Ertesi sabah güneş ışığı usulca perdelerden içeri sızarken, oda sıcaklığı uyku için mükemmel iken Yoshinori, hemen dibinde duyduğu kalın ses ile uykusunun en derin yerinde uyanmak zorunda kaldı.
"Günaydın Yoshi-san~"
"Haruto?"
Yoshinori gözlerini ovuşturdu ve dibine kadar girmiş olan yazar efendiye baktı. Dün onu arsızca öptükten sonra hangi cesaretle onu uyandırmaya geliyordu ki?
"Erken uyanmamız gerek bugün. Uyandırdığım için özür dilerim."
"Sorun yok ama dibimden çekilir misin? Kendime geleyim önce..."
"Ah, tabi..."
Haruto duruşunu düzelttiği gibi Yoshinori de yattığı yerden doğruldu yavaşça. Nedensizce omzu ağrıyordu ve geçmek bilmiyordu. Dün gece de ağrı yüzünden uyuyamamıştı doğru düzgün. Sağlam olan koluyla ağrıyan yeri tuttu.
"Neyin var?" Haruto endişeli bir şekilde yaklaştı.
"Omzum... Ağrıyor biraz... Dün geceden beridir uyuyamadım."
"Şanslısın ki bugün seni doktor kontrolüne ben götürüyorum. Hazırlanmana yardım edeyim mi?"
Yoshi başta kabul edecek gibi oldu ama son anda vazgeçti. Bu çocuk ona her şeyi yapabilirdi, her şeyi.
"Sağol, ben kendim hallederim. Odadan çıkar mısın önce?"
"Elbette."
Hazırlandıktan ve uykusu daha yeni açıldıktan sonra Yoshinori, merdivenlerden aşağı inerken saatine baktı. Sabahın yedisiydi. Neden bu saatte uyanmışlardı ki?.. En son erken kalkıp bir yere gittiklerinde birkaç kişiyi Kalkınmaya davet etmek için evleri dolaşmışlardı. Şimdi ne yapacaklardı acep?
"Dışarıda yiyeceğiz." dedi Haruto ceketini giyerken.
"Dejavu mu yaşıyorum?" dedi Yoshinori çantasını yarasız omzuna takarken. "Daha önce de erken kalkıp dışarıda yemek yemiştik ve Kalkınma için üye almıştık."
Haruto, Yoshinori'nin omzuna taktığı çantayı aldı ve ona kapıyı açtı. "Kısmen ama bu sefer hastaneye gidiyoruz. Üye almaya değil."
O esnada Jihoon uykulu bir şekilde merdivenlerden iniyordu. İkilinin çıkmak üzere olduğunu görünce gözleri kocaman açıldı ve hızla indi basamakları.
"Hey, HEY!"
"Yoshi, sonra anlatırım." Haruto Yoshinori'nin bileğinden tuttu ve evden çıktıkları gibi kapıyı hızla kapattı, büyüğünü arabaya bindirdi. Kendisi de alelacele sürücü koltuğuna geçti. Arabayı hastaneye doğru sürmeye başladı.
"Bunu neden yaptın?" diye sordu Yoshinori.
Haruto bir eliyle direksiyonu tutarken diğer elini de ensesine attı. "Eh... Dün akşam sen uyuduktan sonra Jihoon yanıma geldi ve seni doktor kontrolüne götürmesi gerektiğini söyledi. Ben de ben götürürüm sen yorulma dedim. O da hayır illa ben götüreceğim dedi. Ufak bir tartıştık. Bu yüzden erken kaldırdım seni, Jihoon'dan daha hızlı davranmak için."
"Ah, Haru... Niye yaptın bunu? Jihoon götürebilirdi beni."
"Yeniden 'Haru' desene."
"Haruto!"
Haruto ofladı. "Seninle vakit geçirmeyi özledim. O yüzden beraber hastaneye gitmek istedim."
Beraber kahvaltı yapabilecekleri güzel bir kahvaltı salonuna geldikleri zaman Yoshinori, etrafa şöyle bir bakındı. Burası Dara Çay ve Kahvaltı salonu değildi. Daha önce görmediği, gelmediği bir yerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suimin Jikan 2: Atarashī Shūha | Hayoshi | TREASURE
FanficYeni bir tarikat kuruluyor. Suimin Jikan'ın liderinin tutuklanması ile hâlâ yakalanmamış tarikat üyeleri Kanetabe Kalkınması'nın değerli bir üyesini öldürmekle Haruto ve TREASURE'ün nefretini kazanıyor. Atarashī Shūha tarikatı, Suimin Jikan'dan daha...