♡İyi okumalar dilerimm♡~Kumsal Mira~
Saat gece yarısını çoktan geçti ama babam daha gelmedi. Hâlâ böyle bir şey olabilir mi diye düşünüyorum.
Anne baba bildiğim insanlar öz değillermiydi?
Hayır hayır doğru soru bu değil. Asıl sorun bu suçu işlediler mi? Gerçekten yaptılar mı bunu. Ama suç işleselerde öz olmasalarda ailemdi onlar benim. Annem yanımda olmasa bile anne bildim ben onu.
'Hayır kumsal düşünme bunları'
Annem o zamanlar hastaydı bilmem kaç tane ilaç verdiler ona belki aklı karıştı saçma bir olay geldi aklına olamaz mı!
Peki babam neden bu kağıdı yakmadı?
Elime damlayan ıslaklı ağladığımı yeni fark ettim. Umarım biraz sonra bu ağlamalarıma sadece gülerdim.
Allahım lütfen doğru olmasın yoksa ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum.
Saat 2 'ye yaklaştığında evin kapısı açıldı. Hızla kalktım oturduğum yerden. Ben kapıya gidemeden babam geldi oturma odasına. Beni görünce şaşırdı ama sonra kaşları çatıp konuşmaya başladı.
"Sen daha uyumadın mı Mira! Ne diye burda oturuyorsun." Sesinde bir kayma yoktu demek ki bu gece sarhoş olmamış.
Daha konuşamadan gözlerim tekrar doldu. Neden bu kadar ağlıyorum ben!
"Baba.." sesimin fısıltıdan farkı yoktu. Dikkatinden kaçmadı bu hallerim.
"Ne oldu biri bir şey mi yaptı?"
Hafif titreyen ellerimle zarfı uzattım ona. Başta anlamasa sonra hatırlamış olacak ki sinirli gözlerini bana çevirdi.
"Baba bu doğru değil dimi? Bana doğru olmadığı söyle , annemin kafası karışıkken yazdığı bir şey olduğunu söyle!"
Babam dediklerimi duymamış gibi bağırmaya başladı.
"Sen benim odama mı girdin? NE HAKLA!"
İstemsizce benimde sesim yükseldi.
"Şimdi konumuz bu mu baba! Bana bunun gerçek olmadığını söyle , biz böyle bir şey yapmadık de!"
Sustu.
Babam bana ilk defa cevap vermeyip sustu. Korkum daha da artık , olamazdı böyle bir şey. Yaşlar bir bir aktı gözlerimden onun önünde ağlamak bile umrumda değildi sadece bunların bir şaka olduğunu duymaya ihtiyacım vardı.
"Neden sustun baba? BİR ŞEY SÖYLE , BANA BUNLARIN YALAN OLDUĞUNU SÖYLE!!"
Hıçkırıklarım arasında zorla konuştum.
"Yalan de baba lütfen. Yapmadık de böyle bir canilik yapmadık de lütfen baba lütfen."
"Yaptık"
Tek bir kelime. Geçmişimi , işledikleri günahı ve yaşadığımız o güzel aile tablosunu tek bir kelimeye sığdırdı.
Yaptık dedi hayatım yalan oldu. Yaptık dedi bir aileyi yıkmamış gibi. Yaptık dedi İçin de pişmanlık olmadan.
Şaşkın bakışlarım yüzündeydi, üstümdeki şoku atlatamadan konuştu tekrardan.
"Yaptık! Başta bilmiyorduk kaçırıldığını ama öğrendiğimizde vermek istemedik seni, bir kere bağlandık sana. Biliyormusun umrumda olmadı o aile! Hâlâ da umrumda değil şahsen seninde umrunda olmasa iyi olur! Mira beni dinle sen benim kızımsın anladın mı BAŞKA KİMSENİN DEĞİL!"
Bir elini saçlarına geçirmiş oda da ileri geri yürüyordu. Daha fazla ayakta kalamayıp koltuğa bıraktık kendimi.
Ne olacaktı şimdi. Öz olmadığı ve kaçırıldığımı öğrendim. Başta bilmeselerde ailem sessiz kalmıştı , suça ortak oldular. Annem gitmişti peki ya babam , ona ne olacaktı?
"Neden yaptınız baba neden girdiniz bu suça?"
Babam olduğu yerde durdu. Ne konuştu nede bana baktı.
Bir kaç saniye sonunda bana döndü bakışları. Hiç bir şey anlamadım o gözlerden sadece donuk gözlerle bana baktı.
Nefesleri hızlandı, sinir yavaş yavaş ele geçirdi bedenini. Bir anda bağırmasıyla irkildim.
"NE DEMEK İSTİYORSUN MİRA! Istemiyormusun bizi he! Gitmek mi istiyorsun söyle bana! Biz senden ayrılmayalım diye bunları yaparken nankör mü oluyorsun! KONUŞSANA MİRA!!"
"H-hayır baba dinle b-"
Daha olayları kavrayamadan babam kolumdan tutup hızla kaldırdı beni. Kontrolsüz bir güçle sıkıyordu kolumu.
Dış kapıya ilerletti bedenlerimizi. Hem kolumun acısından hemde babamın dengesiz hareketlerinde korkup konuşamadım.
"İyi , küçük hanım gitmek istiyorsa kim tutabilir ki onu!"
Kapıyı açıp mermer zemine fırlattı beni.
"Ah!!" Dengemi sağlayamadan düştüm yere. Şaşkın gözlerimi babama çevirdim.
O kendinde değildi davranışları bunun kanıtıydı.
"Git Mira seni görmek istemiyorum!"
Konuşmama izin vermeden kapıyı suratıma kapattı.
Evden attı beni! Sanki suçsuz ve haklıymış gibi!
Kendimi toparlamaya çalışıp acıyan yerlerime baktım. Kolum hafif kızarıktı , diz kapaklarım ise çarpmanın etkisiyle fazlaca ağrıyordu.
Yavaşça ayağa kalktım. Asansöre ilerleyip zemin kata bastım. Aynaya çevirdim bakışlarımı. Kolumda bir kızarıklık , omuzlarım çokmuş , nemli ve kanlanmış gözlerle tam anlamıyla bitmiş durumdaydım.
Kendimi incelemeyi bırakıp açılan kapıdan inip dışarı çıktım.
Temiz havayı doldurdum cigerlerime yoksa bu gidişle bir ağlama krizine daha girecektim.
Ne yapacaktım şimdi , nereye gidecektim. Cebimde olan telefona şükredip aklıma ilk gelen kişiyi aradım.
Uzun süren bekleyişten sonra karşı taraftan boğuk ve uykulu bir ses duyuldu.
"Kumsal?"
Titrek bir nefes alıp güçlükle konuştum.
"Kutay abi..."
~~~~~~~~~
Kısa oldu biliyorum ama diğer bölümü uzun tutmaya çalışacağım umarım beğenmişsinizdir yorum ve beğenilerinizi unutmayın lütfen🖤
"700 kelime"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIN LEKESİ
ChickLitKlasik yada değil bir aile hikayesi. Şans vermenizi isterim şimdiden teşekkürler. Küfür ve argo sözler içerir. Tüm haklar şahsıma aittir (ç)alınma durumunda gerikli işlemler yapılacaktır.