20. bölüm

16.5K 661 148
                                    

Arkadaşlar öncelikle çok beklettim özür dilerim. Bu arada benden size tavsiye bölümü sonuna kadar okumadan bırakmayın sürprizlerle karşılaşa bilirsiniz. Nihahaah kötü yazar gülücüğümü de attığıma göre iyi okumalar. :)

ÇAĞLA

Şuan oturmuş sıkıntıdan patlıyorum şu iş artık bitseydi ya. Resmen bana işkence ediyordu. Sıkılmıştım yorulmuştum bitmiştim artık ve bu işkencenin de bitmesini istiyordum. Başımı önüme eğdim ve ofladım. Aklıma o gün Demire verdiğim cevap geldi öyle beklentiyle bekliyordu ki kortum o an.

"Çağla bir şey söylemeyecek misin?"

"bak Demir sana hayır demek istemem ama maalesef ben buna hazır hissetmiyorum. Anla beni seni sevsem de kabul edemem olmaz."

Dememle gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı ne kadar içimi acıtsa da olmaz.

"bak demi-"

"kapa çeneni. "

"ama de-"

"çağla sus kalbini kırarım benim ki yanıyor seninkini kırarım."

Sustum gözlerim dolmuştu. Demir hemen toparlandı. Bana hiç bakmadan omuzuma çarparak yanımdan geçti. Suratıma hiç bakmadan

"yürü arabaya geç."

Dedi sesi soğuktu buz gibiydi. Hayattan soğudum bir an keşke evet deseydim bile diyemiyorum geri dönüp kabul etsem artık Demir istemiyormuş gibiydi. Onu sonsuza dek kaybetmiş gibiydim bu kadar kolay mıydı gitmesi istemiyordum gitmesini gözümden bir damla yaş süzüldü ve

"demir ne olur böyle yapma ne olu-"

"kapa çeneni ve arabaya bin."

Diye kükreyince kalbim durdu san ki yanıma gelip kolumu sıktı ve sanki koparmak istercesine çekiştirmeye başladı beni Demirin bu hareketiyle onu artık kaybettiğimi anladım. Demirimi kaybetmiştim ama beni anlamalıydı ben güvensizdim bu adama bu hayata karşı güvensizdim huzurum yoktu. İlk kez demirin yanında huzur ve güven bulmuştum fakat bu kadar çabuk olmazdı. Demir sıktığı kolumu bıraktı ve beni resmen arabanın içerisine fırlatmıştı. Kafamı yandaki koltuğa çarpmıştım ama Demirin hiç umurunda olmadı. Aksine nefret dolu gözlerle bana bakıyordu. Hızlı ve uzun adımlarla arabanın etrafını dolandı ve arabanın sürücü koltuğuna oturdu. Bana hiç bakmıyordu. Gözlerim iyice dolmuştu.

"demir yapma seni sevi-"

"sakın o cümleyi tamamlayayım deme. Bunu deneme bile. Beni seven sen değilsin. Seni seven bendim ama bu işte bitecek bittin artık benim için. Hani bana orada hayır dedin ya bittin. Şimdi kapa çeneni. Sesini duymak istemiyorum aslında seni görmek bile istemiyorum."

Dediğinde kalbim durmuştu artık atmıyordu san ki içimde kocaman bir boşluk oluştu. Beni istemiyordu. Bir hayırda bir adam bu hale gele bilir miydi? Gözümden bir damla yaş süzüldü silmeye halim bile yoktu. Kafamı cama yasladım gözlerimi yumdum. Ama yaşlarım durmuyordu. Sicim gibi gözlerimden yaşlar geliyordu. Öyle dalmıştım ki ani firenle kafamı torpidoya çarpmaktan son anada kurtarmış ellerimi torpidoya dayamıştım. Bileklerim acıyordu şuan. Niye anide durduğunu anlayamamıştım. Yaş dolu gözlerimi ona çevirdiğimde öfkeden kuduruyordu. Bense şaşkındım niye kızmıştı.

"ağlamayı kes lan zırlama yanımda. "

Deyince bir kez daha yıkıldım. Arabanın kapısını açıp koşmaya başladım. Var gücümle koşuyordum. Demirse arkamdan bağırıyordu.

"çağla buraya gel seni yakalarsam sonun hiçte hayır değil bilesin. Çağla ben kime diyorum gel lan buraya. Çağla."

Ne kadar seslendiyse de dönmedim ölüyordum. Ne çok seviyormuşum meğer. Aptal ben hemen hayır demiştim. Şimdi pişmandım evet pişmandım. Ben son sürat koştuğumu sanırken kolumda sert bir el hissettim. Beni tutan kişi demirdi ve öfkeden gözü dönmüştü. Beni çevirdi ve tam elini kaldırmış vuracakken gözlerimi sımsıkı kapatıp başımı biraz öne eğdim ve gelecek hamleyi bekledim. Ama bir süre sonra o hamle gelmeyince gözlerimi açtım. Demir elini indirmiş bana acıyan gözlerle bakıyordu. Sonra kolumu pis bir şeymişçesine savurarak bıraktı ve

genç patronum bir mafya(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin