.......
Genç adam, yanında olduğu kişi ile birlikteyse, kendini bu evrenin en mutlu kişisi olarak görüyordu.
Her zerresini seviyor, her hareketini dikkatle izliyor, her duygusunu dibine kadar hissedebilmek ve anlayabilmek için en üstün çabasını gösteriyordu.
Dün geceden beri aklında olan tek şey ise Henri'nin ağzından çıkan 3 kelimeydi.
Yüzük alalım bize.
Gece boyu uyuyamamıştı.
Zaten uyuduğunda olanlar yüzünden uyku tutmuyordu. Gözünü ne zaman kapatsa, Henri korkulu bir kabusun kollarına düşüyordu. Yanında olması bile onun uykularını huzurlu kılmıyordu.
Yaşam taşına sahip olana dek.
Yaşam taşı onu yalnızca ölümsüz kılmıyor, kötü ruhlu dokunuşlarında önüne geçiyordu. Ancak Henri, henüz bunu bilmiyordu.
Kafede oturmuş kahvaltılarını ederken Zeytin yolda gelirken gördüğü mağazaları düşündü. Onlar sahil yolundan geldikleri yüzük alabileceği bir yer görmemişti. Kafenin arka taraflarında yüzük alabileceği yerler olmalıydı.
Bazı kıskançlıkları oluyordu, yerli yersiz konuşmalara giriyordu ancak her ikisi de bunun sebebinin fazla sevgiden ve kaybetme korkusundan olduğunu biliyordu. Kaybetme korkusu, yalnızca içlerindeki korku duygusunu tetiklemiyor, sinir ve öfkeyi hatta kaygıyı da atağa geçiriyordu. Tabii bunların önüne ise aşk ve sevgi bir set kuruyordu. Bir yerden sonra tek galip bu iki duygu oluyordu.
Aşk ve sevgi.
Tabii bu iki duygunun yenemeyeceği bir şey vardı. Ancak bunu ise bu genç iki oğlan bilmiyordu. Şimdilik...
Kahvaltıdan kalktıklarında Zeytin cebindeki parayı düşündü. Henri evden çıkmadan önce vermişti. O da sorun etmeden almıştı çünkü onun için bu bir sorun değildi. Anne ve babası arasında da böyle şeyler sorun olmuyordu ve onlardan gördüklerini ilişkilerine uygulamaya çalıştığını yeni yeni farkediyordu.
Halbuki en yanlış ilişkinin onların arasındaki olduğunu çok net görmüştü.
Onların ilişkisini örnek almamalıydı.
Tabii sonunda ikisinin de beraber, aynı duygularla yan yana olma hayalleri varsa...
"Afiyet olsun Beyler. Sık sık gelin lütfen." Zeytin kafasını ağırca sallayıp "Saol." dedi sakince. Henri yine cıvıl cıvıl konuşmaya başlamıştı. Zeytinin gözleri yanında parlayan adama kaydı. Hayran olunası bir sesi vardı, çekik göz kapaklarının ardında parlayan toprak gözler ise kalp ritmini bozmak için yeterli bir sebepti.
"Hesabı masaya getirmediniz?" İkili hesap tartışmasına daha girmemişken Zeytinin dikkatini bir karartı çekti. Kafe girişinin hemen karşısındaki kaldırımda bir kadın duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEZ BEBEK |B×B| +18
HorrorBekar bir adam, yaşadığı travmatik yangından sonra tüm ailesini kaybeder. Enkazdan elinde tek kalan ise büyük babasının gözü gibi baktığı bir oyuncak bebektir. Bez bebekle birlikte, büyük babasından kalan ücra bir malikaneye taşınır ve yıllarca ora...