Hostage || Woosan (çeviri)

-30-

"Bu iyi bir fikir mi bilmiyorum-" San, Wooyoung'un odadan çıkmasını engellemeye çalıştı, ancak genç daha hızlı bir şekilde mutfağa ulaştı. 

"Hyung!" 

Seonghwa, oturduğu ve onları beklediği yerden dönerek baktı. 

"Gerçekten kim olduğunu bana söyleyebilir misin?!" 

"Ney...?" 

"Sadece bana gerçeği söyle, sen kimsin?!"

"Wooyoung, ne demek lan, sen yıllardır beni tanıyorsun, 'ben kimim' diye ne demek istiyorsun?" Seonghwa ayağa kalktı. "Lanet olsun, sana ne söyledi? Hangi başka yalanlara inanmana sebep oldu?" 

Wooyoung, San'a şüpheyle baktı, bir an için dürüstlüğü konusunda şüpheleri vardı. 

Çünkü Seonghwa haklıydı, San son zamanlarda sadece yalan söylüyordu ve bu sefer farklı olduğuna dair hiçbir kanıt yoktu.

Seonghwa alaycı bir şekilde güldü. "Biliyordum...sadece sana başka bir yalan söyler ve aniden bana karşı dönüyorsun." Dişlerini sıktı. "Bu süreçte senin yanında duran tek kişiyim! Ama yine de ona mı inanıyorsun?!" 

"Bir soru soracağım sana hyung, ve umarım dürüstçe cevaplarsın." Wooyoung yumruklarını sıktı. "Beni kaçırma olayında beni kurban mı ettin?" 

"Ne?!" Seonghwa'nın gözleri büyüdü. "Ne diablosu konuşuyorsun?! O seni kaçırıyor ve bunu bana mı yüklüyorsun?!"

"Sadece bana cevap ver!" 

"Hayır! Nasıl böyle bir şeye inanabilirsin ki?!" 

"Çünkü beni özellikle oraya bıraktın! Açıkça iyi bir yer olduğunu ısrarla söyledin! Çünkü eve geldikten sonra ortaya çıktın! Ve San gittikten sonra destek sunmak için aniden ortaya çıkıyorsun... Bu durum benim için şüpheli olmaya başlıyor!" 

"Wooyoung-"

"San'ın adamları buraya geldiklerinde seni dışarıda gördüler... ve seni tanıyabildiler..." Wooyoung konuşurken gözleri yaşardı, suçlamaların doğru olup olmadığını bilmiyor ve etrafındaki herhangi birinin gerçekten yanında olup olmadığını bilmiyordu. 

Seonghwa alaycı bir şekilde gözlerini devirdi. "Oh şimdi bir grup suçluyu mu inanıyoruz. Haydi Woo, sen bundan daha akıllısın."

"Artık kime inanacağımı bilmiyorum! Tanıdığım herkes yalancı! Herkes bir şeyler saklıyor! Benden nasıl bir tepki bekliyorsun?!" 

"O'na inanamazsın, beş yıl boyunca sana yalan söyledi!" 

Wooyoung'un yüzü birden düştü ve gözyaşları gözlerine bakarken durdu. "Nasıl bildin?" 

"N-ne?!" 

"Nasıl bildin beş yıl olduğunu, sana hiç söylemedim." 

"Hayır... hayır, yanılıyorsun, tabii ki bana söyledin."

"Sana söylemedim, nasıl beş yıl olduğunu nasıl bildin?!" 

"Wooyoung, sakin ol! Bana söyledin!" 

"Eğer şimdi gerçeği söylemezsen, polisi arıyorum." 

Seonghwa alaycı bir şekilde gülmekten kendini alamadı. "Polisi mi arayacaksın? Onları erkek arkadaşın ve adamları için aramalıydın! Yardım etmeye çalışan ben değilim!" 

"İşte sorun da bu! Sadece ihtiyacım olduğunda ortaya çıkıyorsun, nasıl her zaman biliyorsun?!"

San sessizce durdu, iki kişinin tartışmasını duydu ve izledi, nereye varmayacağını bilerek.