ATEŞİN ÇOCUKLARI

25 9 17
                                    

PART 7: ATEŞİN ÇOCUKLARI

PLAYLIST: ATLANTIC STARR - ALWAYS

Mavi gözlerimi telefon ekranından kaldırıp bir saniyeliğine Raven'a çevirdiğimde, zifiri karanlık gözlerinin bana baktığını gördüm. Ufak çaplı bir heyecan bedenimi sararken, gözlerimi kaçırdım ve mesajına hızlı bir cevap yazdım.

"Gidip bir şeyler yiyelim. " dedi Stella, ağlamaktan çatlamış olan sesiyle. Yüzünde bitkin bir ifade vardı.

Başımı bir kere sallayıp, onu onaylarken, daha önce okuldan hiç kaçmadığım hakkında düşünüyordum. Okuldan kaçmayı bırak, herhangi bir derse geç kalmamış, hiçbir dersi ekmemiştim. Nasıl kaçabileceğim hakkındaysa hiç bir fikrim yoktu.

Elimdeki telefonu yeniden açıp mesaj bölümüne girdim. Biraz arkamda olan ve gözlerini inatçı bir şekilde bana diken Raven'a attığım mesaja baktım.

Kime: Kargaların Şahı: "Okulu nasıl kıracağım? "

Raven'i görmesemde, elimdeki telefon birkaç saniye sonra tekrar titremişti.

Kimden: Kargaların Şahı: "Orasını dert etme, Camellia. Yanındaki kızı atlatmaya bak. "

Kime: Kargaların Şahı: "Tamam... "

Ne tamam, Matilda?Ne tamam?

İç sesim çığlık çığlığa bağırırken, aptal olduğumu düşündüm. Stella'yı nasıl atlatabilirim ki? Beni fazla iyi tanıyor ve işin kötü yanı cin gibi bir zekası var. Bırak atlatmayı, tek kelimemle anlardı herşeyi.

Kafeteryaya girdiğimizde, Stella henüz fazla kalabalık olmayan öğrenci kuyruğuna girdi. Aralarında sıkışıp kalmaktan hoşlanmadığım için, kantin kuyruğuna girmezdim genel de. Kimsenin olmadığı bir köşeye çekilir ve Stella'nın gelmesini beklerdim. Tıpkı şuan olduğu gibi.

Raven'in hemen yanı başımda, bana fazla yakın olduğunu aniden karnıma giren kramplardan anlamıştım. Vücudunu vücuduma değdirdiğindeyse, karnımdaki ağrı şiddetlendi. Karnımın ağrısını bastırmak adına ellerimi karnıma sıkıca sardım ve öne doğru eğildim.

"Ah." diye inledim. Raven, elini sırtıma koymuştu ve şimdi içimde ne var ne yoksa boşaltabilirdim.

"Çek elini çek." dedim hızla. "Çık! Çıksana dibimden!" diye ekledim yana çekilmeye çalışarak.

Fakat Raven tekrar önüme geçti. Başımı kaldırıp ona çattığım kaşlarımla ters ters baktığımı görünce, halinden memnun olmadığı belli oluyordu ama daha fazla yaklaştı. Mide bulantım hızla artarken, öğürmemi bastırmak için elimle ağzımı kapattım.

"Sen iyi misin? " diye sordu bir kız, dikkatlice beni süzerken. Gözleri karnımın etrafına sıkıca sardığım kollarımdaydı.

"Hiç iyi görünmüyorsun." dediğinde biraz daha bana yaklaştı.

"Karnıma sancı girdi... " diye bildim güçlükle.

Raven'a bir bakış attığımda, dudaklarını oynandığını gördüm. Bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark ettiğimdeyse, dudak okuma işinde berbat olduğumu öğrenmiş oldum. Bunun nedeni kesinlikle öpülesi dolgunluktaki dudaklarıyla alakalı değildi.

"Regl misin? " diye sordu kız. Gözlerimi hala Raven'dan çevirmediğim için, kafasını kızın dediğini onaylar anlamda salladığını gördüm.

"Evet..." dedim başımı bir kere sallayarak.

"Çok kötü görünüyorsun, bence izin alıp eve gitmelisin. " dedi son sınıf olduğuna emin olduğum kız. Kahverengi gözlerinde endişeli bir ifade vardı.

Alevlerin Efendisi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin