39. Bölüm: Bebek Adımları

10.5K 1K 316
                                    

Bölüme başlamadan önce şuraya kalpler bırakabilir misiniz? Neredeyse bir milyon olacağız, bu yüzden bir sürü kalp istiyorumm❤️🧡💛💚🩵💙💜🤎🖤🩶🤍🩷💘💝💖💗💓💞💕💌💟♥️❣️❤️‍🩹❤️‍🔥

𓆸

"Onlara dokunabilecek misin?"

𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱𓆱

"Bana bak soyunu sopunu bir araya toplayıp..."

"Özkan." dedi meleksi ses. Ölüp bittiği karısına bakmak için başını eğdi. Koltukta oturmuş, heyecanla öne eğilmiş,  yeşil gözlerini kocaman açmış bir şekilde kendisine bakıyordu. Kızıl saçları omuzlarından dökülmüş, yakası açık tişörtünden görünen güzel tenine ve ince kollarına doğru yol almıştı. Saçlarının değdiği yeri kıskandı önce, sonra tenine değiyor diye saçlarını. Deliriyordu bu kadına.

Konuşmasının beklenildiğini fark etmesi geç oldu. Karısına öylece bakakalmıştı. "Efendim bebeğim?"

Sude başını yana eğip gülümseyerek kalbini göğsünün içinde ters döndürdü. "Kısa kes." dedi sevimli sevimli.

Telefonun diğer ucundan keyifsiz bir gülüş geldi. Üçü de biliyordu ki başka biri Özkan'a bunu deseydi çoktan boynu elinin altında olurdu. "Tamam bebeğim." Söz konusu karısıydı, yoluna canını koyardı. Canını yakmak da ne haddineydi?

"Lan Duru nerede?" diye bağırdı karısının sözünü dinleyerek kısa keserken. "Kızım nerede? Nereye kaçırdın onu?"

Bulamıyordu. Özkan bu gerçeği reddetse de Sancar'la benziyorlardı. Bulunmak istemiyorsa bulunmazdı, Sancar da bulunmak istemiyordu.

"Duru'yu hiçbir yere kaçırmadım." dedi Sancar yorgun bir sesle. Sesindeki bitiklik Özkan'ı duraksattı. "Sana daha önce de söyledim, Duru'nun stresten uzak durması gerekiyor."

"Stres miyim oğlum ben? Amcasıyım! Stresten uzak durması gerekiyorsa sen ondan uzak dursana şerefsiz." Karısından öğrenmişti, kocalar stres sebebiydi. Karısından bahsetmişken hâlâ merakla kendisini izliyordu. O hevesli gözlerini yerdi.

"Özkan." Sancar omuzlarında bin ton ağırlığında yük taşıyormuş gibi konuşuyordu. Bir anda yüz yıl yaşlanmıştı. Özkan'ın karısını görmediği aylarda olduğu kadar bitkin, çaresizdi. "Duru'ya telefon verdim, konuşmak isterse konuşur sizinle. Annesi, babasıyla bile konuşmuyor. Evdeki çalışanlarla konuşuyor sadece, uzak durmak istiyor her şeyden."

"Adresi ver." Ev hangi evdi? Şehirdeler miydi? Hâlâ ülke içindeydi, onu biliyordu çünkü tüm uçuşları takip ettirmişti. Nereye gitmişlerse araçla gitmişlerdi. Yanlarına giderdi. Kızını görmeliydi.

"O olmaz. Sizi görmek isterse görür. Buraya gelirseniz zorlamış olursunuz." Özkan yine ağzını açıp gözlerini yummayı planlıyordu ki devam etti: "Ona biraz zaman ver." Emretmekten çok rica ediyordu ki bu beklenmedikti. Şimdiye kadar yaptıkları en sakin konuşmaydı. "Öğrendikleri çok ağır. Ne yapacağını bilmiyor. En çok kızlarını düşünüyor."

Kızlarını...

"O küstü mü amcasına, kırgın mı?" Karısıyla aynı ada sahip olmak dışında bir şansı olmayan kadınla, Sude'yle konuşmuştu. Adının Sude olmasına sevinmeliydi, Özkan'ın kızının başına gelenlerden sonra onun yaşamasına izin verme sebebi buydu. Sude'nin Duru'ya neyi ne kadar anlattığını biliyordu. Duru'nun tepkisinden de haberdardı. Teyzesiyle amcasının ondan bir şeyler saklamasına bir türlü inanmak istememişti. "Ölürüm ona, bir konuşsam alırım hemen gönlünü. Dayanamaz bana. Kızıma konuşmak istediğimizi söyle. Senden haber bekleyeceğim. Çok değil, birkaç gün sonra hâlâ kızımla konuşmamışsam seni saklandığın deliğe gömerim. Tamam mı?"

SÜRGÜN MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin