"Karışık bir gün"

2 2 0
                                    

Sabah okula giderken neredeyse uçucaktım. Neden mi? Tabiki de Dean'ın bana olan soru borcu için! O kadar erken gelmişim ki bizim sınıfta sadece 4 kişi vardı. Her sınıfta en az 4-5 kişi vardı ve bunun gazıyla 10-F sınıfına doğru yöneldim. Sınıfa gittiğimde sınıf kapısına yakın olan birine Dean'ın nerde olduğunu sordum. Oda burda olmadığını ancak yerini bildiğini söyledi. Ona beni oraya götürmesini rica ettim. Bunu kabul etti ancak bir uyarıda bulundu; Dean oraya hiç bir kızı sokmamış, zorla girmeye çalışanları da şiddete başvurarak oradan uzaklaştırmış. Bunu çok fazla kafaya takmadım ve yinede gideceğimi söyledim. Beni Dean'a götürdü ve kapıyı tıklatır tıklatmaz oradan koşarak korkmuş bir şekilde uzaklaştı. Dean "Kimsiniz" diye sordu.

"Benim dean, Cinix."
"Cinix, sana okulda buluşmamızın uygun olmadığını daha önce söylediğimi hatırlıyorum, bu yüzden lütfen burayı terk et!"
"Kapıyı açar mısın Dean, en azından bunu yap!"
*Kapı açılır.
"İstediğini yaptım, şimdi gidebilirsin Cinix."
"Neden gitmemi istiyorsun? Arkadaş değil miyiz?"
"Arkadaşız ama şu an sırası değil!"
"Gergin görünüyorsun, iyi misin?"
"İYİYİM VE BURADAN GİT! HEMEN!"
"O-oh... anlıyorum, gideceğim... rahatsız etmeyeceğim."
"B-ben özür dilerim, Cinix bekle gitme!"

Koşarak onu yanlız bıraktım... anlamıyorum, dün neşeliydi ve bana karşı nazikti, şimdi ise... herneyse. Bir erkek için ağlamaya değmezdi bu yüzden ağlamadım ama fena şekilde üzüldüm. 1 saat sonra ders başladı. Sabahki neşeli Cinix'in yerini mutsuz ve üzgün bir Cinix almıştı. Ders boyu uyumak üzere gözlerimi kapadım. Tabii, Arthur'un yanında oturduğumu unutmuşum.

⊙ARTHUR KİM?⊙
Arthur'u şöyle anlatıyım, Sınıfta ve okulda çok ünlü biridir. Kızların yarısından fazlası ona aşıktır. Bir kızla konustuğunda bütün okulda dedikodusu çıkar. Dersleri berbat ötesidir ve 2 serseri arkadaşı daha vardır.Babası bir mafya çetesi lideridir fakat bunu okuldan gizler. Şimdilik bu kadar bilgi yeter!

Kafam o kadar karışıktı ki, Yanımda kim oturduğunu bile unutmuştum. Erken uyanmaya alışık değildim bu yüzden çok uykum vardı. Kafamı Arthur'un omzuna yaslayıp uyudum. Arthur'un da uykusu vardı belliki. O da kafama kafasını koydu ve uyudu. Sınıftakiler fısıldaşıyordu ama ne dediklerini tam anlayamıyordum. Derin bir uykudaydım galiba çünkü tenefüs ziline bile uyanmamışım.

Arthur'un dilinden:
Tenefüs zili beni uyandırdı, ne güzel uyuyordum. Bi dakika...NE! C-cinix!? O-o benim omzumda uyuyor...tatlı...

(Tenefüste sınıfta olanlar)
"Arthur, şanslısın adamım."
"Kaptın gül gibi kızı."
"O kızın yerinde ben olmalıydım!O Arthur'un omzunda uyumayı hak etmiyor!"

Cinix'i uyandırmam gerek, ama bu anın uzunca bir süre devam etmesini istiyorum! Bunu yapmak zorunda olduğuma inanamıyorum...

"Cinix, uyan. Kantine gitmem gerekiyor."
"Sessiz ol, uyuyamıyorum..."
"Omzum o kadar mı rahat geldi prenses?"
"Sıradan daha rahat... bi dakika, ARTHUR!?"
"Günaydın."
"Neden omzunda uyuyorum!?"
"Onu sana sormak gerek."

(Cinix'in dilinden)
Evet, inanabiliyormusunuz? Onun omzunda yatmışım! Bütün okul dedikodumuzu yapcak şimdi!:(
Birkaç ders sonra yemekhaneye gittim. Masaya oturup yemek yiyecektim ki Dean'ın bana doğru koştuğunu gördüm.
"Cinix! Bekle!"

♧DEAN KİM?♧
Açıkcası dean hakkında çok fazla bilgimiz yok ancak okuldaki kızların diğer yarısı da Dean'dan hoşlanıyor. Açıkcası haklılar çünkü o soğukkanlı ve karizma. Aşk bana saçma geliyor bu yüzden ben aşık değilim. Herneyse siz devam edin.

Ağzımdaki yemeği püskürttüm. Ve kaçmaya başladım, Dean'dan olabildiğince uzağa... ben kaçarken insanlar "Ooo" diyip duruyordu. Evet, işte 2. Bir dedikodu daha...
Ben gerçekten hızlı biriyim, diğer okulumda koşuda 2. Olmuştum. Amaa belli ki Dean da hızlıydı. Ben yorulum ve takılıp düşçekken Dean kolumdan yakaladı. Kendini bana doğru çekti. Kalabalığın arkadan geldiğini yeni fark ettim.

Biz... çok yakındık. Gerginlikten dilim tutulmuştu. Dean'ı ittim ve kaçmaya çalıştım. Dean yine tuttu, neyseki bu sefer aramızda 1 metre kadar bişey vardı.

"Neden kaçıyorsun?"
"S-seni yanlız bırakıyorum işte!"
"Bak ben özür dilerim, o birden gerginlikten, stresten söylediğim birşeydi."
"Yine de bağırmak zorunda değildin. Affetmiyorum."
"Affetmen için ne yapmam gerekiyor?"
"B-ben..."
"Bana bir soru sor, ben sana bir soru sormiyım ve birde neden sabah öyle davrandığımı söyliyim. Affetmen için tek yapabileceğim şey bu Cinix!"
"Aaa.....şey... anlaştık o za-"

Daha sözümü bitirmeden beni kendine doğru çekti ve sarıldı. Arkadaki kalabalık sessizliğini bozdu ve aralarından Arthur geldi. Gerçekten bu ikisiyle başım beladaydı!

Maske: Bir Efsanenin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin