7.Önceliğim seni değil onu öldürmek

195 28 4
                                    

🖤 Keyifli okumalar 🖤

Jeongin'den
Nefesimi tutdum istemsizce dolan gözlerimi kapatdım. Bir dakika ben bu sesi tanıyorum.
"Hyunjin hyung? Senmisin?"
Yerimden hafif hareket ederek ona doğru döndüm.
Yüzümü görünce kaşlarını çatmışdı. Benden bu kadarmı nefret ediyordu cidden?

"Yüzündekileri wonjun mu yaptı?"
Bakışlarımı anında yere çevirdim ve kısık sesle sadece "evet" diye bildim.

Bundan sonra Hyunjin her ne kadar kısık sesle söylese de, tıslayarak "p!ç herif" dediğini duymuşdum.

"Bak Jeongin her ne kadar sizden nefret etsemde önceliğim seni değil wojunu öldürmek o yüzden sana şimdilik dokunmayacağım."

Boğazımdaki bıçağı çekmişdi. Ona bir daha başımı kaldırıp baktığımda yüzünün benden farksız olmadığını gördüm. Vücudunda ve yüzünün belirli yerlerinde yaralar vardı. Gözlerindense nerdeyse ateş çıkıyordu. Resmen patlamaya hazır bir bomba gibi duruyordu. Buda beni daha fazla geriyordu.

"Şimdi. Bana o herifin nereye gitdiğini söyle."

"B-ben bilmiyorum."

"Tamamm belli ki seni susman için tehdid etmiş ama ben senin keyfini bekleyemem o yüzden şu s!ktiğimin ağzını aç ve konuş.Bir daha soruyorum. Wonjun nereye gitdi yada ne zaman dönücek?!"

Korku bütün bedenimi ele geçirmişken gözlerim doluyor,Hyunjinse yavaş yavaş üzerime doğru yürüyüp. Beni daha da çıkmaza sokuyordu.

"B-bilmiyorum"

"Yalan,yalan söylüyorsun."
adeta kükremiş ve üzerime doğru hızla yürümeye başlamışdı.

"Hayır yemin ederim ki yalan söylemiyorum. Gerçekten inan bana."

"Sana neden inanayım! Ailemi katil etdiğiniz için mi?"

"B-ben özür di-dilerim."
O üzerime doğru yürümeye devam ederken benim sırtım duvara çarpmış ve artık gidecek bir yerim kalmamışdı. Gözlerimdeki yaşlar artık kendini tutamamış bir anda firar etmişdi.
Hyunjin hızla üzerime gelip elini kaldırdı. Ona daha fazla bakamadım ve gözlerimi sıkıca kapatıp yüzüme yiyeceğim yumruğu bekledim. Fakat o yumruğu asla his etmemdim. Gözlerimi açmaya hala korkuyordum. Ama anladığım kadarıyla Hyunjin bana dağil benim arkamdan kalan duvara arkası kesilmeden yumruklarını geçiriyir sinirini yatışdırmaya çalışıyordu.

Uzun bir süre sessizlik çökdü aramıza.
Fakat bir anda Hyunjiin bağırıp yere çökmesiyle bu sessizlik bozuldu.

Her ne kadar ondan korksamda yerde böyle acı çekrek kıvranmasına göz yumamadım.

"I-iyimisin?"

"Iyi gibi mi duruyorum?"
Hala bana laf yetişdirdiğine inanmıyorum.

"Beni içerideki mahnsene götür."

"Mahsen mi?"

"E-evet" acısı daha çok artmış konuşamaz hale gelmişdi ona bir önce yardım etmeliydim.

"Sana yardım edeceğim ama bu evde bir mahsen olduğuna eminmisin?"

Kafasını olumlu anlamda salladı.

"Her neyse beni görmemiş gibi davran. Eğer planlarım mahv olursa seni bütün gece inletirim haberin olsun."
Hii sapık herif. Aman her neyse gece beni nereden bulucak.

Kendisi ayağa kalkmış evin diğer tarafında kalan bir yere doğru irerliyordu. Daha doğrusu irerleyemiyordu yerinde tökezleyip duruyordu. En azından onu dengede tuta bilmek için yanına gitdim ve kolunun altına girerek ona destek vermeye çalıştım. Evet sadece çalışdım çünki kenardan zaten minik kalıyordum onun yanına gelinceyse iyice yok oldum resmen. Onu daha iyi tuta bilmek için kolundan tutup bir az yaklaşdım her ne kadar tedirgin olsamda. Ama ona yaklaşdıkca daha da yaklaşmak istiyordum sanki onda beni kendine çeken bir şey vardı. Ve kokusuda çok güzeldi. Okyonusun içinde bitmiş bir gül gibi kokuyordu.
Beni düşüncelerimden ayıran acı bir inleme oldu.
Hyunjin gözleriyle elimi bakıyordu bende baktığımda elimi koyduğum yerin kan olduğunu gördüm.

"Özür dilerim istemeden oldu"
Bir şey demedi ve soğuk bakışlarıyla önüne döndü.

"Şurayı aç"
Önümde dümdüz bir duvar vardı.

"Nereyi?"
Gözüyle duvarı bir daha işret etdi.

"Düz duvarı nasıl açmamı bekliyorsun?"

"Ahh Cidden."
Kolumun altından çıktı ve duvarın diğer köşesine giderek duvarı açtı.
...

Duvar dediğim şey meğersem gizli bir kapıymış.

Beni beklemeden kendi önden içeri geçti. Kaba şey. Oysa geçen sefer bana öncelik vermişdi. Gerçi olanlardan sonra bunu beklemem saçmalık olurdu.
Bende onun arkasından içeri geçtim.
İçeri girdiğimde gördüğüm manzara pekde iç açıcı değildi.

Içerisi Karanlık,rütubetli depo gibi bir yerdi. Odanın ortasında bir sandalye vardı. Oda duvarlarının farklı,farklı yerlerinden asılmış kelepçeler ve zeminin farklı köşlerinde üzeri kan lekeleriyle dolmuş sopalar vardı. Zemin cam kırıklarıyla doluydu. Son olaraksa uzun demir çubuğun üzerine bir kelepçe bağlanmış odanın iki kenarından asılmışdı.

Kan dolu bu yeri görünce Hyunjini gece babamın bu hale getirdiğini anladım. Boğazım düğümlenmişdi.
Hyunjine baktım odanın bir köşesine geçmiş karnını tutmuş bana bakıyordu.

"Ne oldu beğenemedin mi?ama burası senin evin- ah"
Daha konuşup bitiremeden midesine giren sancıyla eli karnına gitmişdi.

"Daha doğru düzgün yerinde oturamıyorsun ama bana laf yetişdirmek peşindesin."
Vee klasik soğuk bakışlarıyla karşılaşdım.

"Tamam sustum demedim bir şey"
Iki elimi teslim olurcasına yukarı kaldırdım.

"Iyi deme de zaten."
Öküz. Sana bir özür borcum olmasa kesinlikle bir dakika bile yanında durmazdım.
Aklıma gelen şeyle hızla kapıya doğru gitdim ve çıkmadan önce
"Ben iki dakikaya geliyorum sakın kımıldama tamam mı"
Söylediğim şeye göz devirmiş ve iyice yerine sinmişdi.

"Bir insan nasıl bu kadar gıcık ola bilir ya, az önce boynuma bıçak dayamasına rağmen ona iyilik yapmaya çalışıyorum gördüğüm muameleye bak."

Hızla odam
a çıktım ve ilk yardım çantasını aldım. Sonra mutfağa inip iki şişe su ve iki hazır sandiviç aldım.
Sonra hızla gizli odaya gitdim.

Odaya girince elimdeki her şeyi direk yere bırakıp derin bir iç çekdim.

"Yardımına ihtiyacım yok senden sadece ağzını sıkı tutmanı istiyorum."

"Merak etme bende boğazıma bıçak dayayan bir meymeletsize yardım etmeye pek hevesli değilim ama sana bunu yapmaya borçluyum malesef."

"Neden borçluymuşsun?"

Önce ilk yardım çantasını açdım ve içerisindekileri ayırarak Hyunjin yanına geldim.

"Size geldiğimiz gün beni o yamyam köpekten kurtardığın için bir iyilik borcum var...Babamın yaptıkları içinse sana bir özür borcum var."

"Iyi ne yaparsan yap"

"Gömleğini çıkart."

"Ne?"

Iki gündür durmadan kitap yazıyorum ama daha 4 bölüm yaza bildim 😭😭

In bed/hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin