14.Bölüm - Ben Yapmadım!

1.8K 124 410
                                    

"Bugünlük bu kadar arkadaşlar, lütfen eve gidince tekrar etmeyi unutmayın. İyi haftasonları herkese! Haftaya görüşürüz!" dedi biyoloji hocamız.

Bugün cumaydı.

Yeni geldiğim bu okulda bir haftayı bitirmiştim resmen! Atlas, Emre, Yağız ve Atlas'ın yanında gezen kantinde bana kağıttan yapılma topu atan eleman hariç okuldaki öğrencilerle iyi anlaşıyordum. Onlar beni bulduğu her fırsatta dışlamanın ve laf atmanın bir yolunu buluyorlardı.

Hatta geçen gün Atlas bana çelme takmıştı ama neyse ki yanımda Uzay vardı da o beni tutmuştu, yoksa yere yapışıyordum.

Emre ise yanımdan geçerken sürekli bana omuz atıyordu, ikizi olmadığımı her yerde yüzüme vuruyordu.

Yağız sanki nispet yapar gibi abilerine karşı gülüyor ama bana gelince adeta iğrenircesine bakıyordu.

Bir de kantinde mal mal hareketler yapıp kendini bir bok zanneden eleman vardı. O da bulduğu her fırsatta burada olmamam gerektiğini, ait olduğum çöplüğe geri dönmem gerektiğini söyleyip duruyordu.

Resmen bu davranışları hayat felsefesi haline getirmişlerdi! Oysaki ben onlara hiç birşey yapmıyordum. Herhangi bir zararım yoktu onlara.

Evde de zaten abiler Adnan Bey ve Aylin Hanım'ın olmadığı zamanlarda ağzıma sıçıyorlardı. Yok onların kardeşi değilmişim, buraya ait değilmişim, beni asla kabul etmeyeceklermiş falan filan!

Çok da sikimdeydi zaten!

Kısacası bana ne evde ne de okulda bir huzur vardı.

Tamam yani okulda arkadaşlarım filan var evde de beni çok seven, her vakit beni koruyup kollayan anne ve babam var ama bunlar bana yaptıkları zorbalığı unutturacak şeyler değil.

Acaba iyi anlaşabildiğimiz zaman ben onların bu yaptıklarını unutabilecek miyim?

Bu sorunun cevabını bilmiyorum...

Ah! Bu arada ben size bunları anlatana kadar millet çoktan teneffüse çıktı.

Normalde Uzay ile birlikte kantine inerdim yada bahçeye filan çıkardık ama bugün Uzay yoktu...

Hastaymış benim çikolatam!

Uzay ile bu bir haftalık süreçte bayağı  bir yakınlaşmıştık. Birbirimiz ile alakalı bayağı bir şey öğrenmiştik. Bana karşı olan utangaçlığı da giderek azalıyordu. Kısacası Uzay ile durumlar iyi.

Öğle arasında olduğumuz için kantine inmiştim. Para sıkıntım yoktu çünkü Adnan Bey sağolsun bana bissürü kredi kartı ve harçlık veriyordu. Ama söylediğine göre bunlar normalmiş ve her çocuğuna veriyormuş...

Oğlum kantine geldik de bu kalabalık ney lan? Noluyo burda? Hassiktir! Birisini fena dövüyorlar beyler!

Sanki bir yerden de tanıdık geliyor dövülen kişi...o kadar hızlı hareket ediyorlar ki göremiyorum kim olduğunu.

Bir dakika bu Yağız değil mi lan?! Ananı sikeyim! Çocuğu çok pis dövüyorlar!

Tam kavgayı ayırmaya gidecektim ki nöbetçi hoca geldi ve kavgayı ayırdı.

Ben de hemen Yağız'ın yanına gittim.

"Yağız! Oğlum iyi misin lan?! Bir de mal gibi soruyorum şu haline bak nasıl iyi olabilirsin ki?! Gel seni revire götüreyim de yüzüne pansuman filan yapalım." dedim ve koluna girip onu revire doğru ilerletmeye başladım.

Gerçek Ailem Mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin