" En büyük sırlar, en büyük sessizliktedir."
-----------------------------------------Karşıdan üzerime doğru gelen devasa elev topuna bakakaldım. Javier kolumdan tutup beni çekmeye çalışsa da hareket etmedim, edemedim. Yere zincirlere bağlanmış gibiyim.
J-" Lily, uzaklaşalım! Hareket et be kadın!" Gözlerimi alev topundan ayırmadan konuştum.
L-" Sorun yok. Sadece... bekle."
J-" Aklını mı kaçırdın sen?!" Yetkililer alev topunu büyüleriyle durdurmaya çalışırken o şeye hiç bir zarar veremediler. Top saniyeler içinde büyük bir hızla yanıma ulaştı. Bu şey...
Javier beni korumak adına etrafımıza kalkan örüverdi. Tabii bu oldukça acınası bir girişim.
Rengi normal alevlerden farklı olan top aniden bir metre ötemde durup küçük bir dokunuşla etrafımızı saran kalkanı kül etti. Javier irkilip geri çekilmeye çalışırken ileri bir adım attım.
Gümüşi bir rengi olan alevler kaderin tüm sırlarını içerisinde barındırıyormuşçasına, esen poyrazla dans etti. Gözlerimi alan bu büyülü şey bana çok tanıdık geliyor. Daha önce böylesine bir şeyle karşılaştığımı sanmıyorum ama...
Alevler bir anda körüklendi. İçinden fırlayan küçük kareyi refleksle yakaladım. Elime değen pürüzlü yüzeye sahip kağıt bomboştu. Pekala... bunun amacı ne?
S-" Alevlerin içine sok, Biraz bekle ve çıkar." Zihnimde yankılanan ses kendisinden emin duruyor. Denemekten zarar gelmez.
Kağıdı tutan parmaklarımı gümüş rengi alevlerin içine daldırdım. Her daim soğuk olan parmaklarım çabucak ısınırken alevler tenimi gıdıkladı. Bir kaç saniye sonra elimi geri çektim.
Kağıdın üzerinde beliren kıvrak, okunur ve yumuşak el yazısı mürekkep siyahına sahipti. Dizeleri teker teker okudum.
" Yalanlar biriktiler,
Ve gerçekleri kör ettiler.
Şimdi şöyle bana;
Ellerini bulayan kana,
Ve ezilen kotkuları altında,
Sen misin o acaba?Anlayacaklar,
Saklananın ardında ne olduğunu.Ve o zaman yanında kimse kalmayacak..."
Ensemden aşağı soğukluk inerken
alev topu çözülüp halat haline geldikten sonra etrafımı sarıp küle dönüştü. Nefes alış verişim hızlandı.Sakin olmalıyım. Henüz bildiğine dair hiç bir şey yok. Blöf yapıyor. Öyle olmalı...
Etrafımdaki sesler boğuklaşırken arkamı döndüm. Biri...
J-" Lily... iyi misin?"
Tepkilerimi takip eden biri var. Kim bu? Üzerimdeki bir çift meraklı gözün varlığı beni rahatsız ediyor. Koşmaya başladım. Çift kanatlı dev kapıdan içeri girinceye kadar durmadım.
Eğer daha fazla dışarıda vakit harcasaydım bir şeyler olacaktı. Biliyorum. Üzerimde hissettiğim bakış her kiminse -ki bence Adele'in- oldukça tehditkardı.
《☆☆☆》
Yatağımda yüzükoyun yatarken kafamı yastığa bastırdım.Bilmiyor.
Bilmesine imkan yok.
Değil mi?Ama... onda inanılmaz bir Öz akışı hissetmiştim. Ya bir şekilde öğrendiyse? Yatakta doğrulup bağdaş kurdum.
O kadar da önemli değil. Sonuçta bilse ne olur ki? Diğerlerine söylese inanmazlar, Onlar bana inanırlar. Fakat herkes o kadının iyi biri olduğunu düşünüyor, ona inanma ihtimalleri var.
Peki, bu alev topunu gönderen kişi Adele değilse?
《☆☆☆》
L-" Sen iyi misin?"M-" Eh, her gün garip güçler tarafından kovalanmıyoruz tabii ki. Ama evet, iyiyim. Ayrıca," Sedyede yatan Mark sargılı olan kolunu havaya kaldırdı. "Ödeştik ha?" Ben de sargılı olan kolumu kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedeki Işık
Fantasy"Gölgelerden bir canavar doğdu yıkım için. Evet, bu benim. Kahraman olmak umurumda değil, gereken tek şey intikam." Doğru ile yanlışı ayırt etmekte hiç zorlandınız mı? Ya da nelerin sizi kötü bir insan yapacağını biliyor musunuz? Bir insanı ikinci k...