İyi okumalarr ^^
----------------------
"Ötekileştirmek, insanların kullandığı en tehlikeli suç aletidir."
-------------------------------
BZ-" Pekala, Bayan Soldier. Artık konumuza geçelim. Oturun lütfen." Kulağa, ricadan çok bir emir gibi gelen cümleyle deri koltuğa oturdum. "O yıldız topunu kimin gönderdiğini biliyor musunuz?"Başımı iki yana salladım. Şimdilik hiç bir şeyden bahsetmenek en iyisi. Mark'ın, ona tam olarak ne anlattığını bilmiyorum. Bu yüzden kelimelerimi dikkatli seçmeliyim. Çok ta gergin olmayan bir tavır takındım.
L-" Bilmiyorum, efendim."
BZ-" Emin misin?" Bana inanmıyor. Kıpırdamadan durdum.
L-" Elbette eminim. Peki, sizin bunu yapan kişi hakkında bir fikriniz olabilir mi? Örneğin, yemekhanenin ışıklarını bozan 'dış tehditle' aynı olabilir mi?" Duraksadı. Düşündüğünü anlayabiliyorum. Ah, keşke ifadesini görebilseydim, söyleyeceklerimi daha net bir şekilde seçebilirdim.
BZ-" Bu konuda size söyleyebileceğim bir şey yok, Bayan Soldier. Ancak sizin söylemek istediğiniz şeyler olabilir." Hmm. Yakalandım galiba. "Bay Fowler, bana bir kadından bahsetmişti. Şu an halkın dilinde olan bir kadından.
L-" Kimden bahsettiğinizi biliyorum. Siranyra." Ona takılan lakap bu. Neden kendi ismi ile değil de "ışığın armağanı yıldız" anlamına gelen bir isimle tanındığını anlamak zor değil. "Evet, onu daha önceden görmüştük. Eğer bana, saldırıyı onun yapıp yapmadığını soruyorsanız; bilmiyorum." Başkası da olabilir. Bilmediğimiz bir düşman. Her olasılığı düşünmek lazım.
Şüpheci bakışları beni tartarcasına suratımda geziniyor. Ah, acaba... söylentiler yüzünden mi?
L-" Bazı söylentiler olduğundan haberdarım fakat sizi temin ederim ki bunu ben düzenlemedim, ben yapmadım." Başını hayal kırıklığına uğramışçasına iki yana salladı.
BZ-" Ben söylentilerle ilgilenmiyorum, Bayan Soldier. Sadece gerçeği öğrenmeye çalışıyorum." Ona göre harekete geçecekler. Anlıyorum... "Bakın, yıldızın birden bire küle dönüşmesinin bir nedeni var. Onu küle dönüştürmek için eski bir büyü gerekiyor. Sizin bu büyüyü bilmenize pek imkan yok. Bu da tahmin edersiniz ki,"
L-" Durumu oldukça şüpheli bir hale getiriyor." Diyerek tamaadım. Lanet olası o kızlar... tüm söylentinin Pettie ve grubunun çatısının altından çıktığına eminim. Sinirle bir hakaret etmemek için yanağımı ısırdım. Hadi be, çıkmazdayım!
S-" 'Kütüphanede araştırma yaparken bir kitaba rast gelmiştim. O kitapta oldukça eski büyüler yazıyordu.' De." Kütüphanede böyle bir kitap var mı?
S-" Yok ama olmak üzere." Emin misin? Bunu yapabilir mi? Kendin mi var edeceksin yoksa olan bir kitabı mı getireceksin? Ama olmaz ki. Sonuçta-
S-" Aranızdaki sessizlik uzamaya başladı. Baş şüpheli sensin. Ona göre davran." Tamam...tamam.
L-" Kütüphanede araştırma yaparken bir kitaba rast gelmiştim. O kitapta oldukça eski büyüler yazıyordu. Aklımda kalmış olmalı ki fark etmeden uyguladım." Gözlerimin içine hiç bir kelime etmeden bakmaya devam etti. Hah, yemedim. Daha fazla bilgi vermeyeceğim.
BZ-" Demek öyle. Kütüphanemizde hangi kitapların olduğunu bilirim. Böyle bir kitap yoktu. Hangi bölümde araştırma yaptığınızı söyler misiniz?" Duraksadım.
L-" Dördüncü bölümde. Orta düzey farhet* büyülerinin olduğu kısım, Bay Zauberlore."
BZ-" Anlıyorum. Öyleyse diğer konumuza geçebiliriz. Öz'ünüzü yönetemiyorsunuz. Dönüşemediginizi biliyorum, belli ki güçlerinizi kullanabiliyorsunuz." Ha? Hayır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedeki Işık
Fantasy"Gölgelerden bir canavar doğdu yıkım için. Evet, bu benim. Kahraman olmak umurumda değil, gereken tek şey intikam." Doğru ile yanlışı ayırt etmekte hiç zorlandınız mı? Ya da nelerin sizi kötü bir insan yapacağını biliyor musunuz? Bir insanı ikinci k...