15. bölüm

19.4K 752 34
                                    

Selam bebilerim nasseniz :) neyse çok uzatmayayım bölüme geçeyim geçen bölüm pek hayırlı geçmedi.

DEMİR

Onu öyle görünce birden kırmızı görmüş boğa gibi oldum. Şimdiye kadar hiç bir kadışuna böyle hissetmedim ve hislerimden korktum... evet korktum korktuğum nadir hatta imkansız anlardan biriydi ve ben ne yapacağımı bilemedim bu yüzdende düşmanlarıma yapmayı bildiğim şeyi yaptım ona işgence ettim. Tabi onunki düşmanlarımınkinin yanında sinek ısırığı gibi duruyor. Kıyafetlerini yakmak istesemde yaktırmamıştım sadece o öyle sansın istedim çünkü benim lafımdan dışarı çıkınca ne olacağını bilsin istedim. Şuan ise hala anne diye sayıklıyo o an gerçeği söylemek istedim ama olmadı onu öyle gördükçe doğru cümleyi bulamıyorum. Biraz sakinleşsin istiyordum. Onun o güzelim bacaklarını param parça etmiştim. Şimdi çok pişmanım ama iş işten geçmişti. yaraların izi kalmasın diye elime aldığım kıremle Çağlanın odasına girdim. Yine aynı pozisyondaydı o narin bacaklarındaki çiziklerden kanlar süzmüş ve kurumuştu. Onu bu hale getirmek istememiştim. Gözleri boşluğa bakıyordu aslında kıpırdamıyordu yanına yaklaştım dudakları kup kuruydu. Gözleri biraz şişmiş ve kızarmıştı. Onun yanına çöktüm ve önce bacaklarındaki kanları temizledim. Ben cidden hayvanın tekiyim. Ben yaralarını temizlerken gıkı bile çıkmadı. Kremi sürdükten sonra

"Artık izi kalmaz bir kaç kere daha krem sürersek tamamdır."

Öyle bir gülüşü vardıki ölmek istedim gözümden aşşağıya süzülen yaşı eğildim ve öptüm derin bir nefes aldı ve

"Ozaman kalbimede biraz sürermisin bacaklarımdan daha çok ihtiyacı var onunun hepinizi silip içimde iz bırakmak istemiyorum. Özelliklede sen hayatımın sonuna kadar istemiyorum."

Deyip ayağa kalktı ve yatağına girdi. Örtüleri çenesine kadar çekti. Bende ayağa kalkıp yatağının kenarına dizlerim üzerine çömelip yüzünü okşadım hemen geri çekildi ve arkasını döndü. Bende bu sefer saçlarını okşayıp yüzümü saçlarına gömüp kokusunu içime çektim ve bir öpücük kondurdum ipek gibi saçalrına. Sürünerek benden uzaklaştı. Sıkıntıyla bir nefes alıp sesli bir şekilde dışarıya verdim. Ayağa kalktım ve odasından iateksizce çıkıp kendi odama girdim ve bardağıma viski doldurdum. Kafama diktiğim kimbilir kaçıncı bardaktı. Ondan sonra saymayı bırakmıştım çünkü aklıma ondan başkası gelmiyordu. Bana böyle soğuk davranması. Aaaahhhhhhh. Diye bağardım ve viski bardağını karşıki duvara fırlattım. Viski bardağı tuzla buz olmuştu. Başım kazan gibiydi. Başımı ellerimin arasına alıp şakaklarımı ovalamaya başladım.
...
Gözlerimi açtığında kafam hala kazan gibiydi. Ne ara uyudum ben ya. Of Çağlayı merak ettim ve odamdan çıktım boynum belim heryerim tutulmuştu. Çağlanın odasına girdiğimde. Çağla kanlar içerisinde yerdeydi. Yatağın üzerinde siyah bir kağıt vardı ve beyaz mürekkeple yazılmıştı. Onu aldım ve cebime tıkıştırdım. Yere çömeldim ve Çağlanın saçlarını yüzünden çektim. Solgundu yanakları ve dudakları buz gibiydi. Hemen nabzına baktım yoktu sanki. Resmen şok olmuştum. Çağlayıda kucağıma alıp uçarcasına kapıdan çıktım ve böğürmeye başladım.

"Lan arabamı getirin. Sikerimlan geçmişinizi arabayı getirin."

Herkes şok olmuştu ardından hızla arabamı getirdiler. Çağla kollarımda cansız bir şekilde yatıyordu. Kanla kaplanmış kolları bir oyana bir buyana sallanıyordu. Bileklerini kesmişti ve karnını bir süzeğe çevirmişti resmen karnı birazdaha zorlansa sanki içi dışına çıkacaktı. Ölemezdi meleğim benim aptallığım yüzünden ölemezdi. Beş dakikadan az bir sürede hastaneye geldik her yerim kan olmuştu. Çağlanın kanı. Çağlamın kanı. Sevdiğim kadının kanı. Bemim kollarımda can çekişiyordu. Hastaneye girdiğimiz gibi sanki doktorlarda bunu bekliyorduki Çağlayı hemen sedyeye yatırdılar ve ameliyat haneye doğru sürmeye başladılar içlerinden birisi

"Beyfendi buraya giremezsiniz."

Dedi silahımı çıkardım ve kafasına dayadım

"Oraya giriyorum anladınmı beni eyer kurşunlarla dolu bir beynin olsun istemiyorsan kapa çeneni."

Adamsa sadece güldü. Güldü lan bu adam malmı kafasına silah dayıyorum adam gülüyo.

"Eyer o tetiğe basarsan o kız ölür. Bu ameliyatı başlatan doktor benim ben olmazsam o masadan kalkamaz."

Dedi. Seni lanet oç çocuğu seni.

"Seni belki öldürmem ama sakatlarım ve emin ol bu umurumda olmaz sakat sakat sana o ameliyatı yaptırırım."

Dedim bende dişlerimin arasından. İçeriden birisi

"Hasta komaya girdi ve sayıklıyor hastayı kaybesiyoruz."

Deyince doktor koşmaya başladı bende peşinden. Ameliyat haneye girince Çaülanın dudaklarında soluk bir gülüş vardı

"Anne aç bana kollarını sana geliyorum."

Dedi annesi... annesi ölmüştü meleğim gidiyordu

"Hayır Çağla gitmiyorsun. Gidemezsin beni terk edemezsin."

Diye kükredim. Birisi koluma girdi ve beni dışarıya çıkardı

"Beyfendi içeriye girmeyin bu eşinizin iyliği için."

Dedi. Çağlamın iyiliği için her şeyi yapardım. Hemde her şeyi. O sıra cebimde ki kağat aklıma geldi ve çıkardım.

Demire

Demir sen benim hayatımı aldın benden. Her şeyimle mahfettin. Hayatım şöyle başladı. O toz pembe hayallerimden beni annemin ölümü çıkardı. Çok erken çocukluğumu kaybettim. Işığım çok küçükken söndü benim. Sonra kız kardeşimden yediğim kazık var tabi. Evden ayrıldım. Babamın bana olan bakışları ölüm nedenimdi. Sonra ayaklarım üzerinde durmak istedim bu seferde Erdal çıktı karşıma. Obeni terk edince yeniden öldüm sandım. Sonra sen girdin hayatıma. Erdalın seni abin olduğunu öğrendim bu sayede hayatımı mahfeden büyük etkenim sendin ama yinede huzuru buldum kollarında. Güzelliği tattım dudaklarında. Can buldum kollarında. Sonra ise söküp aldın canımı şimdide senin yaptığını yapacağım. Sen ruhsal olarak öldürdün beni ben bedenen öldüreceğim kendimi. Elvede dudakalrında aşkın şarabını tatığım adam. Elveda sevdiğim kokusuna doyamadığım adam. Elveda sana nazardeymesin hiç bir şeyine. Elvede şimdi ve sonsuza kadar elveda.

ÇAĞLA...

Bu bu gerçek değildi olmazdı. Tığkı karanlığımın üzerine yazılmış gibiydi bunlar karanlık Demirin üzerine işlenmiş beyaz ve ince bir Çağla. O sıra kulaklarıma gelen aşina olmadığım ama ölüm olduğunu bildipim ses. Dıt dıt dıtttttttttttt. Ve artık ses yok. İçeriden bağırışlar geliyordu. Bir müddet şokta kaldım. Odadan çıkan doktor

"Başınız sağolsun. Malesef eşinizi kaybettik."

Dedi. Dediği an iki el silah sesi yankılandı. Koridorda bunu bana söyleyen doktorun beyni koridor boyunca dağalmıştı. Ardından ise doktor yere yıüıldı ağzından kan geliyor ve gözleri açık bir şekilde yerde uzanıyordu. Koridorun sonunda Çağla ayakta bana bakıyordu. Sonra ensemde bir soüukluk hissettim Çağla birden yok olmuştu kulağımın yanından gelen sesle dondum kaldım

"Elveda aşkım ben böyle daha mutluyum."

Dedi. Yana dönünce Çağlayı gördüm.

"Gitme ne olur gitme."

Diye yalvardım ona ama yavaşça havalandı ve kaybolmaya başladı.

"Çağla Çağla gitme. Çağlaaaaaaaaa"

Diye bağırarak gözlerimi açtım anter içerisindeydim. Rü rüyamıydı. Şuan aülıyordum çekyattan kalktım ve Çağlayı karşımda gördüm elinde bir silahla birlikte yo yo o lanet rüyadan ne rüyası kağbustan sonra bunu kaldıramam. Çağla a
silahı kafasına dayadı ve

"Elveda."

Dedi lanet olsun hayır diye bağıracakken bir silah sesive yüzümde hissettiğim ılık sıvı

"Çağlaaaaaa."

Diye sonkez haykırdım. Ölemezdi olanet kabustan sonra beni bırakamazdı. Ağlıyordum hemde hıçkıra hıçkıra omuzlarım sallanıyordu. Ben hiç ağlamayan ben ağlıyordum çünkü köpek gibi seviyordum.

genç patronum bir mafya(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin