54. Bölüm Ormanda bir ayı varmış!

54 14 160
                                    




'Boom boom çika çika eşgali bengaa boom boom çika çika eşgali bengaa balaluşi balaluşi eşgali bengaa balaluşi balaluşi boomm..
Ormanda bir ayı varmış.. bir gün sırtı kaşınmış.. gitmiş ağaca yaslanmış.. bir o yana bir bu yana sallanmış..'

...............................................
Montenegro - Crno Lake (piknik)

'Ay yavaş çok girdi..' dedi Lexa o an. 'Napıyorsun kızım biri görürse ya?'

'Ya ne olacak sanki?'

'Ya ne demek ne olacak?'

'Of sen de var ya..' dedi Clarke'da. 'Gören de sanacak terbiyesizce şeyler yapıyoruz' David gülerek ikisini izliyordu. Clarke döndü o an ona baktı. 'Hem de David bakarken..'

'Yok kanka ben bakmıyorum siz şey yapın--'

'Cidden sen ne bakıyorsun?' dedi Lexa o an David'e. 'Sevgilin ileride çadır kuruyor yardım etsene'

'Yok kanka ya' dedi David oflarken. 'Siz daha eğlencelisiniz fesatca konuşuyorsunuz ya' o an Clarke gülmüştü. Bir gece burada kalacaktı herkes. Hem piknik hem de bir günlük kamp yapılacaktı. O an David durdu düşündü. Ve Clarke'a döndü. 'Clarke ya--'

'Efendim'

'Sizin çadırın biraz daha ileride olması gerekmez miydi?'

'Anlamadım o neden?' diyip güldü Clarke. 'Herkes burada kurarken biz neden başka yere kuralım ki'

'Masum ya' dedi David dudaklarını büzerken. 'Gerçi hiç de benzemiyorsun ama..' diyip gülmüştü. 'Ses çıkarsa diye yani--'

'Ne sesi?'

'Su sesi' dedi David o an. 'Şıp şıp su sesi--'

'Ne diyorsun oğlum' dedi Lexa o an. 'Valla döverim David seni..'

'Pekala David--' dedi Clarke o an. 'Sen merak etme öyle bir şey yapacak olursam sessiz yaparım kimse duymaz'

'Girdi' dedi David kafa sallarken. 'Girdi ve çıkamadı öyle kaliteli bir sokmaydı'

'Bana bile girdi' dedi Lexa'da o an. 'Senden bana sekti galiba'

'Bir dakika çoğunluğun sana girmesi gerekmiyor muydu?'

'Girdi işte daha ne girsin?'

'Ya siz ne konuşuyorsunuz Allah aşkına?' dedi Clarke o an. 'Temiz hava mı çarptı delirdiniz mi şelale suyundan mı içtiniz?'

'Yok henüz tadamadık onu biz--'

'Kim neyi tadamadı?' diyerek Jessica gelmişti o an.

'Şıp şıp su sesi..' derken susmuştu David.

'Neyin sesi?'

'Su akar yatağını bulur ya hani--'

'Pekala hiçbir şey anlamadım' dedi Jessica gülerken. 'Kim neyin yatağını buluyor?'

'Yani diyor ki şelale suyu anne' dedi Clarke gülerken. 'Aklıyla değil önündekiyle düşününce işte..'

'Ne ayıp ya..' dedi David cıkcıklarken. 'Görüyorsun değil mi Jessica'ım kimse beni anlamıyor'

Jessica gülerek David'in yanına gelmişti. Omzunu sıkıp; 'Görüyorum David'cim' demişti. 'Neyse ki ben anlıyorum seni'

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin