5.BÖLÜM: Kriz

258 24 0
                                    

İyi okunalarrr🤍

Sabah Egenin odasından kalkıp üzerimi değiştirmek üzere kendi odama doğru yürümeye başladım. Attığım her adım kalbimin hızlanmasına sebeb olurken o adamın yüzünü görmemek için dua ediyordum. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Kapının kolunu yavaşça aşağı indirdim. Hafif araladığım kapıdan kafamı sokup hızlıca içeriyi taradım, muhtemelen duşdaydı. Hızlıca giyinme odasına girdim. Odanın dışından adım sesleri gelmeye başladığında kalktığını anladım.

Hızlıca üstümü değiştirip çıkmam gerekti. Hızla üstümü değiştirip kapıya adımlayacaktım ki arkamda bir adet çökmüş boran görmeyi beklemiyordum. Onu es geçip kapıya gittiğimde bileğimden yakaladı beni "özür dilerim.." bileğimi kurtarmaya çalışmam bir şey ifade etmediği için pes ettim. Derin bi nefes aldım. "Niye, annen bana orospu dediği için mi yoksa sen beni dinlemediğin için mi?" Dediğim şey ile sanki bilmiyormuş gibi kaşları çatıldı. "Annem sana orospu mu dedi?"

"Boran ağa sen konuşmanın sonuna gelmişsin! O konuşmada daha neler geçti. Orospu oldum, başka erkeklerin koynunda yatmakla suçlandım Boran ağa! Gerçi senin için bir şey ifade etmez! Bırak bileğimi atölyeye geçeceğim!" Bırakmadı. "Ben, annem için çok özür dilerim Mert ben konuşucam annemle."

"Siktir et."

***

Çocuklarla olan dersim bitmişti. Cam kenarına oturup bi sigara yaktım. Eren denen bücürü görememiştim bu gün.  

Telefonum çaldığında gözlerim telefona gitti. İçimi değişik bi kis kapladı. Annem arıyordu her ne kadar anlaşamasak da özlemiştim. 
"Alo, anne?"
"Mert seni öldürürüm! Sen nasıl bi kızla dışarı çıkarsın! Evlisin sen evli! Kocanın yanından ayrılmayacaksın! O evde bizi güzel temsil edeceksin!"
"Anne bi kız dediğin kişi Ahu, defalarca kez bizde kalan Ahu, ayrıca tek değildik yanımızda Ege vardı!"
"Bir daha duyarsam seni kendi ellerimle öldürürüm Mert!"  Telefon yüzüme kapandığında nefes alamadığımı hissettim, kulaklarım uğuldadı. Ağlamak istiyorum ama nefes alamıyorum. Kulaklarım uğulduyordu "Mert, Mert, Mert benim Ege, Mert bana bak!" 




Boran'dan

Ege'nin beni aramasıyla hızla atölyeye sürdüm. Neden onun için bu kadar endişelendim bilmiyorum. İçimde bi huzursuzluk vardı. Kalbimin sıkıştığını hissettim.

Ne ara geldiğimi bilmediğim atölyenin önünde durdurdum arabayı. İçeriden deli gibi çığlık, ağlama ve kırılma sesleri geliyordu. İçeri girdiğimde Ege Mert'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Etrafa baktığımda her şeyin kırık dökük olduğunu gördüm.

Gitip kollarımla sardığımda  biraz debelensede sonunda pes etmişti. Ama hala deli gibi ağlıyordu..

"Güzelim sakin ol" ona kollarımı sıkıca sararak söylediğim şey ile beraber dahada ağlamaya başladı başını boynuma gömüp deli gibi ağlamaya başladı. Ona ne olduğunu öğrenmem lazımdı. O boynumda ağlarken ben onun saçlarıyla oynuyordum bu şekilde yerimizde hareketsiz durduk. Ege geldi aklıma

"sen iyi misin?" Kafasını onaylar anlamda salladığında cebimden telefonumu çıkarttım. "Alo doğan, aslanım Mert'in atölyesine gelsene." Doğan kuzenimdi mertle tanışyırmayı çok istiyordum. Kısaca teşekkür ettiğinde gülümsedim sadece nefes alışverişleri düzene giren bedenin uyuduğunu anlayınca saçlarına küçük bir öpücük bıraktım.

"Yatırabileceğim bi yer var mı?" Dedim. Ege'de arkadaki odayı gösterdi. "Küçük bi koltuk var orada." Mert'i dizlerinin altından kavrayıp kucağıma aldım. Başını direkt göğsüme gömdüğünde burukça gülümsedim. N'olmuştu benim bebeğime, öğrenmeyi aklıma yazıp koltuğa yatırdım.

Gözlerinin altı kızarık, kirpikleri nemli, dudakları ağlamaktan kızarmıştı.. o kadar tatlı duruyorduk şu an.. minik bebeğimi orada bırakıp Ege'nin yanına doğanı beklemeye geçtim.

Bi sigara yaktım. "Senin ne olduğundan haberin var mı?" Kafasını iki yana salladı. "Geldiğimde böyleydi." Derin bi nefes çektim sigaramdan. Dumanı üflersen bi yandan konuştum. "Birazdan gelir Doğan. O bırakır seni." Kafasını salladı.

Kapı açıldığında bakışlarım o tarafa kaydı. Kısaca tokalaşıp "hoşgeldin aslanım." Dedim.
"Hoşbuldum abi, sen niye çağırdın beni?"

"Aslanım, Mert rahatsız biraz ben çıkamıyorum  sen bırakır mısın Ege'yi?" Gözleri kısaca Ege'yi buldu. "Bırakırım abi. Gidelim?" Son sözleri Ege'ye idi. Kısaca başını salladı. Sonrada çıktılar. Ben ise arka odaya, mertin yanına geçtim. Uyuduğu koltuğun yanına çöktüm. Önüne gelen saçlarını hafifçe arkaya attım ve öylece izlemeye başladım.

Düşünmeye başladım.

Birkaç gündür Mert'e karşı olan tavrım aslında tavrım değilde duygularım çok değişti. Sürekli korumak istiyorum, birisi ona bir şey  diyecekte üzülecek diye içim gidiyordu, o gün anneme olan konuşmalarında ne olduğunu bilmeden bağırdım ona, bedenimi anında bir pişmanlık ele geçirirken peşinden gittim. Ama Ege'nin yanına gideceğini anladığım an cesaretim kırıldı.

Ona olan duygularımı farkındayım diyebiliriz fakat hiçbir şekilde iletişime geçemiyorum. ayrıca ona bunu söyleyecek cesaretimde yok. Fakat o gece uyumadım ve sadece düşündüm ben Mert'i seviyorum. Ahu'dan öğrendiğim şeyleri artık uygulamalıydım. Biliyorum ne kadar ertelersem o kadar kaybedeceğin en azından artık harakete geçmeliyim...

İçerideki dağınıklık aklıma geldiğinde cam parçalarını toparlamaya koyuldum. Önce dağılan camları yerden toplayıp çöpe attım. Gözüm duvarın dibindeki yerdeki telefona gitti. Gidip ekranı tamamen kırılmış telefona baktım. Mert'in di. Açmaya çalıştım. Açılmadı. Tamamen pert olmuştu. Mert'e yeni bi telefon Almayıda yazdım bir kenera.

***

Artık tamamen bitmişti. Bazı şeylerin yerini bilmesemde bulmuştum. Ama yorulmuştum ve deli gibi uykum vardı. Ön tarafta yatmak istemediğim için arka odaya geçmiştim. Kapıyı yavaşça araladığımda bi çift göz direkt beni buldu. Yavaşça içeri girdim. Tam karşısına duvarın dibine çömeldim. Ellerini kavradım. "N'oldu güzelim, anlatmak ister misin?" Başını iki yana salladı.

Yanına oturup saçlarını okşamaya başladım. Başını göğsüme yasladım. Gözünden bi damla yaş düştü. İçinde yaşadığı fırtınanın aksine dışarıdan çok durgun görünüyordu. "Hava almak ister misin?" Kafasını salladı onaylar biçimde.

Dışarı çıkıp birer sigara yaktık. "Ne oldu, anlatmayacak mısın?" Ortama bir sessizlik düştü. Kısa denilemeyecek bi uzunluktaki sessizlikten sonra "annem," dedi. "Annem aradı bu gün," biraz daha durdu. "Sen. Nasıl evli olduğun halde bi başka kız ile çıkarsın.  dedi. Yanlış anlama Ahu, ben ve Ege çıkmıştık ya hani."

Gülümsedim. Saçlarına bi öpücük kondurdum. "Yanlış anlamadım. Hava çok soğuk hadi içeri gidelim." Kafasını salladı. Önce ben kalkıp ardından o kalksın diye elimi uzattım. Tutmadı.  Karnıma bir şeyler olurken elimi geri çekip cebime attım. Çok rezil bi insanım! O içeri girince bende girdim. Ben kendimi koltuğa atarken o içeriyi inceliyordu. "Sen mi düzelttin?" Kafamı salladım sadece.

"Eve gidelim mi?" Kafasını salladı. "Tamam"

Yazım hatalarımı görmeyinnn🤓

BERDEL |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin