Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin öptüm.
Saat gece ikiydi ve ben bir bar taburesinde oturmuş içiyordum. Bugünki dersten sonra arkadaşlarımın ısrarıyla kampüsteki bir kızın doğum günü partisine gelmiştim. Eve uğramış, üzerimi değiştirmiştim ancak o süre zarfında yakışıklıyı evde görememiştim. Merak edip mesaj atsam da bir geri dönüş alamamıştım. Bu beni hem sinirlendirmiş, hem de endişelendirmişti.
Kaçıncı bardakta olduğumu bilmeden içiyordum. Aynı zamanda barmene yakışıklıyı anlatıyordum. "Sence de çok nazlı değil mi? Benim gibi kıza bakmıyor. O kadar şey yaptım."
Kafasını salladı. Bende bıktığı belli olsada umrumda değildi açıkçası. "Damla dans etsene, oturdun kalkmıyorsun." dediğini duydum Defne'nin. Omuz silktim. Dans etmek istemiyordum.
"Saatlerdir mesajıma cevap vermedi. Sence bir şey mi oldu, yoksa bilerek mi cevap vermiyor?" Diye sordum barmene. Kollarını tezgaha koydu.
"Valla abla seni doldurmuş gibi olmayayım ama cevap vermiyorsa, başka bir kadına gitmiş olma ihtimali var." Ağzımdaki içkiyi püskürttüm barmenin dedikleriyle. Başka kız????
ASLA.
"Sen nerden bileceksin! Yapmaz öyle şey." Diye savundum yakışıklıyı. Barmen geriledi ona bağırdığımda.
"Tamam abla bir şey demedim."
"Abla diyip durma sende! Sinirledim ya. Bana bir içki daha ver." O kadar içmiştim ki mekandaki sesleri zor duyuyordum. İçmemin sebebi yalnızca yakışıklı değildi. Girdiğim bir sınavdan geçememiştim. İkisi üst üste gelince iyice dolmuştum.
Barmen bir içki daha verdiğinde tam bardağı ağzıma götürüyordum ki bir el buna engel oldu. "Bu kadar yeter eve gidiyoruz." Yakışıklının sesini duyduğumda başımı hemen yukarı kaldırdım.
Sante Kutay Costelli tüm heybetiyle karşımda duruyordu. Beyaz gömlek giymiş ve birkaç düğmesini açık bırakmıştı. Sıktığı parfümü ve dağınık saçlarıyla nefes kesici görüyordu.
"Neden geldin?" Diye sordum sinirle. Aynı zamanda içkimi ondan geri almaya çalışıyordum. Ama o kadar sıkı tutuyordu ki geri almak mümkün değildi.
Keskin bakışları altında ezildiğimi hissettim. "Neden bu kadar içtin?" Diye sordu yüzlerimiz arasında santimler varken.
"Sana ne! Ben sen nerdesin diye sorunca cevapladın mı ki ben seni cevaplayayım." Diyerek yükseldim. Haklıydım.
"Damla evde konuşalım. Kalk." Elimi tutup kaldırdı. Kendisiyle birlikte sürüklemeye başlayınca durdurdum onu. "Bırak gelmeyeceğim." Derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp geri açtı.
Tekrar beni çektiğinde elini bıraktım. "Gelmiyorum be adam bırak beni."
Tekrar elimi tutmak yerine beni omzundan aşağı sarkıttı.
BEYNİME ÇOK FAZLA KAN GİDİYOR!
"Bıraksana! Ne yapıyorsun sen!" Sırtına vursamda pek etki etmiyor gibiydi. "Bırak yoksa kadın kaçırıyorlar diye bağırırım." diye tehdit ettim. Ona bile ses çıkarmadı.
Sabır allahım.
"BIRAK BE ADAM BIRAK!" Diye bağırdım bu kez. Dışarıda bir arabanın önüne geldiğimizde bıraktı beni. Sinirle yüzüne baktım. "Sen ne yapıyorsun?!" diye sordum aynı zamanda başım döndüğü için sendeledim. Yakışıklı hemen elini belime yerleştirdi ve düşmemi engelledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI BOKSÖR | TEXTİNG
Teen FictionDamla: Dedem doğum yaptı, taksi param da yok bana bi 400 ateşler misin yakışıklı? Yakışıklı: Deden doğum yaptı? Yakışıklı: Tanıştığımızı sanmıyorum kayıtlı değilsin. O halde neden para istiyorsun? Damla: Üzümü ye bağını sorma yakışıklı