Mingi koltuğundan ilk kalkan oldu. "Sonunda lanet olasıca."
"Yavaşla, yaralısın." San silahlarını toplarken hatırlattı, kapıya göz gezdirerek iç çekti. "Birisi burada kalmalı."
"Neden? Herkes lazım."
"Eğer geri dönmezsek ne olacak? O çocuğu yukarıda burada çürümeye terk edemeyiz."
Yeosang omuzlarını silkti. "Ben burada kalabilirim... Sizi takip etmeye çalışırım yine de."
San başını salladı. "Tamam, teşekkür ederim, gidelim."
Üç çocuk saklanma yerlerinden koşarak çıktı, geri dönemeyebileceklerini düşünerek.
Ama önemli değildi, Yunho tehlikede idi.
"Ben sürerim!" Mingi sürücü koltuğuna koştu, ancak Jongho tarafından tutuldu. "Oraya varmadan bizi öldüreceksin, arka koltuğa otur."
"Yeterince hızlı olmayacaksın!"
"Ama yeterince güvenli."
San, binanın ikinci katındaki küçük pencereye bakarken, tartışan iki kişiye aldırış etmedi.
En çok suçluluk hissetti.
Derin bir iç çekerek arabaya bindi. "Gidelim."
Jongho arabayı sürmeye başladığı anda, San'ın cihazı bip sesi çıkardı.
"Görev tamamlandı, bitirdim."
Yunho diğer taraftaki telefonda konuşarak herkesin rahat bir nefes almasını sağladı.
"Sonunda lanet olasıca!" San konuşmak için düğmeye bastı. "Sağ mısın?"
"Ben iyiyim."
"Neden bu kadar uzun sürdün?! Neredeydin?!"
"Patron, cesedi ortadan kaldırmam gerekiyordu ve GPS takipçisi varsa eşyalarını başka bir yere atmam gerekiyordu."
San gözlerini kapattı, başını koltuğun başlığına dayayarak bir kez daha rahat bir nefes aldı. "İyi iş, mümkün olan en kısa sürede saklanma yerine geri dön."
"Anlaşıldı."
"Geri dönelim."
- - - - - - - -
Yeosang arabayaklaştığında hemen dışarı çıktı. "Arkadaşlar, Yunho'nun izini sürdüm! Bize doğru geliyor!"
"Bunu biliyoruz, bize ulaştı."
Mingi içeri giderken Yeosang'a doğru bakarak yanaklarındaki morluğu fark etti. "Bunun için üzgünüm."
"Oh şimdi akıllı oldun." Yeosang gözlerini devirdi. "Ona söylemen daha iyi, hepimiz bunlardan yorulduk."
Mingi onları içeri girerken izledi ve Yunho'yu beklemeye karar verdi.
Biraz zaman aldı.
Ancak Yunho sonunda geldi.
Onu arabadan çıkarken görmek Mingi'yi etkiledi.
Daha önce hiç böyle hissetmemişti.
Ağlamak istediği gibi.
Sevinç, endişe, suçlama, pişmanlık gözyaşları, ifade etmek için çok fazla duygu.
Gözyaşları kaçmadan önce Yunho'ya koştu ve onu kucakladı. "Bizi çok endişelendirdin..."
Yunho ani kucaklamadan şaşırdı, ancak yavaşça karşılık verdi. "Üzgünüm...doğru yapmam gerekiyordu...iz bırakamazdım."
"En azından arayabilirdin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostage || Woosan (çeviri)
FanfictionBir çete yanlış adamı kaçırdığında ne olur? Peki ya çete lideri bu adamı tanıyorsa? ⚠️Tetikleyici Uyarı ⚠️ : Şiddet ve adam kaçırma - - - - - Bu bir çeviri kitabıdır. Orjinali: @Happy0Little0Kill