18. Bölüm: Öteki

2 0 1
                                    

İyi okumalarr
--------------------------
"Sürekli savunmada olursan asla kazanamazsın. Kazanmak için saldırmalısın!"
-----------------------------------------------
Bilinmeyen'den

Korku.

Bir zamanlar içini saran, o iğrenç duygulardan biri olan korkuydu. İğrelti, hor görme, hüzün, keder ve ısdırap... Onu en esir alan duyguydu korku.

Kendisinden korkuyordu. Çünkü insanlar ondan korkuyordu. Kendisinde yanlış bir şeyler olduğunu düşünürdü, diğerlerinin basmakalıp düşünceleri yüzünden. En azından anne dediği kadın yanındaydı, bir süreliğine.

Hiç bir çocuğun duymaması gereken sözler, onun dostuymuşçasına yanındalardı.

Duymadı kimse parçalanan kalbinin sesini, tıpkı onlarca camın yere düşmesi gibiydi. Gülümsemesi dudaklarından sökülüp alındı, kabullenişten daha ağır bir şekilde idi.

Öfke onu ele geçirirken kahkahası yankılandı, hüzünle kesinleşmiş olan. Ne zıt ama! Göz yaşları serbest kaldı aynı anda, en değerli elmastan daha parlak olan.

Sessiz kelimeler her zamanki gibi döküldü dudaklardan, acımasız bir savaşın gürültüsüne sahip. Yumuşak gibi duyulan sözler, Bir hançerin keskinliğine sahip.

Gözler ona döndü. Zalim olan onlar değil, o'ymuşçasına. Onlar, içindeki acıyı kışkırtan birer yargıç misali, suçlu olan onlar değil, o'ymuşçasına.

Fakat herkes bilir ki gizlenen duygular en fena halde geri çıkarlar.

Asla duyulmadı gizlenen duyguların çığlığı, Tıpkı yıldızların sessizce kayması. Kalbinde kırık umutların nağmeleri yankılandı, aynı unutulmuş melodik vavelyalar...

Hüzünle yoğrulmuş mizansen, buğulu cam ışık misali parladı, en koyu geceden daha parlak bir iz bıraktı.

Her zaman nefret edildi. Bu o kadar büyük bir sorun değildi onun için. Sorun olan, nefret edilmesinin nedeniydi. Kendisi olduğu için, seçemediği şeyler için...

Nefretin en saf halini barındıran gözler, kime düşmansınız böyle? Yardım etmeyi reddeden gözler, hangi zalime kin beslersiniz böyle? Bu düşünceler sürekli kurcalar idi.

Tek başına kalabalıkta oturan, neden kimse etmez sana yardım? Masumiyetine karşı mıdırlar, bu en karanlıktan gelenler?
Akan kanın senin olduğunu mu bilmezler, elin başkasının kanına mı bulandı sanırlar? Gözyaşının sahte aktığını mı düşünürler, öfkeden aktığını mı bilmezler?

Bilmezlerdi, ta ki o olaya kadar.

Küçük bir çocuk işte o zaman birilerinin kahramanı ancak çoğu kişinin canavarı oldu.

Anılar, yaşayanlar için birer kafesti. Günden güne seni sıkıştran dar bir kafes ve kafese yakalandığını anda, sevgi onun için ağır birer zincire dönüştü.

Artık vitrindeki bir manken kadar boş, bayat bir pasta kadar çürümüş, sesi olmayan bir bülbül kadar çaresiz ve bir gül kadar yalnızı.

Her zaman kendi kendine sordu "Ondan başka neyim var?" Aldığı cevap yıllarca aynı kaldı "Kimse." Kimsesi kalmadığında onunla karşılaşmıştı. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan kadın ile. Belki bu sefer bir şans vardır.

Küçüktü kayboldu acımasız dünyada, saklandı dört duvar ardına. Farkındaydı yalnızdı tek başına burada, kaptırdı kendini bu sahte diyara.

Kalamadı aynı noktada, batıyor sessiz ve dipsiz boşlukta. Ona zevk veren tek şey, intikamın hayali havada.

Duracak yeri yoktu, kimse onu anlamıyordu. Nereye kadar kalabilirdi, hiç dinlenmeden bu dünyada?

Buz gibi yanıyor, güneşte bitip tükenerek. Uzaktan izliyordu, o değil sanki gülümseyen. Anlatmak isterdi derdini, dilinde iğne, boğazında diken olmasa. Nasıl bulabilir kendini, insanlığımı yitirirken...

Gölgelerin yattığı bir diyarda, yumuşak bir iç çekişle çağırıyor. Herkesin varacağı durakta, fısıltılar ahenkle yükseliyor.

Bu bir son değil, sonsuz bir kalbe geçiş. Gecenin soğuklugunda gizlenen, aydınlıktan karanlığa geçiş.

Göz yaşları aksa da, yürekler dağlansa da,
Burada olmalı, bu hayattan sadece küçük bir parça.

Bazı şeyler siyah, bazı şeyler ise beyaz. Iste sizin sıkıcı dünyanız, sadece siyah ve beyaz.Pek çok tonu var grinin, nasıl olurda hala bilmezsiniz?

Kolayca yok olur iyiler, tıpkı kırılan hayaller. Varlığını bile fark etmediğin iblis senin içinde nefes alıyor. Beyaz olduğunuzu düşünen, bir siyahsınız, fazlası değil... İyi ne, kötü ne? Senin en nefret ettiğin, hazinesi bir başkasının. Maske takıyor herkes. Beyaz taraftaki kahramanlar, bunun gibi davranıyorlar.

Peki ya, siyah tarafyalarsa?

Artık eskisi gibi olamaz. Eskiden olduğu kadar masum değil. Günahlarım birikti, bir 'kahraman' olamaz.

Hayır, benden olmadığım biri gibi davranmamı istemeyin.

Eskiden olduğum kadar iyi değilim. Ne eskiden olduğum kişiyim, ne de şimdi olduğumu sandığım kişiyim. Karanlık gün yüzüne vurdu, çirkinleştirdi beni...

Örtüler düştü yalanlar birikti, gerçekleri gözden kaçırdılar. Yansıyan yüz, onu yansıtmaz. Bu maskenin ardında bir 'ben' yok.

Onlar sustular ben ve o ölürken.

Beni 'kahraman' sanacaklar, bembeyaz ışıklarla oluşan. İntikamımı aldığım vakit anlayacaklar...

Hangi rengin daha korkunç olduğunu.

Gölgedeki Işık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin