5

76 7 0
                                    

Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin lütfen. Ben sadece eğlencesine yazan birisiyim iyi okumalar♡

6 gün sonra...

"Mira ben çıkıyorum. Sorun yaratma bana."

Odamda babamın sesini duydum. Cevap verme isteğimde yoktu açıkçası. Zaten oda sesimi duymak istemiyormuş gibi çıkıp gitti. Dış kapının sesini duyup çıktım yatağımdan.

Bugün annemin doğum günü...
Babam her yıl bugün izin alıp kafasını dağıtmaya gider. Kafasını dağıtmak dediğim ise bir meyhaneye gidip sabaha kadar içer geri gelirdi.

Benim içinse değişen bir şey yok. Her zaman annemi özlüyorum sadece bu günlerde daha da artıyor özlemim.

Onu uzun zamandır görmedim. Annemin eşyaları babamın odasında. Doğal olarak odasına girmem yasak.

Ama bugün bu yasağı yok sayacağım.

Babamın geç geleceğine güvenerek girdim bu işe. Eğer yakalanırsam temiz bir dayak yiyeceğim kesin.

Odamdaki maklaj masasına ilerledim. Masanın üstündeki takı kutusunu açıp içindeki yedek anahtarı çıkardım. Çok zor yaptırdım bu anahtarı. Allahtan babam fark etmeden halletmiştim.

  Odadan çıkıp babamın yatak odasına yürümeye başladım. Kapıya geldiğimde derin bir nefes alıp titreyen ellerimle anahtarı deliğe soktum. Bundan sonra istesemde dönemezdim.

'Hadi kumsal korkanın çocuğu olmazmış sadece annenin fotoğrafını bakıp çıkacaksın. Sen anneni özledin kötü bir şey yapmıyorsun...'

Kendimi gazlamayı bitirdiğimde kilidi çevirip açtım kapıyı.

Gözlerim ilk odayı taradı ,  düzenli ve sade bir odası varmış. Oyalanmayı bırakıp girdim içeriye. Şimdi sadece annemin eşyalarının nerede olduğunu bulmak kalıyor.

'Düşün kumsal , baban nereye koymuş olabilir? '

Çoğunlukla aynı mantık yapısına sahibiz yani ben özel bir şey saklayacaksam kıyafetlerimin arasına saklardım.

Hızlı adımlarla kıyafet dolabının önüne geldim. Kapağı açtığımda kıyafetlerin arkasına bakmaya başladım. Allahım lütfen burda olsun lütfen...

 Katlanmış kıyafetlerin altında küçük bir kutu dikkatimi çekti. Heyecanla aldım kutu elime.

Lan buldum galiba!

  Başta yatağa oturmak istesemde düzeltmekle uğraşmak istemedim. Uyuşukluğumun ön plana çıkmasıyla yere oturdum. Elimdeki ahşap kutuya bir süre daha baktım. Umarım doğru kutudur.

"Bismillah" diyip açtım kutuyu.

Beni ilk karşılayan annemi gülen yüzü oldu. Titreyen ellerimle aldım fotoğrafı.

"Anne..." istemsizce döküldü dudaklarımdan. Kısa sarı saçları , kahve gözleri , kısa boyu ile ayakta durmuş kameraya gülümsüyordu. Saçlarını dokunma isteğiyle gezdirdim ellerimi fotoğrafta.

Burnumu çekip diğer fotoğraflara baktım. Elime aldığım resimle dudaklarımla bir tebessüm oluştu. Annem sarhoş olduğu duruşundan bile belli olan gözleri ile kameraya bakıyor , babam ise gülen yüzü ile annemi izliyordu. Burdan bile belli oluyordu babamın annemi çok sevdiği.

Dolu gözlerimle diğer fotoğrafa geçtim. Dayanamayıp aktı gözyaşlarım yanaklarımdan.

Burda ailecek bir kafeye gitmiştik , anı kalması için de annem babama bizi çekmesini istemişti.

(Temsili bir fotoğraftır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili bir fotoğraftır. İlerleyen bölümlerde de böyle fotoğraflar olacak.)

  Resimler bitene kadar kalkmadım o soğuk zeminden. Hem ağladım hem güldüm. Onu tekrar hatırlamak iyi gelmişti bana.
 
Son resmede baktıktan sonra kutunun dibindeki zarfı fark ettim. Tamam normal bir zarf olabilirdi ama anormal olan şey kağıdın üzerinde *Kumsal Mira'ya*  olan yazıydı.

  İçimdeki merak duygusuna engel olamadan aldığım zarfı. Zarfı açtığımda sararmış bir kağıt çıktı. Kağıda baktığımda durmuş olan yaşlarım tekrar aktı. Annem tarafından yazılmış bu kağıt.

"Benim güzel kızım. Sen bunu okuyorsan demekki ben o lanet hastalığı yenememişim. Ama üzülme olur mu. Kıyamam ki ben senin ağlamana , istesemde silemem o göz yaşlarını. Benim Miram , affet olur mu bu aciz kadını. Ben büyük bir günah işledim kızım . Bir ailenin ahını aldım , bir babanın yüreğini yaktım. Mira güzelim keşke yüz yüze söyleseydim bunu sana. Baban hastaneye seni getirseydi emin ol söyleyecektim ama izin vermedi. Zaten bunu yazma nedenim de bu. Asla söylemez baban , ondan gitmenden korkuyor. Çok uzattım değil mi , belki istemsizce kaçıyorum bundan. Mira bebeğim ne kadar istesemde sen bizim öz kızımız değilsin. Babanla ne kadar istesekte çocuğumuz olmadı. Babanın askerden bir arkadaşı var adı Kenan. Bir gece telefon etti bize , nereden duydu bilmiyoruz ama çocuğumuzun olmadığını öğrenmiş. Annesi ve babası olmayan bir kız çocuğu tanıyormuş. Yetimhaneye verilirse çok kötü şeyler yaşayacağını söyledi. Bizim almamızı istedi. Aslında aklımızda çocuk evlat edinmek yoktu ama Kenan yetimhanenin ne kadar iğrenç olduğundan bahsedince o çocuğa karşı koruma duygusu hissettim. Belkide asla sahip olamayacağım anneliği yaşamak istedim emin değilim. Merak ettim o çocuğu, Kenan pisliği bu anlayıp daha da anlattı. Neredeyse 2 yaşında küçük bir bebek. Kabul ettik...  O bebeğe bakmak istedik. Kenana bu söylediğimizde nasıl yaptıysa bütün işlemleri halledip bebeği bize getirdi. Ona bir isim vermemizi istedi. Şaşırdım başta ismi yokmuydu bu bebeğin. Kenana sorduğum da isminin 'Kumsal' olduğunu ama ona bir isim verirsek daha güvenli olacağını söyledi. İsmini değiştirmek istemedik ama Bora kızımız olduğunda adını 'Mira' koymak isterdi. Kimliğe bebeği 'Kumsal Mira' olarak kayıt ettirdik. Özür dilerim bebeğim bunu senden sakladığımız için ama başta gerçekten seni kimsesiz sanıyorduk. Bir kaç yıl sonra Kenanın yaptığı şerefsizliği öğrendik. Çalmış seni, sırf bir aileye intikam olsun diye koparmış seni onlardan. Bunu öğrendiğimizde seni vermek istemedik , biliyorum bencilce davrandık ama anla bizi veremezdik seni onlara. Sensiz yaşayamazdım ben. Hiç bir şey bilmiyormuşuz gibi davrandık. Sadece özür dilerim bebeğim özür dilerim..."

  Kağıtta yazılanları okudukça hıçkırıklarıma engel olamadım algılamam ne kadar sürdü bilmiyorum. Titremelerim durmadı. Kendimi sakinleştirmeyi başladığımda yavaş adımlarla oturma odasına geçtim. Babamı bekleyecektim evet en doğrusunu o anlatırdı bana.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Umarım beğenilir fikri olan varsa söyleyin lütfen ve okunma sayısı beğeni sayısından düşük yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfen.🖤

                                                 "823 kelime"

 

HAYATIN LEKESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin