Arkadaşlar bu benim ilk kitabım değiştirdiğim hesaptan dolayı buradan yazmaya ve yayınlamayı sürdüreceğim
İyi okumalarrrrrr🤍
Kahvaltı masasında herkes sessizce yemek yerken sessizliği içeri giren uşak bozdu. "Ağam torununuz Ali'yi Kalenderlerin kızını kaçırırken yakalamışlar!" Dedeme dönen birkaç göz tepkisini ölçmeye çalışıyordu. bakışları uşağa döndü. "Tamam sen Hasan." Ağanın tok sesi ile dışarı çıkan uşak ardından derin bir sessizlik oluştu. "Zehir ettiniz yemeği zehir...! De hayde kalkın!"
***
Tüm aşiret Duranların konağının önündeydik. Dedem geldiğinde Duranlardan biri konuştu. "Hele Kalender gelde gör torununun yaptığı terbiyesizliği." Abim ve Elif abla yere diz çöktürülmüş, kafalarına silah dayayan adamlarda tek bir mimik yoktu ikili çaresizce duruyorlardı. Elif abla ağlıyor. Abim ona ağlamamasını söylüyordu bu görüntü içimi parçalarken abimin yanına gidecektim ki kolumdan tutan elin sahibine baktım.
Boran Duran, Duranların en gözdesi, iş hayatında oldukça başarılı, Duran holdingin en büyük hissedarı.. "bi adım daha atarsan senide oturturlar oraya!" Tehdit dolu sesi ile gözlerine baktım. "Oradaki senin kardeşin hiç mi üzülmüyorsun?" Omuz silkti "üzülmesine üzülüyorum ama elden ne gelir." Dedi, dediklerine tezat oldukça ruhsuz duruyordu 'Duygusuz köpek' diye mırıldandım. Nefesini kulağıma değdiğinde ürperdim. "Benimle düzgün konuş velet!" Tek kelime daha konuşsam beni buraya gözcekmiş gibi hissetmiştim. Ama güçsüz gözükmek istemedim. Sikemezdi sonuçta
Gözümü etrafta gezdirirken gözüm Elif ablanın annesi Menekşe hanıma takıldı. Sessizce ağlıyordu. Gözlerindeki çaresizliği gördüm. Kızının ölmesini istemiyordu haliyle.
"İlla ölmelerimi gerekiyor? Başka bir çözümü yokmudur bunun?" Dedim yanımdaki adama karşı. Kaşları çatık bana bakarken Menekşe hanım konuştu."Ağam, başka çözüm yokmudur." Sesindeki çaresizlik içimi açılırken Halil ağa girdi söze "vardır bir yolu elbet" hem benim annem hem Menekşe hanımın gözleri umutla parladı. "Neymiş o yol?" Annem konuştu bu kez. Gözüm ikili arasında mekik dokuyordu. O sırada tekrar kafalarına silah dayalı gençlere baktım. Elif ablanın ve abimin gözündeki o umut ışığını gördüm. "Berdel!" Dedi Halil ağa. Bu sefer annemin yüzü düştü.
"Ağam benim bir kızım vardır. O'da daha 12 yaşındadır." Yutkundum, Yaren daha küçücüktü o olmazdı ki... ben düşüncelerle boğuşurken Fazilet hanımın konuşması düşüncelerimden soğuk su etkisi ile çıkmamı sağlamıştı. "E bizde Mert'i alalım o vakit." Gözlerim kocaman olmuştu "BEN Mİ?!" Babaannem girdi lafa "kime alacaksınız Mert'imi?" Allahım herkes beni gözden çıkartmış. "Boran'a alırız." İkimiz aynı anda "NE!" Dediğimizde fazilet hanım konuştu. "Baksana ağam ne kadar yakışırlar." Az önce ağlayan annem şimdi gülüyordu. Tabi gidiyor gençlik hatası.
Gözümden bi damla yaş düştü. Arkamdan gelen Ayşe anneden bi haber çıktım oradan. Az ilerlediğimde boş bir patika görüp oraya girdim. Bir kayanın orada otururken yanımdaki hareketlenme ile başımı kaldırdım.
*****
Sizi seviyorum🤍
Oy ve yorum atmayı unutmayın 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL |BxB|
Roman pour AdolescentsPeki benim hayatım ne olacaktı? Benim hayallerim?