1. Bölüm: Kan Kırmızısı

63 24 11
                                    

Tekrardan alarmın o kulaklarımı delen sesini duyduğum anda gözümü açtım. Hala uykulu bir halde alarmı elimle yoklayıp bularak kapadım. Kafamı tekrardan huzurlu bir şekilde yastığıma koymuştum ki annemin sesini duydum.

S-"Lily, hadi artık kalk ve aşağıya gel!"

Annemin uyarı çanları dolu sesini duyar duymaz yatağımdan kalkıp okul üniformamı giymeye başladım. Hızla elimi yüzümü kaldıktan sonra aşağıya inip mutfağa girdim. Annemin bana attığı keskin bakışları görmezden gelerek kahvaltıya girmiştim. Alarmı üç kez ertelemem yüzündendi bana attığı keskin bakışlar. Ama ne yapayım? Dün akşam ödevimi yetistirebilmek için geç uyumuştum.

S-"Bir daha geç uyumak yok." Annemin gözlerine bakıp masumca gülümsedim. Dün gece ödevimi yetiştirmeye çalıştığımın farkındaydı. Tıpkı bu aralar tüm ödevlerimi aksatmaya basladigimin farkında olduğu gibi.
《☆☆☆》
Okul kapısından bahçeye adım attım gibi etrafımı arkadaş olmayan arkadaşlarım sardı.
S-"Bak bak bak kimleri görüyorum." dedi Sasha alayla sırıtarak. Onu görmezden gelerek yürümeye devam ettim.
K-"Dünkü olaydan sonra yine korkup gelmezsin diye düşünmüştük." Sasha'nın yancısı Kim'de onun sırıtışını taklit etti. Adımlarımı hızlandırdım.
A-"Yine korkup kaçacak misin? " Amy'nin bu iması olduğum yerde durmama sebep oldu. Kaşlarımı catip ona doğru döndüm.
L-"Korkak değilim, kaçmıyorum. Eğer izin verirseniz artık sınıfa gitmem lazım." Hışımla dönüp yürümeye başlamıştım ki Sasha beni kolumdan tutup durdurdu.
S-"İyi ki senin yerinde değilim. Olmakta istemezdim zaten." Diye fısıldadı.
L-" Kapa çeneni ve kolumu Bırak." Dedim dişlerimin arasından. Sabrımın taşmak üzere olduğunu hissediyorum.Bu olmasını istemediğim bir şey.
S-"Sen ucubenin tekisin küçük kızıl sıçan"
Kolumu sertçe çektim.
L-" Defol git buradan!" Diye bağırmış oldum bir anlık sinirle. Sasha'nin ve diğer iki kızın yüz ifadesi anında değişti. Yüzleri soluklaştı.
S-" Canavar..." üç kız hızlı adımlarla benden uzaklaşırken ben olduğum yerde kaskatı kesilmiştim. Neden bana canavar dedi? Daha fazla vakit kaybetmeden okula dalıp koridorda sınıfıma doğru ilerledim. Koridordaki aynanın yanından geçerken küçük bir farklılık durmama sebep oldu. Aynaya yaklaşıp dikkatlice baktım. Koyu, neredeyse lacivert rengi olan gözlerimden biri kan kırmızısına bürünmüştü. Gözümü kapatıp tekrar açtığımda eski rengine geri döndü. Eminim, bir yanilsamaydi bu.Baska açıklaması olamaz, değil mi? Gergin bir şekilde sinifima girdim.
《☆☆☆》
Zil çaldığı gibi kitabımı açıp o güzel evrene daldım. Kitap okumayı her zaman sevmişimdir. Bu okuduğum kitap üç türün yaşadığı bir evrende geçiyordu. Melekler, iblisler ve kurtlar. Bu- Duyduğum bağırışla kafamı kitabımdan kaldırdım. Mai ile Max kavga ediyorlardı. Aslında Max Mai'ye bağırıyor demek daha doğru olur.

M-"Daha dikkatli olsana be!"

Mai biraz daha sinmiş gözüküyordu şimdi. Mai bizim sınıfa daha bu sene gelen bir öğrenci. Kendisini daha dört haftadır tanıyordum ama iyi bir kızdı. Max zaten zayıflara zorbalık yapan birisiydi. Onun gelmesiyle Max kızın üzerine fazlaca gitmeye başlamıştı.
Ben genelde olaylara pek karışmam. Başıma bela almak istemiyorum çünkü. Fakat bu sefer dayanamadım. Ben daha ne yaptığımı fark etmeden hızla Mai'nin önüne attım kendimi. Max'in havada olan elini bileğinden sımsıkı tutarken gözlerinin içine meydan okurcasına baktım. Şu an yaptığım şeye her ne kadar şaşırıyor olsamda bozmadım.

O da benim bu yaptığım şeye benim kadar şaşırmış olsa da çabuk toparladı. Bileğini elimden kurtarılmayı omuzumdan ittirdi beni.
M-" Sen kendini ne sanıyorsun? Bu gün yürek yiyip gelmişsin anlaşılan." Dedi üsten üstten bana bakarak. İtiraf etmek gerekirse biraz tırsttım fakat geri adım atmadım.

L-" Kızı rahat bırak. Yoksa..." duraksadım. Ne yapabilirdim ki?

M-" Yoksa ne?" Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

L-"Yoksa sonuçlarına katlanırsın." Ne yapabilirsin dese bir şey diyemem sonuçta karşımda benim iki katım olan biri duruyor. Max tam ağzını açıp konuşmaya başlayacaktı ki içeriye Bay Willow girdi. Rahatlayarak omuzlarım çöktü.

BW-" Biri neler olduğunu anlatmak ister mi?" Dedi gözleri benimle onun arasında gelip giderken.

M-" Hiç birsey olduğu yok." Dedi benden önce atılıp. Bay Willow gözlerini bana çevirdi. Başıma Max gibi bir bela ( zaten başımda Sasha ve arkadaşları gibi bir dert varken) istemiyorsam sorun olmadığını onaylamam gerek. Lakin böyle sinir kalmamın pek bir faydası yok.

L-" Max, Mai'nin günlerdir üzerine çok gidiyor. Bende az önce buna engel olmaya çalışmıştım." Max'in sinirle yumruklarını sıktığını görsem de gerilmedim.

BW-"Benimle gel." Dedi Max'i işaret ederek. Gitmeden önce bana delici bir bakış atmayı da ihmal etmedi. Omzuma dokunan eli hissetmemle birlikte arkamı döndüm.

M-" Teşekkür ederim." Dedi elini açık kahverengi saçına geçirirken. Kocaman gülümsemesine karşın ben hafifçe tebessüm ettim.

L-" Önemli değil." Kıza bakarken içimi garip bir his kapladı. Sanki... o, o değilmiş gibi. Anlatması zor. Daha önce hiç hissetmediğim bir şey bu. Sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi. Belki de bu his kızın duru bir güzelliğe sahip olmasıdır.
Bu hissi bosverip arkamı dönüp sırama doğru yürümeye başladım fakat omzuma dokunan Mai'nin eli beni durdurdu.

M-" Ben Mai."

L-"Biliyorum. Ben de Lily."

M-" Biliyorum." Dedi gülümseyip elini uzatırken. Bu defa ben de gerçekten gülümsedim. Elimi uzattım.
_________________
İlk bölümler sıkıcı gelebilir ama ilerleyen bölümler daha iyi olacak.

Gölgedeki Işık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin