12.Eğer bunun adı sevgiyse seni deliler gibi seviyorum

218 31 5
                                    

Bölümlerim okunmuyor
:(


Jeonginden

"Geç bile kaldılar"

Dizlerimi kendime çekip başımı üzerine koydum.
Neden bilmiyorum ama bu evde Hyunjine ciddi anlamda alışmışdım ve gitmesini istemiyordum.
Belki de yeninden yalnız olmak istemiyordum. O burada olduğu sürece babamla oldukca cesur bir şekilde konuşup sınırımı aşmışdım, çünki Hyunjine güveniyordum o yanımda olduğu sürece hiç bir şeyden korkmuyordum. Beni gerçekten korurmu bilmiyorum ama onun beni her şeyden koruyacağı fikrine kaplıyordum.

"Ne oldu bir yüzün düştü. Yoksa benim gitmemi istemiyormusun?"
Hyunjin pişkin pişkin sırtıp yüzlerimizin arasındaki mesafiyi iyice kapatmışdı.

Kafamı diğer tarafa çevirip konuşdum.
"Evet istemiyorum. Önce kendine alışdırıyorsun sonra çekip gidiyorusun."
Yine benden beklenmeyecek derece de cesur bir şekilde konuşuyordum.

"Hmm demek seni kendime
alışdırmışım. Nasıl yapmışmım peki bunu?"
Ellerini belime sarıp başını omzuma yasladı.

Nefesim kesilecek şimdi.
"Günün yarasını seninle ilgilenip,burada oturmakla geçiriyordum da o yüzden"
Nefesleri boynuma her değdiğinde vücüdum titriyordu.

"Bir de şey sen burada olunca hiç korkmuyorum.
Normalde babamla bu kadar cesur konuşamam ve evde rahat dolaşamam ama sen burada olduğundan beri korkularım yok oldu.Hatda hiç atak geçirmedim.
Neredeyse her gün atak geçiriyordum ama bir anda hepsi uçup gitdi."

Sonlara doğru hevesle konuşup Hyunjine doğru döndüm. Yüzlerimiz dip dibeydi. Kalbim duracak gibi hiss etdim bir an. Hyunjin başını omzumdan kaldırıp bir az kenara çekildiğinde ne zaman tutduğumu anlamadığım nefesimi bırakdım.

"Bir şeyi unutuyorsun Jeongin ben buraya esir olarak geldiysem buradan kendim için bir esir alamalıyım öyle değil mi?"

"N-nasıl yani,seninle gelmemi mi istiyorsun?"

"Evet öyle de dene bilir."

"Bu evden kurtulmayı isterim ama bu bir tık...ürkütücü."

"Hani ben yanında olunca hiç bir şeyden korkmuyordun?"
İmalı bir şekilde söylemişdi bunu

"Ben öyle bir şey söylemedim kuru iftira."

"Yalan söylemek iyi bir şey değil tilkicik."

"Yalan söyleyen biri varsa o da sensin bir kere."
Kollarımı göğüsümde birleştirip kafamı başka bir tarafa dönderdim.
Dudaklarımıda büzdükden sonra artık trip atdığım çok açık belliydi.

"Şu an trip mi yiyorum ben?
İyide ben ne yaptım şimdi?!"

İsyankar bir şekilde konuşup yakınıyordu.
Tamam belkide gerçekten hiç bir şey yapmamışdı ama bu benim trip atmamam için geçerli bir sebeb değildi.

Bir anda karnımda his etdiğim parmaklarla yere yapışıp kahkaha atmaya başlamam bir olmuşdu.
Gıdıklanmak benim zayfım noktam buradan vurulmam hiç hoş değildi.

"T-tamam pes ediyorum yeter artık"

"Ha şöyle yola gel seni küçük tilki"

Hala yerdeydim ve Hyunjin de üzerimdeydi.
Kalbim kendi ritmini yitirmişken.
Ben onun yüzünün her bir hücresini yakından inceliyordum. Tek kelimeyle kusursuzdu. Başdan çıkarıcı bir güzelliği vardı. Yüzünün belirli yerlerindeki yaralarsa ondan hiç bir şey çalmıyor aksine daha da çekici yapıyordu.
İkimizde bir birimizi incelerken bir birimizin dudaklarına bakarken bulduk kendimizi.
O dudaklarını kısa bir şekilde yalarken ben derince yutkundum.

Ellerini benim ellerime kenetledi. Nefesimi tutdum ve bir sonrakı hamlesini bekledim.

Yavaşca üzerime doğru eğildi. Dudaklarımın üzerinde durdu son kez izin istermiş gibi gözlerime baktı ve  dudaklarımızın arasındaki boşluğu doldurdu.

Derin bir sessizliğe gömülmüş oda artık bizim ıslak seslerimizle doluydu.

Yavaş başlayan öpüşmemiz hızlı bir hal almışdı.
Oldukca hızlı hareket ediyordu. Ona uyum sağlamaya çalışyordum.
Alt dudağımı dişleri arasına alınca kısıkca inledim. Ağzıma gelen metallik bir tadın ardından dillerimizide birleşdirdik.

Dakikalarca nefessiz kalana kadar öpüştük. Nefeslerimiz tükendiğindeyse yavaşca ayrıldık bir birimizden.

İkimizde şişmiş ve kızarmış dudaklarımaz bakıp sırıtdık. Hyunjin bir daha üzerime eğilip kısa bir öpücük daha kondurdu dudaklarımın üzerine.
Hala üzerimdeyken bu defa bir birimiz gözlerine daldık. Gözlerimizin derinliklerinede kayıp olurken gözünün altındaki yaraya kaydı bakışlarım.
Bir az önce babamın yaptıkları aklıma gelince gözlerim doldu.

Hyunjin parmağıyla gözümden çeneme doğru süzülen göz yaşımı sildi

"Şşş  ağlama be-"
Lafını bitirmesine izin vermeden kollarımı boynuna sardım.
Başımı boynuna gömdüm ve kokusunu doyasıya içime çekdim.

Hyunjin bacaklarımı beline sardı ve ben iyice onun kucağına yerleşdim.
Oda başını boynuma yerleştirip boynuma minik öpücükler kondurdu ve eliye saçımı okşadı.

"Hyunjin ben az önce s-silahı elime alınca seni kayıp etmekden delicesine korktuğumu anladım...
Şaka gibi değil mi? Ailelerimiz düşman ve ben seni..."
Cümlenin sonunu getirmeye cesaret edemedim.

"Evett seni benii"

Kollarımı ona ola bildiğince sıkı sarıp derin bir nefes aldım ve hızlıca

"Ben seni seviyorum Hwang Hyunjin"
Diyip kıpkırmızı olduğuna emin olduğum yüzümü elimle kapatıp Hyunjin göğsüne sokuldum.
Evet utandığım kişi Hyunjin ve Hyunjine daha fazla yaklaşarak utancımın geçmesini umut ediyorum.

Kulağıma dolan kahkaha sesiyle bir elimi yumruk yapıp omuzuna vurdum.
"Gülmesene ya"

Kollarını belimin ikiyanından sardı ve beni kucağında bir oyana bir bu yana salladı.

"Biliyormusun Jeongin
Tatlı şeylerden nefret ederdim seni görene kadar"

Zaten utanıyordum bir de böyle diyince iyice dometese dönümüş oldum.

"Ilk bizim eve geldiğin günü hatırlıyormusun o gün seni gördüğüm anda mafya sektöründeki hiç kimseye benzemediğini anladım. O gün kalbimin derinliklerinden gelen sesleri anlamdıramamışdım ama şimdi her şeyi çok iyi anlıyorum."
Elimi kalbine götürdü en az benimki kadar hızlı atıyordu.

"Her gün gelip yaralarıma pansuman yapıyordun ama kalbimden haberin yokdu.
Ben hiç kimseye bu kadar hızlı bağlanmam böyle eğitildim ama seni yıllardır kalbimde taşıyormuşum gibi hiss ediyorum.
Eğer bunun adı sevgiyse
Seni deliler gibi seviyorum Yang Jeongin."

"Yerin rahat sanırım. Bu benim kucağıma ikinci gelişin ama şimdiden alışdın bakıyorum."

"Ben bu kadar anti-romantik bir hödük görmedim al kucağın senin olsun."
O gülerken ben kıpkırmızı suratımla tamda söylediği gibi ikinci oturuşumdan alışdığım yerden kalkdım.
Kii kalkmamla kolumdan tutulup geri yerime çekilmem bir oldu.

"Seni bırakacağımı mı sandın yoksa minik tilki"

















Bu bölüm bu kitab için çok soft oldu ya sonrakı bölüm bunun acısını çıkaracağım merak etmeyin

Yeni bir kitaba başlayacağım aklımda harika bir fikir var
Çoook heyecanlıyımm

|
|
|
V
Royalty/Hyunin

In bed/hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin