🖤Keyifli okumalar🖤
Oy ve yorum yapmayı unutmayınJeongin'den
"Yaralarına pansuman yapacağım sadece"
"Kendim yaparım."
"Ahh Cidden. Neden bu kadar suratsız olmak zorundasın ki"
"Duya biliyorum yalnız"
"Duyman için söylüyorum zaten"
"O gün nasılda tatlı tatlı geziniyordun. Bir de şu haline bak."
Bu lafının karnındaki yarasına elimdeki pamukla bastırdım. Bunun üzerine Hyunjin belli belirsiz bir mırıltı çıkararak bana ters ters bakmaya başladı.
"Isteyerek oldu kusura bakma. Kollarınıda çek bakayım yukarı"
Dediğim sözlere hiç bir tepki vermemiş yine her zamanki gibi öylece durmuşdu. Ruhsuz şey ne olacak.Yanına yaklaşdım ve gömleğinin kollarını yukarı doğru katlayarak. Kolundaki yaralara canını acıtmamaya özen gösterek merhem ve acısını alması için krem sürdüm. Ben bunları yaparken üzerimde bir çift göz his ediyordum ama başımı kaldırıp bakmaya kendimde cesaret bulamıyordum. Az önce benim yüzümden kanayan yarasının üzerinde daha çok durmuşdu ve bu yara diğerlerinden daha derin duruyordu o yüzden sarmam gerekir diye düşündüm ve bir bezle yarasını sarmaya başladım. Fakat bir anda Hyunjin elini elime yerleşdirip bunu yapmamı engelledi.
"Yaraları sararsak dışarı çıktığım belli olur bunu yapma. "
Kafamı kaldırıp dediklerini dinledim. Kalbimse elimin üzerinde his etdiğim elle delicesine atmaya başlamışdı. Umarım kalbimin bu sesi duyulmuyordur."Anladım. Özür dilerim."
"Özür dilemene gerek yok."
Dediğiyle bir süre bir birimize bakmış ardından ikimizde bu bakışmayı uzatmak istememiş ve gözlerimizi ayırmışdık bir birimizden.Ilk yardım çantasını toplamış ve elimi bir ıslak mendille sildikden sonra. Suları ve sandiviçleri alıp. Sandiviçlerden birini Hyunjine vermiş diğeriniyse kendi kucağıma alıp paketini açıp büyük bir iştahla yemeye başlamışdım.
Önüme baktığımdaysa Hyunjin'in daha verdiğime hiç dokunmadığını gördüm. Ama en son o da benimle aynı zaman da yemek yemişdi acıkmış olması gerekmezmiydi?"Neden yemiyorsun?"
Dolu ağzımla konuşmaya çalışdım ama ne kadar anladı orasını bilemem."Şu durumdayken bu evden bir şey yememi mi bekliyorsun?"
Tek kaşını kaldırıp kinayeli bir şekilde konuşmuşdu. Şimdi bir daha baktım da cidden yakışıklı çoçukmuş."Eğer yememek de ısrarcıysan ben yiye bilirim dünden beri hiç bir şey yemedim ve sırf senin için evde tek kalan karışık sandiviçi sana verdim. Yemekden hiç çekinmem ona göre."
Bir yandan ağzımdakileri yemeye çalışıyor bir yandan da konuşuyordum.
O an Hyunjin'in yüzünde dünden beri ilk defa bir gülümseme gördüm. Benim bu halime kısaca gülümsemiş fakat sonra hızla kendini toparlamışdı."Önce ağzındakileri yesene sen. Hem beni çocuk yerine koymayı bırak."
"Üzgünüm. Yemek istemiyorsan zorlamayacağım ben açsın diye düşünmüşdü. Senin bana inanmadığını unutmuşum."
Sesimden kırıldığım açık şekilde belli oluyordu ama ben bu konu üzerinde daha çok durmak istemedim ve çantada hem kendim için hem de Hyunjin ağrı kesici aramaya başladım."Ahh..Senden nefret ediyorum."
Arkamdan gelen sesle daha fazla kırılmışdım ama arkama döndüğüm de bütün üzüntüm bir anda uçup gitmişdi.
Hyunjin ben verdiğim sandiviçi oturmuş somurta somurta yiyordu.
(Aşıksın dınınığ)
Birde bana diyordu şu an kendisini görse 5 yaşında çocuk derdi kesinlikle. Bu hali karşısında daha fazla kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.Bir süre boyunca gülmüşdüm, bu süre boyunca yine üzerime de bir çift göz his etmişdim. Sonunda gülmem bitdiğinde. Başımı kaldırdım ve kendimi Hyunjinin soğuk ve boş bakışları için hazırladım. Fakat asla o bakışlarla karşılaşmadım. Aksine gözlerinde öyle bir sevgi vardı ki, dipsiz bir okyonus gibiydi,gözleri içinde barındırdığı tüm karanlığı yok etmiş gibi duruyordu.
Ikimizde bir anda kendimize gelmiş ve bu gün bilmem kaçıncı kez bakışmamızı ikimizde gözümüzü kaçırarak bozmuşduk."Gülmen sonunda bitdi mi tilki çocuk?"
"Tilki çoçukmu?"
"Hıhm"
"Bi kere ben ne tilki değilim ne de çoçuk değilim. Tilkicik bile bundan daha iyidi. Al ağrı kesici.!"
"Sinirlenince çok komik oluyorsun tilkicik"
Kalbim yine hızlanıyordu.Yerden getirdiğim iki şişe suyu almak için eğildim fakat daha kalkamadan mideme feci bir ağrı saplandı. Acıyla direk olarak yere çömeldim ve arkamı duvara yaslayarak oturdum.
"Jeongin iyimisin?"
"E-evet."
"Al benden çok senin ihtiyacın var sen iç ilacı."
"H-hayır gerek yok."
Kendime de ilaç almama rağmen Hyunjin zorla ilacı ağzıma tıkışdırmışdı.
Aradan bir kaç dakika geçdikden sonra ağrımın artık eski etkisi kalmamışdı.
"Teşekkür ederim. Ben sana yeni bir ilaç vereyim."
Hyunjine de yeni bir ilaç vermiş ve içmesini beklemişdim."Sen gidip dinlensen iyi olur. Hem burada daha fazla durman benim içinde iyi değil."
"Peki."
Doğru söylüyordu her ne kadar onu yalnız bırakmak istemesem de birisi gelip beni burada görürse hiç iyi olmazdı."Kendine Dikkat et"
Demiş ve çıkmışdım gizli odadan.
Kapıyı kapatmadan öneceyse kısık bir ses gelmişdi kulaklarıma
"Sende"
Bölümler size kısa gele bilir ama ben tek bir bölüm için bile çok fazla uğraşıyorum. Bu yüzden eğer kitabı seversiniz arkadaşlarınızla paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayınHepiniz unutdunuz değil mi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In bed/hyunin
FanfictionMerhaba ben Yang Jeongin eskiden bir mafya'nın oğluydum şimdi ise bir mafya babasının sevgilisiyim Seme:Hyunjin Uke:Jeongin Kitapda şiddet,kan,silah kullanımı vardır!