20

981 79 42
                                    

Gözlerimi açtığımda karşılaştığım karanlıkla endişe vücuduma son sürat yayıldı. Gözlerim mi bozulmuştu? Bu pusluluk ve karanlık neden oluyordu?

Birkaç kere sımsıkı kapattım ve tozlu yerden kaldırdığım elimle gözlerimi ovaladım ancak yine karanlıktı yalnızca etraftaki çöpleri ve bozuk yolu az da olsa görmeye başlamıştım. Ve ne?

Siktir! Neredeyim ben?

Acıyan vücudum ile yaslandığım pürüzlü duvardan destek alarak ayağa kalktım.

"Kimse yok mu?" Bağırdığımda çöplerin arasında yemek arayan hayvanlardan tiz bir ses çıktı. Karanlık ve ıssız yolun sonuna baktığımda, lambaların cılızda olsa yandığını gördüm ve orada bulunan binalar zifiri karanlığa mahkum olmamıştı.

Adım attım, adımım sanki geriden geliyormuş gibi hissettiğimde kaşlarımı çatıp bacaklarıma baktım. Bu lanet yere nasıl gelmiştim ben?

"Zeytin." Karanlığa doğru fısıldayıp, yolun sonundaki cılız aydınlığa doğru yürümeye başladım.

Hareketlerimi serileştirmeye başladıkça vücudumun geriden gelme durumuna bir son verdiğini ve buna alışmaya başlıdığını hissettim. Neden hareketlerim bile kısıtlanıyormuş gibiydi ki?

"Ne oluyor böyle amına koyayım ya?!" diye homurdanıp koşmaya başladım. Karanlık arkamda kalırken kulağıma dolan müzik sesi ile sesin kaynağına, eski püskü ahşaplı bir kapıya sahip, iki katlı olsa da ucuz, mahalle kenarındaki bir bara benzeyen yapıya pat diye daldım.

Gördüğüm manzara ile göğüs kafesim sıkışmaya başladı.

Rüyadayım.

Yalnızca bir rüya!

Az sonra beni saran kollardan bunalıp 'sıcakladım' diyeceğim ve uykumdan uyancağım.

Siktir!

Karşımda en az otuz adam vardı ve hepsi birbirine girmişti. Bu öyle bir kavgaydı ki, yerde kesik parmaklar vardı hatta hemen ilerde bir adamın gözlerinden kan akıyordu. Midemin bulantısı ile girdiğim binadan geri dışarı kaçtım.

Bu nasıl bir vahşet Allah'ım!

Neredeyim ben?

Korkunç olan yalnızca birbirine girmiş insanlar değil; gözleri kırmızı ve siyah rengini almış, dev gibi bedenlerin ellerinde tuttukları bıçak ile birbirini öldürmek istemesiydi.

O vücudu ve gözlerindeki tuhaf rengi görünce, insan olup olmadıklarını bile anlayamamıştım ki zaten 2 saniye kadar bakıp geri dışarıya çıkmıştım. Göğsümdeki korku tüm bedenime yayılırken arkamdaki binaya bir kez daha bakıp koşmaya başladım. Sola döndüğümde, sokağın üstünün tellerle örüldüğünü ve dar bir sokak olduğunu gördüm ancak kimse yok gibiydi. Göğsümdeki korkuya rağmen derin bir nefes aldım.

Eski ve sıvası bile olmayan duvara yaslanıp etrafıma baktığımda daha önce böyle bir yeri hiç görmediğimi biliyordum.

Ve şundan emindim ki ben, rahat yatağımda yatıyordum ve az sonra bu kötü rüyadan uyanacaktım. Ancak hayır. Ben...

Ben en son bayılmıştım. Aklıma dolan görüntüler ile tüylerim diken diken oldu. Ben bayılmış mıydım yoksa ölmüş müydüm? Şuan gayet sağlıklı duruyordum. Ancak nasıl böyle bir yere gelmiştim ki?

Benim bayıldığım yer gayet temiz bir sokaktı ve sahil kenarındaydı. Burası ise sanki yıllardır su görmüyor gibi pis bir yerdi.

Büyük ihtimalle bayıldım ve beni saran kollar Zeytine aitti. Beni yatağıma yatırdı ve şuan rüyadayım. Evet kesinlikle böyle. Kısa kısa nefeslenip dik bir konuma geldim ve gözlerimi sımsıkı yumdum.

BEZ BEBEK |B×B| +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin