"Jihoon hyung senin beni basılan restorana götürdüğünü bilmese iyi olur Haruto." dedi Yoshinori, yeni uyandığı için sesi uykulu çıkıyordu. Saçları darmadağındı ve düzgün göremiyordu. Nasıl bir uyku uyumuşsa artık...
"Yok, zaten bana kızgın seni hastaneye götürdüğüm için. Bunu hayatta söylemem, beni yaşatmaz." diye yanıt verdi Haruto başını bilgisayardan kaldırıp. "Tamamdır, bizimkiler bir takım bilgilere ulaştılar."
Yoshinori oturduğu yerden hafif doğruldu ve bilgisayara baktı. Atarashī Shūha ve Suimin Jikan hakkında daha fazla bilgi yer alıyordu tam yeniden uykulu gözlerle dolabı izlemeye dalacakken yeniden dönüp ekrana baktı. Dikkatini çeken bir şey olmuştu.
"Jeon Pair'in ikiz bir kardeşi mi varmış?"
Haruto başını olumlu anlamda salladı ve yorgun gözlerle ekrana baktı. "Bu sabah restoranı basan kişi ikizi Jeon Harry'ymiş... Ben de diyorum neden bu kadar kolay atlattık bu adamı?"
Demek Pair'in kendisine tıpatıp benzeyen bir ikizi vardı... Adamın ikiz kardeşi olması hiç de iyiye işaret değildi. Bir takım hileler yaparak yer değiştirebilir ve birçok kişiyi kandırabilirlerdi. Kandırabilirlerdi... Kandırdılar zaten, dedi Yoshinori içinden. Jeon Pair'e oyun oynayıp onu hapse attırdıkları günü hatırladı... Pair hiç de hazırlıksız gelecek bir tip değildi ve parktaki Pair oldukça hazırlıksızdı. Bunca zamandır hapisanede yatan kişi Jeon Harry'nin tam kendisiydi. Pair ise Atarashī Shūha'nın başı olmalıydı.
"Haruto-"
"Ben de aynı şeyleri düşünüyorum seninle." diye cevap verdi Haruto. "Yakaladığımız kişi Jeon Harry'ydi, Jeon Pair ise Atarashī Shūha'nın ya ele başı ya da bir elemanı. Yüksek ihtimalle elemanıdır... Ele başı çok daha zeki ve güçlü birine benziyor çünkü. Bu yöntemler Jeon Pair'in yöntemleriyle uyuşmuyor ama taktik değiştirdiyse bilemem..."
Yoshinori başını olumlu anlamda salladı ve gözlerini pencereye, yeni dinen yağmurla beraber yapraklarından damlalar süzülen ağaca dikti. İşler zaten hiç kolay değilken eskiden, şimdi daha da zorlaşmıştı ve çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyaydılar. Suimin Jikan ile Atarashī Shūha birleşimi bir ekip kulağa oldukça korkunç geliyordu... Hayal etmesi bile güçtü.
"Bu akşam bir saldırı gerçekleşmesini bekliyorum." Haruto oturduğu yerden kalktı ve dolabına yöneldi. "Bu yüzden bu akşam dışarı çıkıp kolaçan edeceğim etrafı."
"Sadece sen mi?"
"Evet, sadece ben. Birkaç adamla dolaşırsam şüphelendiğimi anlarlar."
"Ama bu çok tehlikeli."
"Başka bir seçeneğimiz yok."
"Ya sana bir şey olursa ve bir daha haber alamazsak?"
"Polis ekibiyle iletişime geçersiniz. Gerisi gelir."
"Haruto..."
"Yoshi-san, ben gidiyorum. Ha bu arada, giyineceğim şimdi. Kalmak istersen kalabilirsin, sana muhteşem kaslarımı göstermekten onur duyarım."
Yoshinori göz devirip ona yavaşça bir tekme attı. "Kes artık şunu."
"Neyi?"
"Benimle flört etmeyi."
"Seninle flört ettiğimi söyleyen kim?"
"O zaman bu tavırların neler?"
"Sana uçuyorum ben."
"Onu anladık zaten."
Tam o esnada kapı çaldı ve Doyoung elinde bir dosya ile içeri girdi. Yedam'ın cenaze gününden beridir kendini biraz daha toparlamıştı. Hâlâ gözünün altında uykusuzluktan oluşan mor halkalar duruyordu, saçları dağınıktı ve omuzları düşüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suimin Jikan 2: Atarashī Shūha | Hayoshi | TREASURE
FanficYeni bir tarikat kuruluyor. Suimin Jikan'ın liderinin tutuklanması ile hâlâ yakalanmamış tarikat üyeleri Kanetabe Kalkınması'nın değerli bir üyesini öldürmekle Haruto ve TREASURE'ün nefretini kazanıyor. Atarashī Shūha tarikatı, Suimin Jikan'dan daha...