Oy vermeyi unutmayın 🫶🏻
İyi okumalar 🎀
-Karşısında ki büyük beden şok içerisinde felix'e bakıyordu. Bu sözlerle kalbi durmuştu sanki, hissedemiyordu kalbinin atışını. Öylece yerinde donup felix'e bakıyordu.
Felix sinirli ve dolu gözlerle hyunjin'e bakıyordu, söylediği şeylerle içinde bir pişmanlık hissetse de en iyisi buydu diye düşünüyordu. Hyunjin ne kadar felix'den uzak durursa felix o kadar kendini iyi hissedecekti.
Hissedecek miydi?
Kesinlikle hayır. Kendisine ne kadar bunu inkar etse de hissedemezdi.
Hyunjin sesli bir şekilde yutkundu, konuşmak istiyordu fakat boğazında bir şeylerin takıldığını hissediyordu konuşamıyordu. Bir güç konuşmasını engelliyordu, kalbi acımaya başlamıştı vücudu istemsizce terlemeye başlamıştı.
Felix hyunjin'in konuşmasını bekliyordu. Ne diyecekti? Gerçekten felix'in hayatından çıkar mıydı?
Felix derin bir nefes alıp verdi, hyunjin'in konuşacağı yoktu.
"F: Bir şey söyle."
Hyunjin sadece felix'in gözlerine bakıyordu, gözleri dolmaya başlıyordu ama kendini tutmaya çalışıyordu. Ağlarsa kendini durduramayacağını biliyordu.
"H: Gitmemi mi istiyorsun."
Felix sakince gözlerini kapatıp açtı ve başını olumlu şekilde salladı.
Hyunjin onun bu sessiz cevabıyla ölmek istedi.
"H: Yapamayacağımı biliyorsun..."
Sadece kırık gözlerle ona bakıyordu, başka bir şey diyemedi. Gitmeyeceğine söz vermişti fakat felix ona bunu söyledikten sonra nasıl gidemezdi?
"F: Umurumda değil, bir şekilde yap."
Felix'in umursamaz sözleri daha çok kırıyordu, daha çok parçalıyordu karşısında ki bedeni.
Felix bunları isteyerek söylemiyordu, kırgın ve ona olan sinirinden dolayı söylüyordu bunların hepsini.
"H: Yongbok"
Hyunjin ağlamalı bir sesle söylediğin de, felix oturup ağlamak istedi. Kendisine acıyordu böyle saf bi şekilde hala onu nasıl sevebiliyordu?
"F: Yeter hyunjin! Yarın veya bugün evimden gitmiş ol, bir daha da karşıma çıkma...Lütfen."
Felix hızlı adımlarla kendi odasına çıktı, tuttuğu yaşları birer birer akmasına izin verdi.
Hyunjin bir an başının döndüğünü hissetti.
Biri odasın da ağlarken, diğeri de kanepeye oturmuş başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başlamıştı.
İkisi de birbirlerinin ağlama seslerini duyuyorlardı.
Fakat ikisi de birbirlerine gidemiyordu.
Felix hyunjin'in ağladığını duyunca daha çok ağlamaya başlamıştı, oda da kapının önüne çökmüş dizlerini kendine çekmiş ellerini yüzünün arasına almış bir şekilde ağlıyordu.
***
Aradan 2 saat geçince, felix yatağında ağlamaktan uyuya kalmış. Hyunjin ise kanepe de öylece ağlamaktan beter olmuş bir şekilde sadece duvarı izliyordu.
Bir kaç saat geçmişti aradan, felix ona git demişti ama gidemiyordu.
Sessizce düşüncelerinden ayrılıp bakışlarını etrafta gezdirdi. Kanepeden kalkıp felix'in odasına çıktı.
Odanın kapısını yavaş ve sessizce açtı. İçeri girdi, yatakta uyuyan güzel bedeni görünce yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu.
Sessiz adımlarla yatağın kenarına geçti.
Yatağın kenarına oturdu ve aşık olduğu çocuğu izlemeye başladı.Çok güzeldi. Her şeyi, çilleri, süt beyaz teni, kalp şeklinde ki dudakları, gözleri ve saçları. Melek gibiydi.
Sanki yeryüzüne düşen eşsiz ve kusursuz bir melekti.
Hyunjin'e gerçek sevgiyi gösteren iyilik meleğiydi.
Gülümsedi, gözlerinden yaşlar akıyordu. Sessiz olmaya çalışarak küçük beden'in yüzüne yaklaştı.
İlk önce dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu, ardından tek tek çillerine öpücük kondurdu.
Yavaş ve nazik bir şekilde kondurmaya devam ediyordu. Onu incitmek istemiyordu artık. Bir yandan bunları yaparken göz yaşları hala akmaya devam ediyordu.
Son kez gözlerini kapatıp dudaklarını nazikçe felix'in dudaklarına bastırdı hafifçe. Bu sefer kısa değildi uzun tutmuştu.
Geri çekilmeden önce de yüzünü boynuna yaklaştırıp son kez kokusunu içine çekti.
Yatağın kenarından kalkıp, sessizce kendi kıyafetlerini giymişti.
Ve odanın kapısından çıkarken son kez uyuyan güzel meleğine baktı.
"İyi uyu meleğim, seni seviyorum."
Sonrasında gitti.
—————-
Son bir bölüm.
Ağlayacağım, bu bölümü yazarken hyunjin'in "long for you" şarkısını dinleyerek yazdım
❤️🩹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HeartBreak | Hyunlix
FanfictionBir iftira yüzünden araları bozulan iki aşık. [DÜZENLENECEK]