Lily Baker,
Hogwarts'taki son yılım...
"Hadi kızım kaldır kıçını, geldik" rowena beni dürttü . Hogwarts treninden indik ve kayıklara yürüdük . Birazcık geç kalmış olabilirdik ama, benim yüzümden... Bavulumu açık bıraktığım için yolda eşyalarımın yarısı yere düşmüştü ve yolda geri dönüp hepsini toplamak zorunda kalmıştık . Rowena beni azarlarken sessiz kaldım kayıklara geldiğimizde . "Çok geç kaldık çok" konuşmaya devam ediyordu . "Çokmu geç kaldınız" arkamızdan alaycı bir ses bize seslendi . "Şuan seninle uğraşamayız malfoy !" rowena konuştu . Arkamı döndüğümde draco malfoy ve yancısı mattheo riddle'ı gördüm . İkisi hogwarts'ın en zorba insanlarıydılar . Geçen sene sürekli kavgalara karıştıklarını ve başlarını çok belalara soktuklarını duymuştum . Mattheo'nun abisi tom geçen sene hogwarts'ta iksir profesörü olmuştu, rowena ile tom'un arasında ufak birşeyler yaşanmıştı ama bana tam neler olduğunu anlatmamıştı çok yakın olmamıza rağmen . "Ben sizinle çok güzel uğraşırdım ama değmez" draco gözlerini devirerek konuştu .
Kayığa bineceğimiz sıra bizi durdurdular "Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz ? Son kayık olduğunun farkındasınızdır umarım"
"Yani ne olmuş" rowena konuşurken ben sessiz kalıyordum . Draco ile rowena'nın arasındaki laf dalaşını sessizce izlerken üzerimdeki bakışları hissettim . Mattheo bana kısık gözlerle bakıyordu , ona baktığımı farkettiğinde gözlerini kaçırma girişiminde bile bulunmadı . Göz kırptı hafif gülümseyerek . Kafamı hemen çevirdim, onunla göz göze gelmem bile benim için çok kötüydü . Çünkü o bir slytherindi ve bende bir hufflepuff'tım . Ayrıca onun kızlarla kirli dedikoduları dönüyordu okulda . Öyle birisiyle göz göze bile gelmek midemi bulandırmıştı .
"Beynin falanmı yok senin ? Senin yüzünden derse geç kalacağız !" rowena draco'ya bağırdı . Draco sinirle konuşacağı sıra mattheo araya girdi "Tamam yeter, beraber binelim haklısın geç kalacağız" .
Dördümüz beraber bir kayığa bindiğimizde garip bir hava vardı aramızda . Kimse konuşmuyordu, rowena ile bakıştık gidene kadar . Draco yada mattheo ile göz göze gelmemek için onların yüzüne bile bakmadım . Gerekte yoktu zaten .
Şatoya ulaştığımızda garip bir kalabalık gördük . Herkesin büyük salonda olması lazım değil miydi ? Neydi bu kalabalık . Tanıdık yüzler görme beklentisiyle etrafa baktım . "Lily !" cedric bana doğru geliyordu . "Neler oluyor" diye sordum . "Üçüncü kattaki kızlar tuvaletinde bir ceset bulunmuş" "İnanamıyorum" şaşkınca ağzımı açtım . Profesör mcgonagall öğrencileri sakinleştirmek adına bağırıyordu "Sakin olun! Herkes bölüm başkanını takip etsin!"
Hufflepuff ortak salonuna gittiğimizde herkesin bu olayı konuştuğunu gördük . Herkes farklı bir şeyler söylüyordu . Bir çocuk "Bunu kesin profesör riddle yaptı ! O adam çok garip" diyerek konuşuyordu . Rowena kaşlarını çatarak konuştu "Bu saçmalık, profesör riddle yapmaz"
"Nereden biliyorsun rowena, onu yakından tanıyorsun sanki !" rowena sessiz kaldı . Olanları sessizce dinliyordum . Genelde hep yaptığım şeydi, sessizce dinlemek . Pek konuşkan birisi değildim zaten . Sessiz sakin kendi halinde bir kızdım . Hogwarts'ta hiç kimseyle sorun yaşamamıştım .
Gürültüden rahatsız olarak yatakhaneye gittim . Odada dört kişi kalıyorduk ve diğerleri yoktu şuan . Eşyalarımı yerleştirmeye ve sonrada biraz uzanmaya karar verdim . Kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra diğer eşyalarıma bakarken bir şeylerin eksik olduğunu gördüm . Günlüğüm ve kolyem yoktu ! Merlin, umarım ben yanlış görüyorumdur . Göremiyordum ama daha doğrusu...
Kolyem bana hayatını kaybeden abimden hediyeydi, içinde fotoğrafımız vardı . Hayır hayır, kaybolmuş olamazdı . İçimdeki korku ve üzüntüyle tüm çantalarımı yere dökerek aramaya başladım ama bulamadım . Sinirden çok yorulmuştum oturup ağlamak istiyordum . Üzüntüyle yatağa girdim . Hem yorgun hemde çok kötü hissediyordum kendimi