10-「Utanç Duvarı」

24 1 0
                                    

12 Ağustos 1961

     Batı Almanya çoktan elini yüzünü yıkamış, kahvaltısını yapmış ve giyinip dışarı çıkmıştı. Bunu yapmıştı çünkü bugün Doğu'yu ufacık da olsa görme umudu vardı. Evinden çıkarak yürüye yürüye, Bradenburg Kapısı'na* gelmişti. Bradenburg Kapısı'na bakarken, gürültünün arasından birinin Rusça bir şekilde birine bağırdığını duydu. Rusça bilmediğinden dolayı o kişinin ne dediğini anlamadı. Almanya içinden 'Birileri yardım falan mı istiyor?' diye düşündü. Ama olay o şekilde değildi. Birkaç saniye sonra yine bir bağırtı duydu ama bu sefer kendi dilindeydi.

     "Batı Almanya!"

     Almanya'nın kulakları keskindi. Az önce Almanca konuşan kişiyle Rusça konuşan kişinin aynı kişi olduğunu biliyordu. Sesin geldiği yöne baktı. Bir de ne görsün! Yıllardır görmediği, hasret kaldığı ikizi Doğu Almanya oradaydı işte. Kalabalığın arasında, kendisine gülümseyerek bakıyordu. Batı Almanya şaşkınlık içerisindeydi. Sanki yıllardır hiç görüşmemiş gibi tepki vermişti. "Doğu?" dedi sadece.

     Doğu Almanya kalabalığın arasından yanına gelerek ona sarıldı. Batı ilk başta ne yapacağını bilemedi, sonra o da sarıldı. Sarılırken "Seninle karşılaşacağımdan pek ümidim yoktu." dedi.

     "Benim de yoktu." dedi Doğu.

     Sarılmayı bıraktılar. En son ne zaman görüştüklerini bile hatırlamıyorlardı. Ama 3 ay önceydi.

     Doğu Almanya "Ee, madem aylardır görüşmüyoruz bari bir şeyler anlatalım." dedi. "Anlatacak bir şeyin var mı?"

     Batı Almanya birkaç saniye düşündükten sonra "Dur, var. Sana söylemeyi planlamıştım zaten." diye cevap verdi. "Bak, bugün rüyamda garip bir şey gördüm. Gerçi neden garip dedim bilmiyorum, herhalde rüyamda bizim sülaleden birilerini gördüğümden dolayı böyle dedim. Neyse işte, rüyamda büyük büyükbabam Prusya'yı gördüm. Onun yaşadığı dönemdeydim tabi. Adam evine gidiyordu, onun arkasından gittim. Sonra ne göreyim? Odasındaki aynaya bakıp birinin ismini seslendi, de hatırlamıyorum şu an. Düşmanı görse onu şizofren falan zannederdi. Ama değildi. Çünkü aynada cidden o seslendiği kişi gözüktü! Sonra bir şeyler dedi. Ne dediğini pek hatırlamıyorum. Hatırladığım şeyler ise şunlar: Bu aynada gözüken kişi bizim Prusya'ya diyor ki ben senin ölü kardeşinim, yani sen doğmadan uzun yıllar önce öldüm ben. Buradan çıkaracağımız sonuç ise aynadaki ülke bizim büyük büyük amcamız oluyor. Hatta o diyor ki sen benim ikizim gibisin. Sonrasında hayatından bahsetti. Hayatının ilk yıllarında kötümser olduğunu, hatta inandığı inanç olmasaydı çoktan intihar edebileceğini söyledi. Çünkü onun sık sık hatırladığı bir şey vardı: Tanrı'nın sana verdiği cana sahip çıkmamak büyük günahtır. Bu sözü hatırlaması sıklaştı ve yirmili yaşlarına geldiğinde depresif düşüncelerinden kurtuldu. Sonra Prusya'ya dedi ki sakın kötümser olma, intihar falan etme. Sonrasında uyandım. Dediğim gibi, hatırladığım bunlar. Keşke o adamın ismini hatırlayabilseydim de sana söyleyebilseydim."

     Doğu Almanya "Seni anlıyorum." dedi. "Bilirsin, rüyaların çoğu yeri uyanıldıktan ortalama beş saniye sonra unutulur. Ben de bugün bir rüya gördüm. Bizim babamızla alakalı."

     Batı Almanya "Ben onu sürekli görüyorum." dedi. "Çok garip şeyler yapıyor. Bir keresinde Sovyet'in ölü bedenini yiyordu. Böyle iğrenç şeyler işte."

     Doğu "İzninle rüyamı anlatacağım, Batı." dedi, sözünün kesilmesinden hoşlanmamıştı.

     Batı, yaptığından utanarak "Tamam."

     Doğu, sesini biraz alçaltarak anlatmaya başladı.

__________________________________________________

「Genetik」 - 『Countryhumans』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin