Etrafları takım elbiseli silahlı adamlarla ve arabalarla çevrilmişti, Yoshinori ve Asahi de av gibi ağlarına düşmüştü. Nasıl kurtulabilecekleri konusunda bir fikirleri yoktu, çok yüksek ihtimalle, kuşkusuz, bunlar Atarashī Shūha'nın adamlarıydı.
Az önce yanlarına gelen yaşlı teyze başındaki eşarbı ve peruğu çıkardığı zaman onun Jeon Pair olduğu anlaşılmıştı. Yoshinori sendeledi, istemsizce Asahi'nin bileğini yakaladı. Asahi onu arkasına aldı. Gözleri kısıldı. "Tahmin etmiştim, on kat fondöten sürsen de tanırım seni."
Jeon Pair alkışlamaya başladı. "Tebrik ederim seni Asahi, çok zekisin çok! Övgünü de aldığına göre sesini kesebiliriz, öyle değil mi?"
Asahi kıpkırmızı kesildi. "Asıl senin başka yerlerini kessek iyi olacak, çünkü yerinde durmuyorsun."
Yoshinori onun bileğini sıktı. "Asahi... Kışkırtma adamı."
Pair işaret parmağıyla Yoshinori'yi gösterdi ve neşeyle adamlarına baktı. "Bakın, çok iyi tanıyor beni. Kışkırtıldığımda neler olacağını çok iyi biliyor çünkü, öyle değil mi Küçük Kanemoto?"
"Haruto'nun buraya gelmesi fazla sürmez." diye cevap verdi Asahi.
Pair başını salladı. "Doğru, bence de. Bu yüzden elimizi çabuk tutsak iyi olacak, değil mi? Atın şunları arabaya. Ellerini, ayaklarını bağlayın."
Silahlı adamlardan en yapılısı Yoshinori'yi ensesinden tutup arabaya yasladı, tam bileklerine kelepçeyi geçirecekti ki silah sesleri duyuldu, adamın elleri üzerinden çekildiği gibi Yoshinori yere yattı hemen, Asahi de aynı şeyi yapmıştı. Çok geçmeden Asahi yerden kalkmış, Yoshi'nin bileğinden tutup yerden kalkmasına yardım etmişti, beraber oradan kaçmaya başladılar.
Yoshinori arkasına baktı, Jaehyuk ve Junghwan adamlarla silah çatışması içerisindeydiler. Geri dönüp yardım etmek istedi ama Asahi onun bileğini daha çok sıktı.
"Arkana bakmadan koş Yoshinori-san!"
"Ama zor durumdalar-"
"Onların istediği sensin! Jaehyuk ve Junghwan seni korumaya çalışıyor, kaçmamız için alan açtılar. Geri dönersen hepimiz vurularak öldürülürüz!"
Durmaksızın koştular, koştular... Tam izlerini kaybettirdiklerini düşündükleri esnada siyah bir araba önlerini kesti. Asahi tam vaktinde büyükçe bir taş alıp arabaya fırlattı. Telaşla bir binaya girdiler, merdivenleri çıkmaya başladılar. Binanın arka tarafındaki balkona geçtiler, çok yükseğe çıkmamışlardı. Sırayla atladılar. Son hız koşmaya devam ettiler, Yoshinori'nin nefesi kesilmişti artık, yine de bir an bile durmadı. Ta ki Asahi çok kötü bir şekilde yere düşene kadar.
"Asahi!" Hemen arkadaşının yanına koştu.
"Hemen git, koşmaya devam et."
"Olmaz, seni burada bırakamam."
"Ben daha fazla gelemem..." Yerden kalkıp otururuz pozisyona geldi, dizinde büyük bir sıyrık, yanağında da yere sürtündüğü için oluşan birbirinin ardı sırada bir sürü çizik vardı, her biri kanıyordu. "Git, Yoshinori-san, bana bir şey olmayacak."
"Olmaz, ölürüm de bırakmam seni Asahi."
Beklenen senaryo gerçekleşmişti, silahlı adamlardan ikisi onları bulmuştu. Yoshinori, Asahi'nin önüne geçti. Onu korumak istedi fakat yanında silah falan yoktu... Üstlerine gelen adamların ikisi de silahlıydı.
"Buraya kadar..." dedi Asahi. "Akira'nın eline düştük."
💎💎💎
"Getirin onu buraya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suimin Jikan 2: Atarashī Shūha | Hayoshi | TREASURE
FanficYeni bir tarikat kuruluyor. Suimin Jikan'ın liderinin tutuklanması ile hâlâ yakalanmamış tarikat üyeleri Kanetabe Kalkınması'nın değerli bir üyesini öldürmekle Haruto ve TREASURE'ün nefretini kazanıyor. Atarashī Shūha tarikatı, Suimin Jikan'dan daha...