9-「Evden Ayrılma İzni」

26 1 0
                                    

Uyarı: Bu bölümde küfür ve şiddet bulunmaktadır.

     Batı Almanya'nın, Nazi Almanyası'nın intiharından sonraki hayatı bir yana, Doğu Almanya'nın da hayatı değişmişti. Ama onun hayatı Batı Almanya'nın hayatından daha renkliydi.

     Mesela, artık bir kardeşi değil, üç kardeşi vardı; büyükten küçüğe Rusya, Ukrayna ve Belarus. Rusya'yla arasında sekiz, Ukrayna'yla beş, Belarus'la ise iki yaş fark vardı. Hepsi de kendisinden büyüktü. Hepsiyle iyi vakit geçiriyordu. En çok vakit geçirdiği ülke Rusya'ydı. Sorunlarını genelde ona anlatıyordu, tabi bir sorunu olabilirse. Üvey babasıyla da en az öz babası kadar iyi anlaşıyordu, Nazi'nin konusunu ve Nazi ile alakalı herhangi bir konuyu açmadığı sürece.

     Ayrıca üvey babasından Rusça öğrenmişti. Üç yıl içerisinde Rusça ile üvey kardeşleriyle çat pat anlaşabildi. Beş yıl içerisinde ise Rusçayı en az Almanca kadar iyi konuşmaya başladı. Hatta bazen Almancayı unutmuş gibi hissediyordu. Zamanla bunu bile umursamadı.

     Doğu Almanya, sanki şu anki hayatından, öz babası intihar etmeden önceki hayatından daha memnunmuş gibiydi. Şu anki hayatında kardeşleriyle istediği gibi kar topu savaşı yapabiliyor, kardan adam yapabiliyor, resim çizebiliyor, kitap okuyabiliyor vesaire. Yani canı ne isterse onu yapabiliyordu. Eskiden bu pek mümkün değildi. Tamam resim çizebiliyor, kitap okuyabiliyor, karla oynayabiliyordu falan ama, harici şeylere pek izin verilmiyordu. Mesela gerekli olmadığı sürece babaya sorular sormamak gibi. Ya da, Nazi Almanyası çocuklarına oyuncaklarıyla oynamalarına bile karışırdı. Beş yaşlarına geldikten sonra oyuncakları kaldırdı. Sovyet ise buna karışmıyordu. Hatta bir keresinde Doğu ve Sovyet'in arasında şöyle bir konuşma geçmişti:

____________________________________

1945

     "B-baba...?" diye çekingenlikle sordu Doğu Almanya.

     "Efendim, canım oğlum." Sovyet bir tebessümle cevap verdi.

     "Ben... Belarus ablam ile oyuncaklarla oynasak... sakıncası olur mu?"

     "Hayır!..." Sırıttı. "Neden sakıncası olsun? Henüz on iki yaşındasın, çocuksun yani, oynayabilirsin. Belarus ablan da oynayabilir, o da henüz on dört yaşında."

     "Şey... sakıncası olduğunu düşündüm çünkü... ya söyleyeceğim kusura bakma ama, öz babam hayattayken bize oyuncaklarla oynamayı beş yaşında yasaklamıştı. Bütün oyuncaklarımızı alıp kaldırmıştı bir yere, sanırım bir çukura atıp kapatmıştı. Yani, aynısını sen de yaparsın diye düşündüm. Belarus ablam bana 'Bir şey olmaz, babamız bize kızmaz.' dedi ama yine de ona güvenemeyip sana sordum."

     Sovyet bunu duyar duymaz dehşete düştü. "Ah, ne üzücü ama..." diye Doğu'ya acıdığını gösterdi. "beş yaşındaki çocuğun oyuncaklarla oynamasına izin vermemek de neymiş! Bir ülke bir çocuğuna bunu yapar mı? Vicdansız herif seni!" Bunu söylerken öfkesi yüz ifadesinde kendini belli ediyordu. "Neyse, o geberip gitti." deyip kendini sakinleştirdi. "Umursamaya gerek yok. Dediğim gibi Almanya, sen oyuncaklarla oynayabilirsin. Tamam mı?"

     "Tamam!"

     Doğu Almanya gitmeden önce Sovyetler birliği diz çöküp Doğu'nun saçını okşadı. Bu, çocuklara yapmayı sevdiği bir şeydi.

     Belki de hiçbir zaman başı okşanmadığı içindi.

____________________________________

4 Mart 1961

     Doğum gününden sonraki günün akşamı, evden çıkıp Berlin'de yaşamak için Sovyetler Birliği'nden izin istemek için onun odasına doğru yürüdü. Önce kapıyı tıklattı, ayıp olmasın diye. Sovyet'ten "Gir." emri gelince kapı kolunu tutup içeri girdi. O sırada üvey babası, bir çekmece açık halde elindeki bir resme bakıyordu. Gözlerine bakılacak olursa, sanki bir özlem ve hayal kırıklığı vardı. Doğu o resmi pek göremedi. Zaten Doğu içeri girer girmez Sovyet hemen onu çekmesine koydu ve çekmeceyi kapattı. Arkasını döndü. Doğu oradaydı. Endişeli adımlarla ilerleyip "Baba..." dedi.

「Genetik」 - 『Countryhumans』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin