15. Bölüm

285 46 156
                                    

Merhaba canım, çok sevgili ailem ❤️❤️

Biliyorum, bu bölümü atmayalı uzun zaman oldu ama gerçekten geçerli sebeplerim vardı 🥹

Şimdi ise bomba gibi bir bölümle karşınızdayım! Bu bölüm, diğerlerinden biraz daha uzun.

Sırlar, gerilim ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir bölüm sizi bekliyor. Hoş geldiniz! Yorum yapmayı ve alt kısımda bulunan yıldıza basmayı unutmayın 🙈❤️

Bu arada, en altta sorduğum Ahi sorusuna cevaplarınızı bekliyorum, çok önemli 👉🏻👈🏻

☃️


Boş boş bir dedeme, bir Ömer'e, bir karşımdaki tanımadığım adama, bir de Almira denen kadına bakıyordum. Almira, bir Şanlıkan olduğunu söyledi ama benim bildiğim kadarıyla bizden başka Şanlıkan yoktu.

Bir açıklama yapması için bakışlarımı dedemde durdurdum. Babam burada yoktu ve şu an bu saçmalığı açıklamak dedeme kalmıştı.

Dedeme bakışlarımı diktim. Gözlerinden bir şeyler arıyordum. "Sadece isim benzerliği," demesini o kadar istiyordum ki içten içe dua ediyordum.

"Dede?" dedim gözlerinin içine bakarak. "Bir şey söyle." Bakışlarımla konuşuyordum. Belki ağzımı açmadım, ses çıkmadı ama gözlerimle konuştuğumu biliyordu.

Bana baktı. Bir açıklama beklediğimi biliyordu. Ama ona rağmen, "Toplantı bitmiştir," dedi. Sorumu görmezden gelmeyi seçmişti.

Toplantı salonundakiler birer birer dışarı çıkarken, sadece yaralı yöneticiler ve biz kalmıştık.

"Dede," dedim tekrar. Sabrımın sonuna gelmiştim. Başım zonkluyor, ağrısı gözlerime vuruyordu. Gözlerimin içinin kızardığına emindim.

Ama dedem hâlâ sessizdi. "Hadi çıkıyoruz," dedi sonunda, arkasını dönüp çıkmaya hazırlanırken.

Bu kez kararlı bir şekilde, "Madem sorumu görmezden gelmeyi tercih ediyorsun, o zaman asıl kişilere sorar, cevabımı onlardan alırım," dedim. Sesimin sert ve yüksek çıkmasına aldırmadan.

Bakışlarımı dedemden, karşımdaki adamlara çevirdim. Onlar da beni süzüyor, tepki vermeden ne yapacağımı merak ediyorlardı.

Boynumu sağa ve sola çıtlatıp yavaş adımlarla masaya doğru yürüdüm. Masadan bir şişe su aldım, kapağını açıp birkaç yudum içtim. Ardından sandalyeye oturup arkamı yasladım.

Dedem sinirle bana bakıyordu ama hâlâ suskundu.

"Buyurun, dinliyorum," dedim, el hareketiyle bir açıklama yapmalarını işaret ederek.

"Ben Yavuz. Yavuz Şanlıkan," dedi öne çıkarak, elini uzatan adam. Ona ve eline bakarken, açıklama beklediğimi anlayacak şekilde devam etti: "Babanın babasıyım."

"Babamın babası mı?" dedim, üzerimdeki şokun altında ezilirken. Yavuz başını salladı.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra bu kez Almira'ya döndüm. "Peki ya o? O kim?" diye sordum. Merak duygumu bastıramıyordum.

"Babanın kız kardeşi," dedi Yavuz. Almira bu söze güldü. Neden bilmiyordum ama bu gülüşün altında başka bir şey vardı.

"Yeter bu kadar. Gidiyoruz!" diye Ömer araya girip yanıma geldi. Bileğimden tutup beni yürütmeye çalıştı ama hızla bileğimi çekip onun elinden kurtuldum.

"Sorumun cevabını daha almadım!"

Yavuz'a döndüm. "Babamın babası olduğunuzu söylüyorsunuz. Peki, diyelim ki öyle. Neden şimdiye kadar sizi görmedim?" Sonra Almira'ya döndüm. "Halamsınız ya, neden bunu bilmiyorum mesela?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 15 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARIM KALMIŞ İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin