5

280 14 7
                                    

Mertimin beni revire götürmesinin ardından ona olan aşkim daha da zirvelere çıukmişti. O kadar datlu ve erildi ki ona baktıkça eriyordum. Bu yüzden kendime hakim olamayarak ona şiir yazmaya karar verdim.

Yağmur yağdı gülo gülo
Aşkından oldum şilo şilo
Ayağım kaydı düşüyordum
Az kalsın ölüyordum

-Anonim-

Şiiri yazdıktan sonra kadığı öpüp dudağımın izini yapıştırdım. Kırmızı dolgun dudak izim kağıda hoş bir ambiyans katmış idi. Kağıdı katladım ve gidip bunu mertimin okul dolabına attım. Çok heyecanlandım. Acaba bunu okuduktan sonra içinde ne gibi duygular belirecekti.

Gece olduğunda Fulya sistera belli etmeden yurt odamdan çıktım. Neyse ki Fulya sister öğrencilerin buz dolablarını sırtlama ritualini bitirmişti. Bu gece Tukan bey ile operasyonumuz var idi. Cordiseps dediği bilgenin yanına gidip büyüyü bozmalıydık. O kadar heyecanlanmıştım ki vücudum kıvılcanıyordu.

Anlaştığımız gibi Tukan bey ile okulun önünde buluştuk fakat yanında köksal babada var idi. Onu görünce endişe ile küçük dilim boğazıma kaçtı. Öksürmeye başladım.

"Tukan bey bu beyde mi bizimle gelecek?" Köksal baba gülümseyerek bana doğru gelmeye başladı. Bana bakarken gözleri kalp şeklini alıyor idi. Çok korkuyordum. Bu bana bir şey yapmasındı?

Ama ben bir peri idim. Üzerine san sebastian çizkeki fırlatabilirdim. "Her ihtimale karşı bizimle gelmesi daha iyi bacım."

"Peki Tukan bey size güveniyorum."

Tukan bey başını salladı. 18 yaşında bir çıtır olmasına ramen ağır abi takılıyordu. Kızlar bu yüzden düşüyordu sanırım ama ben düşmüyordum. Benim bedenim de ruhumda merdime aitti.

Hep birlikte kanatlarımızı açıp yola çıktık. Köksal baba bir süre beni havada kovaladı. Ondan kaçmaya çalışıyordum. Sanırım benimle oyun oynuyordu. Neyse ki Tukan bey imdadıma yetişip aramıza girdi. Şimdi Tukan bey ortada üçümüz yan yana uçuyorduk.

Yarrü dağına geldiğimiz de zorluklar başladı. Bir kaç yerden osuruk canavarları çıktı. Hepsini atlattik ama kokudan bayılacak duruma gelmiş idim. Sonunda dağın en tepesine ulaştığımızda bilge cordisepsi gördük.

Yanında ki görevli abilerle birlikte oturmuş gözü kapalı başını sallaya sallaya bir şeyler okuyordu. Yanında yanan ateşler ise etrafa hoş bir ambiyans katmış idi.

"Selamun aleyküm bilge cordiseps." Tukan bey öne geçip ona selamını verdi.

"Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu ve magfiratuhu ebeden ve daimen." Diye cevap verdi cordiseps efendi. "Buyurun. Bu saatte burada ne işiniz var. Gece çok tehlikelidir bu dağ."

"Onu fark ettik." Dedim. "Osuruk kokusu üzerimize sindi." Cordiseps efendi bana bakıp güldü.

"Sen de kimsin hanım kızım? Seni ilk defa görüyorum."

"Adım Nil Anka cordiseps efendi. Tukan bey yanlışlıkla bu arakadaşa limon büyüsü yaptı. Onu bozmanız için sizden yardım istemeye geldik."

Cordiseps efendi oturduğu yerden kalktı. Yanaklarında siyah boyalar vardı. Üzerinde ise uzun bir pelerin. "Yardım edebilirim." Bunu duyunca amele gibi gülümsemeye başladım. Sonunda bu salak büyüden kurtulacaktım.

"Şimdi bir karışım yapacağım daha sonra Tukan bey bu kağıtta yazanları okuyarak büyüyü bozacak." Tukan bey başını sallayip cordiseps efendiyi onayladı. Köksal baba ise yanıma gemiş elimi tutmaya çalışıyordu.

"Ay hoşt ulan." Diyerek onu itekledim ama o gülmeye başlayarak bana kalpli gözlerle bakmaya devam etti.

Cordiseps efendi karışımı yapmaya başladı. Önünde duran kazanın içine çeşitli malzemeler katıyordu. Kurbağa bacağı, osuruk canavarı kılı gibi malzemeler. Hepsini karıştırıp karışımı bitirdi. "Bunu arkadaşa içir sonra bu yazanları oku."

Cordiseps efendi yaptığı karışımı ve kağıdı Tukan beye uzattı. Tukan bey ise karışımı zorla köksal babaya içirdi. O karışımı içerken ben öğürmek yaptım. Midem kalmış idi. Daha sonra Tukan bey kağıtta yazanları okumaya başladı. Şarkı gibi sölüyordu.

Raffet raffet rafet raffet
Raffeti heniti ride çufuk
Fukfu fitiş bukbuk fufuk
Halif ola büyma rufuk
Etmen nahi dallık sedti
Yesmar yesmar yesmar yesmar
Yesmar yem en sevde lali
Şufuk henek varhem hali
Yare takip tonluk bali
Kurşim nette niema vetti
Çennu çennu çennu çennu
Yovmer nimar hagha leyya
Çennum nebla delgar biya
Hata bovma helmo leyya
Hozacık lahlal hetti

Okumayı bitirdiğinde etrafta sarı renk parıltılar yükselti ve büyük bir rüzgar çıktı. Her şey normale döndüğünde heyecan ile köksal babaya baktım. "İşe yarrrradı. Gözlerinde ki kalpler gitmiş."

Sevinçten havaya uçmaya başladım. "Allah sizden razı olsun cordiseps edendi. Allah ne muradınız varsa versin. Borcumuz nedir?"

"Bu seferlik benden olsun. Tukan bey hatrına." Diyerek Tukan beye göz kırptı. Çok sevindim. Beleşe işimizi halletmişti.

Gitmek için hazırlandık fakat arkamızda beliren ışıkla şok getirdim. Arkamı döndüğümde onu gördüm. Mertim buraya gelmişti ama bu nasıl olurdu? Burada ne işi vardı? Yine şok getiriyordum.

"Mert?" Dedim yine anime kızı sesi ile. Onu görünce sesim otomatik olarak böyle çıkıyordu. Elimde değildi.

"Bunu dolabıma sen mi bıraktın Nil Anka?" Elinde ona yazdığım dudak izli şiiri tutuyordu. Benim yazdığımı nereden anlamıştı? İşte şimdi sıçmıştım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Peri tozu | RraeneeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin