Tanıtım.

910 33 12
                                    


"Ben diğerlerini değil seni istiyorum. Başka bir avukat isteseydim şu an seninle bu durumda olmazdık. Şunu da bilmeni istiyorum, ben her zaman istediğimi alırım. "

Aman ne güzel! Ama onun da bilmediği bir şey vardı ben de istediğimi her zaman alırım.

"Neden ben? En iyisi olduğum için mi istiyorsun yoksa bilmediğim başka bir şey daha var mı? " Atilla'nın dudakları hafif yukarı kıvrıldı.

"En çirkef sen olduğun için istiyorum. Yapacaklarının bir sınırı yok, ileri gitmekten korkmuyorsun. "

Evet, ileri gitmekten korkmuyorum hiçbir zamanda korkmadım. Ben bir şey istersem onu alırdım hem de tırnaklarımla söke söke alırdım. Bu her zaman böyle olmuştu. Ayrıca Bana çirkef diyene bakın davayı kabul etmem için beni zorla kaçırmıştı.

"Bana çirkef diyene bakın! Ben kazanmak için ileri gitmekten korkmuyorum ama senin gibi de insanları zorla kaçırmıyorum. Asıl çirkef olan sensin. "

Atilla'nın yüzünde bir gülümseme oldu. Ona çirkef dememe kızmak yerine mutlu olmuştu. Demek insan gibi konuşmaktan değil de kendisine hakaret edilmesinden hoşlanıyor.

"Ben de senin gibi sınırları zorlamayı seviyorum. "

"Sen sınırları zorlayabilirsin, ama ben sınırları zorlamam çünkü benim yapacaklarımın bir sınırı olmaz! O yüzden kendine sınır koyabileceğin bir avukat bul, şimdi beni çöz. "

Atilla'nın yüzünde kendini beğenmiş bir ifade oluştu. Benden tam olarak beklediği tepki buymuş gibiydi. Ona ne kadar direnirsem o kadar hoşuna gidiyordu. Yüzündeki o acımasız sert ifadesinin altında Sanki benimle ilgili bir plan varmış gibiydi. "Biliyorum o yüzden seni seçtim. Bu davayı sen alacaksın. " Beni mi seçmiş sanki manavdan kavun seçiyor cehennem zebanisi . Ama bilmiyor ki ben seçilmem seçerim.

Allah'ım bu adamı bu zamana kadar işlediğim günahların cezası olarak yolladıysan hatalarımı anlayıp hepsinden tövbe ediyorum. Sana ve meleklerine zahmet olmazsa bunu yolladığın gibi geri alabilirsin.

"Davayı almama izin verdiğiniz için teşekkür ederim ama ben bu davayı kabul edemeyeceğim. Şimdi şu lanet kelepçeyi çöz. " Atilla'nın yüzündeki gülümseme söylediklerimden sonra solup gitti. Yerine o donuk yüz ifadesi tekrardan geri geldi.

"Bu davayı öyle ya da böyle alacaksın avukat. O yüzden biran önce seninle anlaşmaya varmamız senin lehine olur. Bu davayı alman için sana para verilirim. Bu zamana kadar hiçbir müvekkilinden almadığın kadar çok para veririm. "

Bende tehdit etmesi nerede kaldı diyordum. Ama aklıma sonradan dedikleri geldi. Hiçbir müvekkilimden almadığım kadar çok para mı? Bu çocuk beni araştırıp zayıf noktamı öğrenmiş olmalıydı. Bir yanım Bilge kızım para için o istemediğin dünyaya geri dönmeye değer mi diyordu. Diğer yanım da evet değer kızım para diyoruz, insanlar para için cinayet işliyor. Sen sadece o davayı kabul edeceksin. O çok istediğim büroyu hiçbir sıkıntı çekmeden açabilirdim. Ve ülkenin en iyi hukuk şirketi olabilirdim.

Atilla para teklifine kafamın karıştığını anlamış olmalı ki elini havaya kaldırarak arkamızdaki adamları yanına çağırdı. Ellerimi işaret ettiğinde korumalardan biri elimdeki kelepçeyi çıkardı. Kelepçeden kurtulan ellerim biraz olsa da rahatlamıştı.

Ben ellerimi ovarken Atilla "Sana davayı incelenmen ve düşünmen için bir gün süre veriyorum. " dedikten sonra yanındaki masadan dosyayı alıp bana uzattı. Dosyayı alıp almama konusunda kararsız kalsam da dosyayı aldım. Çünkü dosyayı almadan buradan çıkmama izin vermeyeceğini biliyordum.

Dosyaya bakmadan "Fikrimin değişmeyeceğini biliyorsun değil mi? Ben sizin birbirinizin ayağını kaydırma savaşınızın içinde olmak istemiyorum. "

"Avukat kendi iyiliğini ve arkadaşlarının iyiliğini düşünüyorsan davayı kabul edersin. Hem İkimizin sandığından daha çok ortak noktası var. Yarın bana dava karşılığında istediğin parayı söylersin. Yarısını davaya başladığında yarısını da dava bittiğinde alırsın. "

Bak beni gene tehdit etme cüretinde bulundu. Ben buradan bir kurtulayım beni tehdit etmek neymiş ona sormazsam bana da Bilge Yazgan demesinler.

Hem benim onunla ne ortak noktam olabilirdi ki? Eğer ailemi diyorsa ben onları çoktan reddetmiştim. Bir dakika ben doğru mu duydum. Davadan alacağım parayı ben mi belirleyecektim. Yani istediğim kadar para isteyebilir miydim? Bir anda Gözlerimin önünde dolarlar uçmaya başlamıştı. Bu davayı kabul edersem sonunda milyarder olma hedefimi gerçekleştirmiş olacaktım. Gözümün önünde uçan dolarlar yok olunca düşüncelerimden çıkıp kendime kızmaya başladım. Bilge kızım milyarder olmak için ölmene değer mi diye.

"Bana tehditle istediğini yaptırabileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Ben tehditlere boyun eğmem. Eğer tehditlere boyun eğseydim şu an olduğum kişi olmazdım. Ayrıca bir konuda daha yanılıyorsun benim için para her şey olsaydı seni ve sülaleni on kere satın alacak o dünyanın içinden çıkmazdım. Şuan ki hayatımda her şeyi kendi emeğimle yaptım. Ve hayatımdan çok memnunum. O yüzden boşuna heveslenme bu davayı kabul edeceğimi sanmıyorum. Şimdi gidebilir miyim? " 






                                                                                                                                                       Bilge  Yazgan 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                                                                                                                       Bilge  Yazgan 

                                                                                                                                                       Bilge  Yazgan 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                                                                                               Atilla Arslan  

Kırık Kalem.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin