan çekip kendisine bastırdı ve sarıldı . "Sana sadece benimsin demiştim" dedi kafasını saçlarıma gömerken . "Birisi görebilir" boğuk bir şekilde çıktı sesim, kafamı göğsüne gömdüğüm için . "Görsün, herkesin sevgilim olduğunu bilmelerini istiyorum" dedi ve ekledi "Bazıları bu sayede senden uzak durması gerektiğini bilir bari" draco'dan bahsediyordu sanırım.
"Gitmem gerek üzerimi değiştirmeliyim" ayrıldığımızda konuştum . "Seni beklememi ister misin" sordu . "Hayır gerek yok" yanağını öpmem için uzattığında küçük bir buse kondurdum . "Böyle mi öpülür bu ne" dedi kaşlarını çatarak . Eliyle yüzümü tuttu ve iki yanağımada sulu sulu öpücükler kondurdu . Şaşkınca güldüm , "Mattheo !"
"Ne var, git hadi" omuz silkerek konuştu . Ortak salona gittim ve üzerimi değiştirdikten sonra büyük salona indim . İçeri girer girmez slytherin masasına baktım, mattheo yoktu . Gelmiş olması lazımdı ama . Pansy beni çağırdı dudaklarını oynatarak "Lily gelsene !" gülümseyerek yanına gittim . "Bugün yemekte bizimle oturabilirsin, tabii istersenn" , "Olur" diyerek yanına oturdum . Blaise ile ayrılmışlardı, bunun için biraz üzgün olduğundan bahsedip bana ne yapması gerektiği hakkında fikir danışıyordu . Slytherindeki diğer kızlarla pek anlaşamadığını bu yüzdende kendi binasından hiç yakın kız arkadaşı olmadığını söylemişti . Benim gibiydi ama sanırım benim biraz daha fazla özgüvenli versiyonumdu . Çok tatlı bir kızdı . "Bak draco geliyor" kıkırdayarak konuştu kolumu dürterken . Draco yüzü asık bir şekilde dalgın dalgın geldi, beni bile farketmedi neredeyse .
"Neyin var" pansy ona sordu . "Hiç" draco kafasını kaldırdığında beni gördü . Bir an kaşları çatıldı, konuşacak gibi oldu ama konuşmadı . Sessizce oturdu , düşünceli bir şekilde . Pansy'e baktım kaşlarımı kaldırarak "Çok garip" dedi omuz silkerek .
oy bildirimi görünce cok mutlu oluyorum söylim dedim <: