Bu bölümü siz okurlarıma ithaf ediyorum 😘🥰
Acısıyla,tatlısıyla her daim yanımda olduğunu bildiğim , bir sorunda hemen yanına koştuğum siz değerli okurlarım. İyiki varsınızzz Allah ayağınıza taş değdirmesin. 🥹😘🪽
2002 Manisa---
"Babası onu çok severmiş, öpermiş. Annesi onu hiç sevmemiş, öpmemiş." Ertal, kucağında onun omzuna başını dayayan kızına şarkı söylüyordu.
Küçük Duru yeni yeni konuşmaya başlamış, onun söylediklerini tekrarlıyordu. "Bayaçı oyu çok çevermiç öyemiş, ayyeşi oyu hit cememiş öymemiç."
Ertal, gülerek kızının sözlerinin bitmesini bekliyordu. Kızı her konuştuğunda sanki kalbinin ortasında yeni çiçekler ekip açıyordu. Biricik kızının sesi, onun en değerli hazinesi, huzuruydu.
"Kim öpmemiş ya? Ben kızımı hep öpüyorum." Nazan, elindeki mamayla yanlarına gelirken kocasının ve kızının sabahtan beri söylediği şarkıya tepki veriyordu. Kocasının yanına gelip Duru'yu kucağına aldı ve koltuğa, kocasının yanına oturdu ama küçük Duru yerinde durmayıp babasının kucağına geri gitti.
Nazan, kızının bu halini içten içe kıskanıyordu ama bir yandan da seviniyordu, çünkü kızı babasını çok seviyordu. İlerde kızı çok güçlü olacaktı.
Elindeki mamayı yavaş yavaş kızına yedirirken birden kapı çaldı. Çalışanlar kapıyı açtığında, içeriye elinde kocaman bir oyuncak ayı ile giren Yıldırım Karahan’a bakışları döndü. Babası yine oyuncaklarla gelmişti.
"Torunum nerede benim?" İçeriye girer girmez hemen Duru'yu soran Yıldırım Karahan’a gözlerini devirdi Ertal, çünkü kayınpederi her geldiğinde Duru'yu ona vermiyor, taa ki gidene kadar.
"Sana da merhaba peder."
"Sen sus damat bozuntusu, torunumu ver bana." Yanlarına gelirken Duru'yu kucağına almaya çalıştı ama Duru’nun ona gitmeye hiç niyeti yoktu çünkü babasını kim olursa olsun bırakmazdı.
"Gelirse al." Ertal, gülerek Duru'yu gösteriyordu. Duru, küçük elleriyle babasının kazağını sıkıca tutmuş, sakız gibi yapışmıştı.
"Torunum, hadi gel dedeye." Yıldırım Karahan, her iki elini açmış Duru'nun ona gelmesini bekliyordu. Ama Duru, yüzünü dönüp babasının omzuna yasladı.
"Gel bak, sana oyuncak ayı aldım. Sen çok seversin ayıları." Yıldırım Karahan, elindeki ayıyı gösterdi. Ayının yüzünde Ertal'ın resmi, karnının üzerinde ise "ben Ertal bozuntusu" yazıyordu.
Ertal, şok içinde ayıya bakıyordu. Kayınpederi yine yerinde durmamış, yapacağını yapmıştı.
"Pes yani peder, bu ne Allah aşkına? Hiç yakışıyor mu? Kaç yaşına geldiniz ama benimle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz." Sitem dolu bir sesle konuştu Ertal. Yıldırım Karahan, ona aldırmadan Duru'ya ayıyı gösterdi. Duru, ayıyı görünce gülmeye başladı ve ayıyı çekiştirmeye başladı.
"Babacım, bırak onu. Pis o, gel beni sev sen." Ertal, kızının elinden ayıyı çekip kendine yasladı.
"Bırak ulan torunumu, ayı Ertal'ı sevecek."
"Duru!" Nazan'ın bağırması ile sözlü tartışma sona erdi ve her ikisi de küçük Duru'ya baktı.
Burnundan kan gelen küçük Duru, eliyle burnundan akan kana dokunuyordu. Ertal, hışımla yerinden kalktı ve kucağındaki kızını kendine çevirdi. Hızla gelen kanı durdurmak için onu ters çevirip, başı %25 yere gelecek şekilde burnunu tuttu; kanın durması için böyle yapmak gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALMIŞ İNTİKAM
Teen Fiction-Rıha toprakları bir kez daha bir annenin acısıyla kavruldu. Bebeği ellerinden alınıp başka bir bebek verildi o annenin eline. Kız çocuğu doğurduğu için aylardır rahminde büyüyen onun bir parçası olan kızını aldılar. Bir anne nasıl dayanabilir di bu...