Kkami'nin sesi ile ayrıldık, hemen benim kucağıma atlamıştı; onu kollarımla sardım.
"Benimde köpeğim aynı ona benziyordu."
dediğimde gözleri beni buldu."Öyle mi? Belki de senin köpeğindir, iki yıl önce dışarda karşılaştım. Normalde kimsenin yanına kolay kolay yaklaşmaz ama senin yanına kendisi geliyor."
"Köpekler yirmi yıldan fazla yaşayabilir mi?" dediğimde alt dudağını hafif dışarı çıkararak düşünmeye başladı, bende devam ettim. "Öleceğimi anladığımda onunla vedalaşmak istemiştim. Köpeğimin gözlerinin dolduğunu ilk defa o zaman görmüştüm, belki de beni kaybetmek istemiyordu;bilmiyorum."
"Sonra ne oldu?"
"Gözlerinden yaş süzülürken beni bırakarak gitti, evden çıktığını hatırlıyorum sadece."
"Hmm...Belki de yavrusudur." dediğinde gülümsedim. "Belki de öyledir."
Aklıma dolabın üzerindeki resim geldiğinde parmağımla işaret ettim. "Çok tatlı..." dediğimde kısa bir kahkaha atarak konuştu. "Annem de çocukken tatlı olduğumu ve civcivlere benzediğimi söylerdi."
"Sevimli..." dedim gülümseyerek. "Civciv Yongbok..."
Göz devirdiğinde bakışlarımı kollarımdaki bedene çevirdim. "Herkes uyuyor galiba, başka kimseyi görmedim."
"Anne babamı eskiden kaybettim, başka ailemde yoktu zaten. Tek yaşıyorum..."
Tek yaşadığını söylediğinde sadece ikimizin olduğu düşüncesi sevinç oluşturmuştu içimde, nedenini bilmememe rağmen. Bakışlarım hala Kkami'nin üzerindeyken konuştu. "Neden sırıtıyorsun Hyunjin?"
Başımı kaldırmadan bakışlarımı ona yönelttim, yanağımın içini ısırdım. "Yok sırıtmadım."
BİR AY SONRA
YONGBOK
"Hyunjin sakin ol, bu kadar heyecanlanma."
Ben saçlarını düzeltirken konuştu. "İlk defa başkalarının önünde çalıcam, korkuyorum. Ya hata yaparsam..."
"Hayır, hata yapmayacaksın." Kıyafetinin yakasını düzelterek ellerimi omuzuna koydum. "Her şey senin gibi harika olacak sana güveniyorum."
Mikrofondan isminin söylenmesi ile sahneye giden kapıya yaklaştı, omuzunun üzerinden bana bakarken gülümsedim; o da bana karşılık verdikten sonra kapıdan içeri girdi.
O sahnede kendini tanıtmaya başlamışken bende oradan çıkarak konferans salonuna gittim ve en önde öğretmenlerin yanındaki boşluklardan birine oturdum, gözlerini salonda gezdirdikten sonra beni görünce önüne döndü ve parmaklarını tuşlar üzerinde gezdirmeye; kalbimi etkileyen güzel melodiyi seslendirmeye başladı.
Okul açılalı iki hafta olmuştu ve müdür ile anlaşarak Hyunjin'e bir şans vermelerini istemiştim. Öğrencilerin neredeyse hepsi buradaydı, eğer beğenirlerse isteyen yetenekli çocuklara daha sonradan özel ders verecekti.
Müzik devam ederken hayranlıkla bakan gözlerimi onun üzerinden çekerek yanımdaki müzik öğretmenine ve müdüre çevirdim.
Lee Know alınında çok başarılıydı ve kolay kolay herkesin yaptığını beğenmezdi, o da dinlerken parmakları ile aynı melodinin ritmini tutturuyordu. Birbirine bastırdığı dudaklarını hafif büzmüştü ve arada gözlerini kapatarak sese odaklanıyordu, yavaşça gülümsemeye başlamasından beğendiğini anladım.
Okulun müdürü Bangchan ise gülümseyerek onaylar gibi başını sallıyordu. Ona baktığımı hissetmiş olacakki kısa bir süre sonra gözlerini benimkilerle buluşturdu, baş parmağının ucu yukarıyı gösterecek şekilde eliyle yumruk yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Melodisi /HYUNLİX
FanfictionKaranlık evin odalarında gezen yalnız bir ruh olan Hyunjin onu tekrar hayata döndürecek kişiyi beklemektedir. O sıralarda tesadüfen labirent gibi koridorlara giren ve yolunu kaybeden Yongbok ile karşılaşır. Hyunlix