Yeni bir bölüm daha geldi beni takip edip diğer kitaplarıma da şans vermeyi unutmayın 😸 ❤️
Hala tefondanbölüm yazıyorum arkadaşlar o nedenle yazım hataları için kusura bakmayın lütfen seviliyorsunuz🍀Anthony mi?
Bu gerçek olamazdı olmamalıydı. Babamın çok yakın arkadaşıydı değil mi?
Kapı sesi duydum gibi sonra bir bağrış, kendimi yerde buldum. Birileri bana tekme atıyordu. Muhtemelen karnım morluklarla dolmuştur ama hissetmiyordum. Kalbim çok acıyordu. Bu acıyı en son kazada hissetmiştim.
Farkında değildim. Antony'i bu kadar sevdiğimin ve ona ne kadar çok güvendiğimin.
Onu ailemin bir parçası kabul etmiş yanımda babam varmış gibi hissetmiştim. Ne kadar zor bir insan olsa da o takdir edince babam da benimle gurur duyuyor sanmıştım.
Yanılmışım. On yaşında ki küçük omuzlarım için bu yük çok ağırdı. Kam ur olmuş gibi hissediyorum ama kalbimdeki ağırlık daha fazlaydı.
Saçlarımı kim çekiyor bilmiyorum ve uzaktan bir yerden gözlüklünün sesini duyuyordum. Beni bırakmaları için bağırıyordu.
Bana vurmaya çekiştirip küfretmeye devam ediyorlardı. Hiç biri önemli değildi. Keşke şimdi ölsem. Anthony benim kalan son ailemdi. Artık o da yoktu. Neden yaşamam gereksin ki. Annemle babam gerçekten beni cennetten izliyorlarsa ne kadar aptal bir kızımız var demişlerdir. Beş yıldır bu cehennemde Anthony'nin dediği herşeyi yapmış hayatta kalmıştım. Peki şimdi bu gerçekle nasıl yaşayacaktım. Anthony beni zaten öldürmeyecek mi. Burada herkesin bir görevi olduğunu söylemişti bir zamanlar, peki benim görevim neydi. Her neyse onu yapmak ve onu memnun etmek istemiyordum. Hemen şimdi ölmeli ve planlarını çöpe çıkarmalıydım.Kolumda kesikler aciyorlardı. Akan sıcak kanı ve acıyı hissedebiliyordum. Ama daha fazla acıya ihtiyacım vardı. Kalbimdeki bu acının dönmesi için ve ölebilmem için daha çok acı çekmeli ve son nefesimi bu canı çocukların elinde vermeliydim. Çünkü onlarda benim gibiydi. Hepimiz sonumuzun bu çukur olduğunu biliyorduk.
Araf'ın" hadi Küçük şah dün bana diklenirken kendinden çok emindin"dediğini duydum. Dün evet ama bugün benim son günüm olmalı ve onun lanet yüzünü bir daha görmemeliyim.
Yine sesini duydum yeter bırakın diyordu sesi tedirgin çıkmıştı. Biliyordum bunu sadece ne kadar ileri gidebileceğimi görmek ve bu kaostan kendine eğlence çıkarmak için yapmıştı. Malesef hesaba katmadığı şey benim gerçeklerimdi. Benim gerçeklerim. Düžündükçe nefesim kesiliyor kabin daha çok acıyor.
Acıyor anne çoook acıyor geçmiyordu.
Araf'ın yeniden durun lan diye bağıran sesini duymamla başımda bir zonklama hissetmem bir oldu. Gözlerimi açamıyordum. Sonunda olmuştu ölüm beni almalıydı. Lütfen lütfen ALLAH'ım al canımı.
En son yine Araf'ın ne yaptınız laaann diye bağırışını ve kapı sesini duymuştum.
Sonrası güzel ve sessiz bir karanlıktı. Hiç aydınlık düşlemedim o an karanlıkta kalmak istedim. Işıklar bana gülümseyen canavarların yüzlerini gösteriyordu. Ben karanlıkta kalmalı ve asla o canavarları görmemeliyim.İLAHİ BAKIŞ
Gölge küçük kızını çok merak ediyordu. Burada olmadığı yıllarda daha çok hırçınlaştığını gözlerinden anlayabiliyordu. Anthony onu bizzat eğitmişti. Bu alışılmadık bir şeydi.
Anthony bugüne kadar bir tek gölgeyi eğitmişti çünkü onun vaftiz babasıydı. Oğlu onun varisi olacaktı. Gölge bunu artık kabullenmişti.
Fakat o küçük kız istisnalar arasına girmişti. Anthony o kızla beraberken gözleri sinsice parıldıyordu. Bunun sebebini bilmemek onu içten içe yiyip bitiriyordu. Çünkü Anthony birşeylerin peşindeydi.
Bugün küçük kızını ondan aldığı için Anthony sinirlenmiş ve aynı zamanda eline büyük bir koz geçmişti.
Artık biricik oğlunun da zaafı vardı. Gölge herşeyin farkındaydı.Gölge varisini seçmişti. Anthony ise bundan memnun olmamıştı. Gölge planlarına engel olabilirdi. O kızda şeytan tüyü vardı. Babasının ihaneti olmasa kızı kendi kızı gibi büyütür yanından ayırmazdı. Yıllardır buz tutan kalbi bu küçük kızla erimeye başlamış ve yaşlandığını hissetmişti. Bu kız onun hiç sahip olmadığı çocuğu veya torunu olabilirdi. Ama içindeki öfke buna izin vermiyordu. Onunla ne yapacağına karar vermemişti. İyi yetişirse belki onu da gölge gibi bir suikastçı yapabilirdi. Eski dostuna inat çocuğunu tam bir katil gibi yetiştirmeliydi. Yada çocuk basaramayıp ölecekti. Belki de ölmeliydi. O küçük haylaz ve babası gibi bakan gözleri bu dünyaya kapanmalıydı. Ya da daha kötü bakmalıydı soğuk ve acımasız olmalı duygusuz bir silaha dönüşmeliydi. Her iki düşünce de onu mutlu ederken aynı zamanda kalbinde bir sızıya neden oluyordu. Anthony başını silkeledi ve kendine eski dostunun ihanetini hatırlattı her ne olacaksa en kötüsü bu kıza olacaktı olmalıydı yoksa içi soğumayacaktı.
Gölge son kez kızı kontrol etmek için mahsene doğru ilerlerken bağrış sesleri duydu. Araf'ın durun lan dediğini duyunca adımları daha sert ve hızlıydı. Mahsenin kapısını açıp yerde kanlar içinde yatan küçük kızını görünce öfkesi bütün vücuduna yayıldı. Araf'ın bir kızı tutup yüzünü dağıttığını ve onu tutanları da elden geçirdiğini görünce Araf'ı boğazından kavrayıp duvara doğru yasladı ve havaya kaldırdı. Herkes suspus olmuş ikisini izlemeye başlamıştı. Mahsen yine ilk defa gölgenin bir olaya karıştığına şahit oluyordu.
Hızla mahsene giren gölge aynı hızla Küçük Şahı taşıyıp mahsenden çıkarmıştı.
İçi çok yanıyordu. Maria aralarında en küçük olanıydı. Mahsen ilk defa Mari ile birlikte beş yaşında bir çocuğa ev sahipliği yapmıştı. Küçük bedenine ve boyuna bakmadan diklenen küçük bir kirpi gibiydi. Bugün ona ne olduğunu bilmemek gölgeyi tairifi imkansız bir öfkeyle sınıyordu. Başından akan terlerle onu revire taşıdı. Cansız gibi duruyordu. Oysa o kadar da güçsüz değildi bugün antremanda bizzat test etmişti. Yaşına ve bedenine göre oldukça güçlü ve çevikti. Bu kadar hasar alması anlaşılır gibi değildi.Öte yandan haber Anthony'e ulaşmıştı. Küçük şah oyun dışı kalmak üzereydi. Ölmesine izin vermeli miydi?
Arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik 🥹 sizleri seviyorum ❤️ vote ve yorum yapmayı unutmayın. Instagram adresimden gelecek bölümlerin kesitleri ve tarihleri hakkında bilgi dahibi olabilirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ NESİL CELLAT ( +18 )
Teen Fiction" elimde ki çakıyı koluna geçirdim. Aksayan ayağımı savurup diz kapağına yandan bir tekme attım, yere çökerken benim ayağımı da kendisiyle beraber çekince beraber yere düştük. Onun üstündeydim alnımdan ve burnumdan akan kan onun yüzüne damlamaya baş...