San bedeninin soğuduğunu hissetti ve kalbi yarıldı gibi sıkıştı.
"Ne..?"
"Artık seninle olamam... sen artık aşık olduğum kişi değilsin."
"Dün... sadece dün öyleydim!"
"Bunların hiçbirini bilmeden önce... şimdi seni aynı şekilde bakamam artık..."
"Ama... ama... onları davet etmemi söyledin ve sonra beni affedecektin..."
"Gerçekten bu kadar basit olduğunu mu düşünüyorsun? San... ne kadar büyük bir sorun içinde olduğunu bile fark etmiyorsun."
"Yaparım... Yemin ederim yaparım..." San'ın gözyaşları kontrolsüz bir şekilde dökülmeye başladı, diğerine daha da yaklaşmaya çalışırken. "Sadece beni affetmeni istiyorum..."
"Seni affedemem." Wooyoung bir adım geri çekildi, bir an için duygusal olarak San'dan daha güçlü hissediyordu.
"Ama neden?!"
Daha yüksek, biraz saldırgan bir ton, genç olanın ondan neredeyse korktuğu bir başka adım daha atmasına neden oldu.
Neredeyse.
"Artık seninle güvende hissetmiyorum..."
San'ın gözleri gözyaşlarıyla dolmuş bir şekilde genişledi. "Ama... asla sana zarar vermezdim... bunu biliyorsun..."
"Biliyorum... Kabul ediyorum, biliyorum ki bana zarar vermezsin... ama son beş yıldır yaptıklarını düşünmekten kendimi alamıyorum." Wooyoung boğazını düğümleyerek yutkundu, bakışını yere çevirdi. "Ve sen beni uzun süre rehin tuttuğunu unutamam... beni tehlikeye attın."
San dizlerinin üzerine düşerek yere düştü, bedenindeki tüm güç ve enerjinin sıfırlandığını hissederek ayakta duramadı.
Ellerine ağlayarak konuşamıyordu bile.
"San..." Wooyoung diğerine acıdı, ama doğru olanı yaptığını biliyordu. "Bunu bize yapmamalıydın..."
"B-bunu istememiştim, sadece... Rahat bir şekilde yaşamamızı istemiştim... Böyle ilerleyeceğini bilmiyordum..." San, zayıf nefesleri arasında konuşmaya çalıştı, hala erkek arkadaşının fikrini değiştirme şansı olmadığını biliyordu.
Wooyoung başını salladı. "Olduğun şey için ikna edici bir mazeretin yok.. Kardeşimi kurtardığın için minnettarım, ama benim gibi kaç kişiyi daha travmatize ettiğini düşünmekten kendimi alamıyorum."
"Yani bu mu...?"
İkisinin daha genç olanı gerçekten düşünmek için durdu.
Bunu bitirmek mi istiyordu?
Hayır, kesinlikle hayır.
Hala onu seviyor.
Ancak zihninin karar vermesi gerekiyordu, kalbi değil.
Ve zihninde inatçı bir karar vardı.
"Evet."
Sonunda cevapladı, ağlamamak için tüm iradesini kullandı.
"Eğer bu senin fikrini değiştirirse, teslim olacağım." San yavaşça tekrar ayağa kalktı. "Yapacağım."
"Kendin söyledin. Dışarıda hiçbir iz bırakmadın. Seni tutuklamayacaklar. Bu işe yaramaz.
"Eğer istediğin buysa başarabilirim!"
Wooyoung başını salladı. "Seni hapiste görmek istemiyorum San, çünkü aşık olduğum kişinin suçlularla birlikte hapishanede olmasını istemem... İçten içe hala iyi bir insan olduğunu biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostage || Woosan (çeviri)
FanfictionBir çete yanlış adamı kaçırdığında ne olur? Peki ya çete lideri bu adamı tanıyorsa? ⚠️Tetikleyici Uyarı ⚠️ : Şiddet ve adam kaçırma - - - - - Bu bir çeviri kitabıdır. Orjinali: @Happy0Little0Kill