turuncu güneş
inmiş geceden üzerimize
eski bir hırkaya sinmiş yaramın kanı
boynumda lavanta kokusu
geceden inmiş
cinnettir sesleri.....
yüzümü güldürmedin ne zamandır iplerimi ellerine doladın
gel demedin git de diyemedin
öylece yaşadık bir aşkı seninle
yalnız kimsesiz öksüz yetim bir aşk yetiştirdik
bu yüzden gülmedi bir gün yüzüm
bana gelmeni istedim acılarınla umutlarınla
hayalperestliğimizi paylaşaım istedim
işe yaramaz bir aşk icat ettik seninle
aşk yoktu yalnızdık
....
kim alışıktır yalnızlığa benim kadar
bir gün belki birgün uzanırım sonsuzluktan sana
bulutlardan yağmur olur düşerim saçlarına
kar olur yağarım inceden
parmaklarında ölürüm tekrar
belki birgün tekrar bulurum seni
soğuğunda kışın üşürken iliklerin
yine gülümserim halimize
boğazım düğümlenmez belki de aşk
korkma sevgilim kalmaz hiç bir söz geride
hep ileri bak
her zaman olabilir de
buradaydı bir zamanlar deme
her zaman yanında kalabilirdim belki
bilmiyorum ki aşkın ne zaman doğdu içime
sen beni bırakıp gittiğinde de orada mıydı
yoksa onu öldürdüğümüz de mi hissettim
varlığını bilmezdim eksikliğini hissettim
bu yüzden sevgilim
bir gün ineceğim cennetten
bizden kalanlara gülümsemek için...