5.Bölüm - Ergenlerle Kahvaltı

875 72 102
                                    

"Hey uyan...uyansana! Öldün mü!" diyip parmaklarıyla omzumu deşen varlığa daha fazla dayanamayarak gözlerimi açtım.

Evet bu kişi bizim şu ergen velet. Bunun bu saatte ne işi var lan burada?

"Sonunda uyanabildin çok şükür!" diye sinirle konuştu ergen Yağız.

Ama ben onu tabi ki de takmadan telefonumu alıp saate baktım. Saat daha 08:32 di...

Lan bu niye beni bu saatte kaldırıyor?

Düşüncelerimi dile getirip ona soran gözlerle baktım.

"Niye beni bu saatte kaldırıyon?"

O ise benim bu soruma ilk önce gözlerini devirdi sonra ise sinirle konuşmaya başladı.

"Kahvaltı yapıcaz işte? Hadi çabuk hazırlanıp gel. Zaten seni bekliyoruz kaç saattir!"

"Oğlum bu saatte ne kahvaltısı? Saat daha çok erken." dedim meraklı gözlerle ona bakarak.

O ise bir kaç saniye suratıma değişik bir şekilde baktı sonra da kafasını iki yana sallayıp kendi kendine bir şeyler mırıldandı ardından ise bana "Hadi hızlı ol daha fazla seni bekleyemeyiz!"diye çemkirerek kapıyı çarpıp çıktı...

Ne yaşıyo ya bu kendi kendine? Değişik değişik hareketler falan. Allah ım ben ergen sevmiyorum yaa. Hem bu saatte kahvaltı mı edilir Allah aşkına? Sabah sabah deli mi sikti bunları anlamadım ki...

Diye içimden söylenirken bir yandan da üzerimi değiştirmek için tahminen giyinme odası denilen yere gidiyordum.

Evet arkadaşlar burada giyinme odası da var çünkü neden olmasın kii? Bu adamlar zengin. Neyse odanında maşallahı varmış haa! İçinde her bok var. Daha önceki evden eşyalarım gelmemişti o yüzden buradan giyinecektim.

Siyah baskılı bir tişört ve siyah bir eşofman giymiştim. Çok havalı gözüküyordum. Ama çoraplarım bu kombini bozuyordu. Süngerboblu çoraplarım...

Bunlar evde ayakkabıyla gezdikleri için ben de mecburen ilk girdiğim zaman ayakkabımı çıkartmamıştım. Ama odama geldiğim zaman ayakkabılarımı çıkartıp odanın dışına koymuştum. Odama ayakkabı ile giremem ben çok iğrenirim öyle. Bence eve de böyle girmek çok saçma ama o zaman çok garip kaçmasın diye onlara uyarak ayakkabı ile girmiştim. Şimdi ise bence evde ayakkabı ile gezmeme gerek yok.

Neyse hadi aşağı inem bakalım. Ellerim eşofmanımın ceplerinde aşağıya inip yemek odasına gittim.

İçeri girdiğim zaman yine dün akşamki düzen ile oturduklarını gördüm.

Ya üff ben yine mal Emre ile ergen Yağız ın arasına mı oturucam! Allahım benim şansım niye böyle?

Herkese günaydın diyip mecburen Emre ile Yağız ın arasına oturmuştum. Haa bu arada bana sadece Aylin Hanım ve Adnan Bey günaydın diye cevap verdi.

Ben Emre ile Yağız ın arasına oturur oturmaz mal Emre durur mu? Yoookk durmaz hemen laf sokmaya başladı.

"Sonunda güzellik uykundan uyanıp da gelebildin uyuyan güzel! Herkes seni beklemek zorunda mı? Böyle geç kalarak kendini havalı falan mı sanıyorsun sen?" diye alaylı ve küçümseyerek konuştu.

"Kimse beni beklemek zorunda falan değil. Ben sana beni bekle falan demedim başlasaydın yemeğe. Seni tutan mı var?"diye acele etmeden yavaş bir şekilde konuştum.

Gerçek Ailem Mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin