Yapılmış bir elbiseyle şaşırtmıştı. Yanımdaki sandalyede poşetin içinde duruyordu.
“Peki ya iş nasıl gidiyor?” diye sordu Julia,kavunundan bir ısırık aldıktan sonra.
“Dallama patronun sana hâlâ zor zamanlar yaşatıyor mu
Chloe?”“Ah, Tatlı Piç,” diyerek iç çekti Sara.
Ben de dikkatle şampanya kadehimdeki yoğunlaşmayı inceliyordum.
Ağzına bir üzüm tanesi attı ve konuşmaya devam etti.
“Tanrım, onu görmen lazım Julia.
Şimdiye kadar duyduğum en
kusursuz lakap.Tanrı gibi çocuk.
Gerçekten öyle.
Fiziksel açıdan eksik hiçbir şeyi yok.
Kusursuz bir surat, vücut, giysiler,
saç...Aman Tanrım, o saçları yok mu?
Sanatsal bir şekilde düzenlenmiş bir dağınıklık ” dedi kafasının üzerinde tarif ederek “Sanki az önce birisiyle ölesiye sevişmiş gibi.”
Gözlerimi devirdim.
Saçları konusunda bir hatırlatmaya hiç ihtiyacım yoktu.
“Fakat -Chloenin sana ne anlattığını
bilmiyorum- gerçekten de berbat biri,
” diyerek devam etti Sara ciddileşerek.“Yani, onunla tanıştığım ilk on beş dakikada arabasının her bir lastiğini bıçakla yarmak istedim.
Şimdiye kadar tanıdığım en büyük pislik.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK ?
Romance𝙺𝚒𝚝𝚊𝚋ı𝚗 𝚒𝚌̧𝚎𝚛𝚒𝚐̆𝚒 𝚢𝚎𝚝𝚒𝚜̧𝚔𝚒𝚗 𝚘𝚔𝚞𝚛𝚕𝚊𝚛𝚊 𝚞𝚢𝚐𝚞𝚗𝚍𝚞𝚛 𝚌𝚒𝚗𝚜𝚎𝚕 𝚜𝚊𝚑𝚗𝚎𝚕𝚎𝚛 𝚒𝚌̧𝚎𝚛𝚒𝚛. 𝙺𝚒𝚝𝚊𝚙𝚕𝚊𝚛ı 𝚢𝚊𝚔𝚖𝚊𝚔𝚝𝚊𝚗 𝚍𝚊𝚑𝚊 𝚋𝚞̈𝚢𝚞̈𝚔 𝚋𝚒𝚛 𝚜𝚞𝚌̧ 𝚟𝚊𝚛𝚜𝚊 𝚘 𝚍𝚊 𝚘𝚗𝚕𝚊𝚛ı 𝚘𝚔𝚞𝚖𝚊𝚖𝚊𝚔...