19.

369 54 47
                                    

Oy vermeyi unutmayın 🫶🏻
İyi okumalar 🎀
-

Öylece oturmuş büyük geniş bir camdan dışarısını izliyordu. Ne düşündüğünü, ne hissettiğini bile bilmiyordu. Kendini kocaman bir boşlukta hissediyordu.

3 hafta, o gideli tam 3 hafta olmuştu.

O gittiğinden beri kendinde değildi.

Kendini çok boktan hissediyordu hyunjin.
Felix'le geçirdiği geceyi unutamıyordu rüyalarına giriyordu ama rüyalar onun için kabustan ibareti.

Pişman mıydı? Evet.

Fakat pişmanlığı artık onu geri getiremezdi.

Sadece felix'in gitmesi onu büyük bir boşluğa düşürmüştü. Her zerresine aşık olduğu kişiyi artık göremeyince kalbinde kırık parçalar oluşuyordu.

Özlemişti. Deli gibi hemde.

Avucunun içinde tutuğu not'u sıktı.

Sesli bir nefes verip, bir kaç saniyeliğine gözlerini odada gezdirdi, ardından elinde avucunun içinde ki not'a baktı.

O günün sabahında masanın üstünde bulduğu not. Veda mektubu.

Yüzünde buruk bir gülümseme yayıldı. Gözlerini tekrardan dışarıya gezdirdi.

Oda sessizlik içerisindeydi, fakat çok uzun sürmemişti.

Chan odaya daldığında hyunjin gözlerini abisine dikti.

"C: Ne yapıyorsun sen burada?"

Hyunjin sıkıntılı bir nefes verip, oturduğu koltuktan kalktı.

"H: İşlerim vardı onları halletmeye geldim, şimdi ise gidiyorum."

Adımlarını odanın kapısına doğru iletirken chan kolundan tutu.

"C: İyi görünmüyorsun."

Hyunjin abisine sadece bakmakla yetindi.
Bir şeyler söylemek istiyordu ama söyleyemiyordu, boğazında kelimeler sanki takılı kalmıştı çıkmıyordu.

"C: Hyunjin..."

Gülümsedi.

"H: İyiyim ben."

Chan gözlerini kardeşinin yüzünden gezdirdi.

"C: İyi olduğuna inanmıyorum, her ne kadar piçlik yapıp bu olanların cezasını çekiyorsan, sen benim kardeşimsin hyunjin."

Hyunjin elini kaldırıp abisinin omzunu okşadı.

"H: Jay'i naptınız?"

Chan'ın yüzüne bir sırıtış oluştu.

"C: Adamlar biraz hırpalamış ama ölmedi."

Hyunjin başını salladı.

"H: Yaşamak için yalvaracak."

Chan gülümsedi.

"H: Ben çıkıyorum."

Chan olumlu anlamda başını salladı.

"C: Tamamdır görüşürüz."

Şirkettin otoparkına inip arabasına bindi.
Hızlıca arabayı çalıştırdı ve yola koyuluverdi.

Aklının yerinde olmadığını hissediyordu, içinde çocuk gibi bir ağlama hissi vardı. Ağlamak istemiyordu, sadece meleğine sarılmasına ihtiyacı vardı.

Seslice nefes alıp verdi.

Bu kadar hızlı sürüp eve nasıl geldiğimi anlayamamıştı bile. Arabadan inip hızlı adımlarla kendini evin içine attı.

Kendini daha fazla tutamayıp, kapının dibine çöktü. 

🦧: bi de bayıl huncin

Başını geriye kapıya yasladı. Gözlerini bir kaç saniye kapatıp açtı. Kalbi sızlıyordu. Bunca zaman bencillik yapmıştı ona karşı, aptaldı bunu kendide biliyordu. Her şeyi geriye alamazdı, düzeltemezdi de.

Felix'in kalbini onaramazdı artık.

Avucunun içinde ki not'a baktı.

Bir cesaretle not'u açtı ve tekrardan okumaya başladım

"Hyunjin,

Bunu okuduğunda seni bırakıp gittim diye lütfen bana kırgın veya kızgın olma.
Kendimi kurtarmanın tek yolu buydu. Beni anlamanı çok istedim, yapmadığımı sana göstermek çok istedim fakat yapamadım, her yerden bir engel çıktı. Seni çok seviyordum hyunjin, canımdan çok sevdiğim bir insanı bırak aldatmayı, dokunmaya bile kıyamıyordum. Ben seni bir hatanla affetmişken, sen beni yalan dolan bir iftirayla kağıt gibi buruşturup kenara attın. Bana kötü davranmandan bahsetmiyorum sorun o değil, o gün bana gözlerimin içine baka baka beni sevmediğini söylediğin de canım çok yandı. Kalbimin her parçası kırıntıya dönüştü. Senden nefret ediyorum, ama sana olan aşkım sürekli öne geçip nefretimi düşürüyor. Bana atılan iftira, insanların bana inanmaması sikimde bile değildi, çünkü senin bana inanıcağını sanıyordum. İnanmadın, işte bu yüzden bu duruma düştük. Bu yüzden seni ve karışık olan aşkını bırakıp gittim. Pişman mıyım? Belki.
Gittiğim de eğer bana bir yerlerden ulaşmaya kalkarsan, şunu bil ki bana ulaşman geri dönmemi sağlamicak. Geri dönmeyeceğim asla. Kalbimi onaracak bir gücün bile kalmadı hyunjin. Çok geç kaldın. Beni kaybedince değerimi anlayacaksın hwang. Bunu biliyorum, yaptığın yanlışların pişmanlığına katlanamadığını biliyorum.

Kendine iyi bak.

Hoşçakal."

Gözlerinden akan yaşlara engel olamadı.

Ölmek istedi. İlk defa biri için ölmek istedi. Okuduğu satırlar kalbine saplanmıştı.

Kendini tutamadı. Çocuk gibi hıçkırarak ağlamaya başladı, bir elini saçlarının arasından geçirdi.

"H: Sensiz ölüyorum lee duyuyor musun."

Gözlerini sımsıkı kapatıp başını geriye yasladı.

"H: Değerini anladım sevgilim, lütfen geri dön bana."

Bağıra çağıra ağlıyordu. Kimse onu duymuyordu, kimse yoktu yanında. Yapayalnızdı. Her zamanki gibi.

Ama bu yalnızlık onu çok büyük bir pişmanlığa düşürmüştü.

——————————
Yazık hyunjinime 😭💓

—————————— Yazık hyunjinime 😭💓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HeartBreak | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin