29.Bölüm =Hiçbir Eş Sahipsiz Kalmaz

12 5 0
                                    

Gözleri gözlerime doğru doğruldu, yüzündeki o masumluk insanı kendinden geçiriyordu.Yıllar sonra ikimizde okumak için geldiğimiz o üniversitede karşılaştık ve belkide birdaha ayrılmamak üzere...
Ellerimi masaya koyup,ayağa kalktım.
Kapıya doğru ilerliyordum ki kolumdan tuttu.
"Gitme!"
Dedi fısıldarcasına,diğer elimle kolumu tuttuğu elini ittim.Adımlarımı hızlandırmıştım ki gitmeme de gerek kalmamıştı zaten.
-Eflin otur yerine!
Edebiyat hocasının demesiyle yerime oturmak için sırama doğru ilerledim.
Utançtan kıpkırmızı olmuştum ve şuan bu anda olmamayı istiyordum. Keşke gizli büyülerim olsa da şuan kaybolsam.
Yerime oturduğum sırada Doruk'un meraklı gözleri hâlâ üzerimdeydi, hafif bir çapkın bakışlar atıp önüne döndü.
Bir an önce dersin bitmesini ve buradan ayrılmak istiyordum.Derste gelen amansızca öksürük yüzünden tüm dersi sabote ettim. Yalan değil, bir gerçekti. Bu da benim yalan olmayan bir gerçeğimdi işte. Hocadan lavabo izni isterken Doruk'un arkamdan kıkırdadığını gördüm.
-Çok mu komik?
Hem öksürüyorken hemde konuşmak çok garip bir ses cazibesi yaratıyordu ve çıkardığım bu sese karşı gülmeye başladım ve sonra farkettim ki sınıfta tek gülen benim! Bir deli olduğumu az çok şimdi kabul ettim.Öksürüklerle doğru lavaboya koşarken tüm okulu inletmiştim neredeyse! Hastalığımın bir belirtisi olduğunu düşünerek durumu kabullenmeye çalıştım.Sadece öksürük değil aynı zamanda da boğazımdan kan geliyordu. Tüm yaşadıklarımı düşününce
hıçkırıklı ağlamalarıma engel olamadım.
Cama yansıyan berbat görüntümü izlerken,kapının altından bir mendil kutusu atıldığını gördüm, üzerinde bir not vardı.
"Ağlama bak, makyajın akar"
Okuduğum bu notla beraber gülmeye başladım. İlk önce mendille gözyaşlarımı ve kustuğum kanları temizledim ve sonra da kapıyı açıp dışarı çıktım. Tam tahmin ettiğim gibi ilerliyordu işler .
-Ben Makyaj Mı Yaparmışım?
Diyerek bir omuz atıp ,yanından geçtim.
Sınıfa geçtiğimde tüm meraklı gözlerin bakışları üzerimdeydi ama ben aldırmadan gururla(!) sırama oturdum.
Ve ardından Doruk'un gelmesiyle içimdeki gurur(!) kırıntısı bir anda yok oldu ve yine bana attığı kaçamak bakışlar... Onu inatlandırmak,sinirlendirmek istiyordum.
-Hocam ben Doruk'tan dolayı tahtayı göremiyorum.
Ona doğru dönüp imâlı bir bakış attım.
-Doruk bir arkaya geç!
Doruk'un bıyık altından gülmesi benim sinir hastası olmama sebep oluyordu.Yani hocanın kastettiği yer  benim yanımdı! Ah,ben yaptığım her işin içine sıçıyordum!Hocaya tam elimi kaldırıp itiraz edecekken, Edebiyat Hocasının itirazlardan ne kadar nefret ettiğini hatırladım.Şuan o kadar kararsızdım ki
anı durdurup saatlerce düşünmek istiyordum. Ama duygularıma yenik kalıp, yanımda oturmasına izin verdim.
(İç Sesim)
Girdi kalbine , sende onu seviyorsun işte! Direnmene gerek yok,tek bir dokunuşla tüm hayatını değistirebilirsin!
İçimdeki topal şeytan git ve onun kalbine gir diyordu.

~Doruk'un Anlatımıyla~
Lanet olsun içimdeki ona karşı sevgi. Tüm kalbimi söküp atmak istiyorum ve işin en zor yanıda bu işte.
Bana yaptıklarını elbetteki karşılıksız bırakmayacaktım ama şimdi onun kalbine sinsice girip sonrasında büyük bir yara izi bırakacaktım.Kalbimden söküp atmam tabiki de kolay olmamıştı ama sonuçta o da yaptıklarının bedelini ödeyecekti: sevmekle. Bazen birini seversin derman gibi gelir ama bazen birini seversin dünyanın yükünü alırsın üzerine. Biz birbirimiz uğruna yaşamayı seçtik o zaman birbirimiz uğruna da ölmeyi bilecektik.
***
2 Kasım NTV Ana Haberleri:
"Günün yepyeni haberleriyle karşınızdayız
, ünlü iş adamı Mehmet Eryılmaz damadını buldu! Eryılmaz iş ortağı Serhat Akpınar'ın oğlu, Doruk Akpınar ile Masal Eryılmaz'ın düğünleri bugün yapıldı. Çiftimize mutluluklar dileriz.."

Kum Saatinin Tutsakları(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin