"Mafya Ailesinin Dramı"

2 2 0
                                    

"Manzara o kadar hoşuna gittiyse bir de arkandakine bak derim, emin ol ondan daha yakışıklı."
"Hayır be ne alakası var. Bakınıyordum sadece. Hem sen NEDEN ÜSTSÜZSÜN?
"Genelde kapıma gelecek kadar zahmet etmedikleri için merak ettim, bir bakıyım dedim. Banyo yapıyordum."
"O ZAMAN ÜSTÜNÜ GİYİN, SAPIK MISIN LAN!?¿"
"Sen bana bakarken mi? Gerçi benim için sıkıntı yok, ister bak ister bakma."
"HAYIR TABİKİ! ARHH sadece gideceğim."

Dışarı çıktım ve kapıyı sertçe kapadım. Kafamı çevirdiğimde Martin'i (Mafya liderinin sağ kolu) gördüm. Birden iki metre adamı görünce sıçradım tabi. Öcü.
Martin bir saniye dahi yanımdan ayrılmıyordu. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama herhalde önemsiz bir yere daha gidiyorduk. Biz giderken bende Arthur'la konuşmak için nasıl konu açacağımı düsünüyordum. Sonrasında sanırım oturma odasina geldik. Silah zoruyla koltuğa oturdum ve bekledim. Aniden birşey yapsam büyük ihtimalle beynim patlayacaktı ama sanırım pek te tınlamıyordum bu olayı. Sonra merdivenlerden aşağı Arthur ijdi ve yanıma oturdu. Beyefendi bacak bacak üstüne atmış rahatına laf yok. Ben ise kafamda içi dolu bir tabanca ve arkamda iki metre bir adamla normal davranmaya çalışıyorum. Sakin kalmaya çalıştıkça yüzümdeki, kolumdaki, boynumdaki ve bacaklarımdaki damalar daha da belli oluyordu. Bir an patlayacaklarını bile düşündüm.

"Bakıyorum da çok rahatsınız hanımefendi?"
"Yaa, ne demezsin. Çok rahatım, aşırı rahatım ya."
"Ben rahatını bozmayayım o zaman."
"A-arthuurr, canıımm, söylesene şu iki metre adama çeksinxelini tetikten be. Hadi, lütfen."
"Hmmm... bir düşüneyim... belki."
"Kimse elini tetikten çekmiyecek, Martin benim sağ kolum ve emirlerime uyacak o kadar."

Aptal Lider Koca göbeğiyle yanımıza doğru yürürken bunu söyledi. Yicez sanki Martin'ciğini. O da karşımıza oturdu. Ben soğuk terler dökerken o salak salak konuşmaya başladı yine, çok bilmiş!

"Cinix, değil mi?"
"Evet, ayrıca şu tepemde dikilen adam söylesenizde elini tetikten çekse ha?"
"Oğlumla iyi anlaşana kadar kimse elini tetikten çekmiyor."
"Duydun mu prenses?"
*fısıldayarak*"sus be!" , "Efendim, ben Cinix Smith, on beş yaşındayım ve oğlunuzla aynı sınıfta okuyorum. Şayet bir şüpheniz varsa ona sorabilirsiniz. Kendisiyle ilk baştan beri çok iyi anlaşıyoruz değil mi Arthur?"
*Cinix, Arthur'un elini tutar, Arthur'un babasına fark ettirmeden tırnağını Arthur'un avuç içine batırır.* "A-ah! Evet, evet, baya iyi anlaşıyoruz biz!"
"Duydunuz. Ayrıca biz iyi anlaşana kadar KİMSE elini tetikten çekmiyor dediniz değil mi?"
"Evet, doğrudur."

Silahımı çektim ve Lider'e hedef aldım. Elimi tetiğe koydum ve şunları söyledim; " O zaman sadece Martin'in elinin tetikte olması adaletsizlik olmaz mı?"

"Güzel olduğun kadar dikkatlisiniz de bayan Cinix."
"Elbette bayım."
"Peki madem, Martin'e silahını indirmesini söyleyeceğim, sende indir tamam mı?"
"Martin indirecekse seve seve indiririm."
"Martin, silahını indir."

(Arthur'un dilinden)
Silahı nereden bulduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Telefonu aldıkları sırada üsü arandı, birde üstüne başka kıyafetler verildi, bu zamana kadar üstünde silah taşıması imkansız. Ah! Bu kız beni deli ediyor!

"Efendim, Arthur'la konuşmam gereken bir konu var. İzninizle."

El bileğimden tutup hızlıca benim odama doğru yürümeye başladı. Ona yetişemiyordum ama beni çekiştiriyordu. Odama girdi ve kapıyı kapattı.

"Arthur, öğrenci olduğuna göre odanda kağıt kalem vardır değil mi?"
"Ha? Herhalde var da... onları ne apacaksın?"
"Bir oyun oynayacağız diyelim. Mümkün olduğunca çabuk ver."
"T-tamam."

...

"Al, burada. Hem nasıl bir oyun oynayacağız?"
"Aklımızda bir cümle kuracağız, sonra onu ne yazdığımızı göstermeden kağıda yazacağız. Karşımızdaki de bulmaya çalışıcak."
"Bu aptalca oyundan cidden zevk mi alıyorsun?
"Sende zevk almaya çalış işte!"
"Tamam, tamam. O zaman ilk ben başlıyorum."

Sanki birşey ima etmeye çalışıyor gibi hissettim. Bu aptal oyunun başka bir açıklaması olamazdı herhalde değil mi?

"Ne yazdın? Okuldan nefret ediyorum falan mı?"
"Hayır bir hakkın daha var."
"Bu oyun çok aptal hiçbirşey anlamıyorum mu yazdın?"
"Hayıır."
"Salyangozların kabuğu çok güzel?"
"Hayır bilemedin. Pes mi?"
"Pes. Ne yazmıştın?"
"Kiraz kadar kırmızı dudaklarını her gördüğümde seni daha da öpesim geliyor."
"Ah, hangi kitaptan alıntı bu?"
"Kitap mı? Sana olan hislerim bir kitaba sığmaz ki kitaptan alıntı yapayım sevgilim."
"Sevgilim mi? Ben senin sevgilin değilim."
"O zaman sevgilim ol."
"Ah, saçmalama, sıra bende."

Saçmalamıyordum. Ciddi ciddi o kadar iltifattan sonra beni tersledi ya, aşk olsun be.

"Seni seviyorum mu yazdın?"
"Ucundan kenarından bile alakası yok."
"Arthur çok yakışıklı bu yüzden onunla beraver olmak istiyorum. Kesin bunu yazdın!"
"Sapık."
"Ne yazdın o zaman? Pes."
"Bence kendin okusan daha iyi olur."

-Bir konu hakkında konuşmak istiyorum ama burada olmaz. Vaktin olunca beni bul. Buraya sırf bunun için geldim haberin olsun ve şimdi buradan kaçmam gerek yoksa senin o aptal baban büyük ihtimalle beni öldürecek. Kimsenin bu kağıdı görmemesi için yakmanı tavsiye ederim, özellikle de o aptal koruma ve baban görmemeli."

"Ah, demek bu yüzde-"
"Hahahahha, kağıdı okumadın mı?"
"Okudum, okudum."
"E o zaman?!"
"Ah, bakma bana o gözlerle!"
"Hangi gözlerle?"
"Öldüreceksin diye içim ürperiyor. Doğru, sende silah vardı değil mi? Elbisenin cebi de yok? Sihirbaz falan mısın yoksa?"
"Senin silahındı o, aptal."
"Ortaokulda sınıfın dızcı çocuğu falandın herhalde, şeytan bile fark etmedi aldığını."
"Bizimde var tabi yeteneklerimiz."
"Vay be, senin hakkında yeni birşey."
"Bu arsda, bana bir telefon borçlusun."
"Niyeymiş?"
"O kadar yol geldim birde üstüne telefonumu kırdılar. Yüz yetmiş üçüncü leveldeydim, hesap şifremi unuttum. Oyun hesabım da gitti."
"O kadar şey varken tek buna mı takıldın cidden?"
"Evet, olamaz mı?"
"Ben şu mafya bozuntusuna ne yapmam gerektiğini soracağım. Büyük ihtimal ya öleceğim ua da tutsak tutulacağım. Elimi kolumu sallaya sallaya çıkamam ya?"
"Silah sende kalsın o zaman, kendini savunursun en azından."
"Vermeye niyetli değilim zaten, MC 9 bulmuşum kaptırırmıyım hiç?"
"Hediye olsun o zaman napalım?"

Babam ikimizin de tahmin ettiği üzere Cinix'i tutma kararı aldı ama Cinix N'aptı? Gitti kaçtı.

Maske: Bir Efsanenin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin