3.bölüm

11.2K 617 177
                                    

"Ne kadar silersen sil ya yırtılır defterin, yada izi kalır cümlelerin..."

                                     ~ CEMAL SÜREYA 🪽

---

2002, Manisa.

"Duru, hadi kızım, söyle bakalım. 'Anne' de, hadi... Anne!" Nazan, kızına sabırla sesleniyordu.

"Bayaa."

"Anne diyeceksin kızım, baba değil. Hadi bir tanem, anne, anne, anneee..."

"Bayaaa."

Nazan derin bir nefes aldı. Küçük kızı inatla "anne" demiyordu. Ne kadar denese de, Duru her seferinde "baya" diyordu. Genç kadın, bir umut daha deneyerek iki saattir tekrarladığı cümleyi bir kez daha söyledi.

"An-nee, an-neeee... Hadi bir tanem, anne..."

Duru, annesinin yüzüne bakarak, sanki inadına söylemiyormuş gibi, yine aynı şekilde cevap verdi:

"Bayaaa... Bayaaaaa... Bayaaaaaa!"

Nazan bir yandan gülümseyip bir yandan iç geçirirken, kapıdan içeri Ertal girdi. Duru, babasını görür görmez sandalyeden doğrulup çırpınmaya başladı. Ertal, kızının bu heyecanına gülerek hızla ona doğru ilerledi ve Duru'yu kucağına aldı.

"Bayaaa... Bayaaaa," dedi Duru, babasının sakalına küçük elleriyle dokunarak. Nazan onları izlerken bir yandan şaşkın bir tebessümle başını salladı. "Bu kız bana inat ediyor. Anne dememekte kararlı."

Ertal kahkaha atarak cevap verdi: "Daha neler? 6 aylık bebek sana neden inat etsin?"

Nazan başını iki yana sallayıp Duru'yu göstererek, "Bak, tam iki buçuk saattir inatla 'baya baya' diye tekrarlayıp duruyor, ben ona 'anne' demeyi öğretmeye çalışırken!"

Ertal ona şaşkın bir bakış attı, ama Nazan pes etmeye niyetli değildi. "İyi izle," dedi, "nasıl inat ettiğini göreceksin."

Bir kez daha kızı Duru'ya döndü ve saatlerdir söylediği kelimeyi tekrarladı:

"Anne... An-neee..."

Duru, sessizce annesine baktı. Nazan, umutla kocasına dönüp bakarken, o an küçük Duru, annesini şok eden bir kelime mırıldandı:

"Ay-eeee."

Nazan, şaşkınlıkla kızına baktı. İki saattir uğraştığı kelimeyi sonunda söylemişti. Duru’nun yüzündeki masumiyet, Nazan’ın içini ısıttı. Küçük kız, henüz tam olarak "anne" dememişti belki, ama bu küçük an bile her şeyin başladığı yerdi.

Şimdiki Zaman -

“Duru Şanlıkan, adam yaralamaktan sizi gözaltına alıyoruz. Lütfen aşağı inip silahınızı teslim edin,” dedi polis memuru.

Sessizce ona baktım. Polisin istediği gibi arabadan inip karşısına geçtim. Âhi de arabadan indi ve yanıma geldi. Polis bir kez daha silahı teslim etmemi istedi.

“Memur bey, Duru’da silah yok. Silah bende. Süleyman Demirel ve Sertar Demirel’i ben vurdum,” diye konuştu Âhi, sakin ama kararlı bir sesle. Ben ise tepkisiz bir şekilde bakmaya devam ediyordum.

Polis kaşlarını kaldırdı. “Size kimi vurduğunuzu söylemedim. Şikayet eden kişiler, söylediğiniz isimler değil ama belki onlar da vardır... Seri katil misiniz lan siz?”

YARIM KALMIŞ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin