Yine gözlerimi tavana dikmis seni hayal ediyorum. Önce gülüşün geliyor gözlerimin önüne. Sonra gözlerin, sesin, haylazlıkların...Hayalime odaklanıyorum tekrar. Mezuniyetimizi hayal ediyorum. Okulun önüde bir araba duruyor, ben iniyorum icinden. Üstümde mavi bir elbise, gökyüzü kadar sonsuz duruyorum. Sen kapinin önünde arkadaslarınla konusuyorsun. Beni fark edince kapıya doğru yöneliyorsun. Yanıma geldiğinde hicbir sey demeden gülümsüyorsun. Sanki elbisemle uyumlu olmasini istermis gibi mavi kıravat takmışsın. Çok komik durmus ama yakışmış. Kolunu hafifce beline doğru kaldırıyorsun. Koluna giriyorum, yürümeye başlıyoruz. Bir sey demeni bekliyorum ama susyoruz. Salonun önüne geldiğimizde duruyoruz. Bana bakıp gülüyorsun. O kadar memnunum ki ses etmiyorum. Sessizliği bozup senden bir sey istiyorum. Mezuniyet boyunca güler misin? Gamzeni doyasıya izlemek istiyorum çünkü bu son fırsatım. Niye dercesine bakıyorsun bos bos. Okul bitmis, ben hala söyleyememisim sevdiğimi. Sınıf arkadasim olarak kavalyem olmuşsun. Ama benim icin farkli. Artık iceri girmemiz gerekiyor. Salona girdiğimizde tüm gözler bize dönüyor. Her sey hayal gibi. ( zaten hayal baska ne olabilirki) Masaya oturuyoruz, sen öküzlük edip sandalyemi tutmuyorusun. Ters ters bakıyorum ama yok anlamıyorsun ki. Tüm sınıf aynı masada oturuyoruz. Otutrur oturmaz kızlarla kaynatmaya başlıyorum. Sen bir anda ilgiyi yitiriyorsun, suratın asılmıyor ama bana söz verdin kapıda unutma. Müzik calıyor. Bi dakika yaa biri benim icimimi okuyor. O şarkı! Sensizliklerimde dinlediğim hani. Ahh! Doğru sen bilmessin demi. Cem Özkan "olmayacak bir hayal" diyor.. Belki bininci defa dinliyorum bunu. Bazı arkadaslar dansa kalkıyor. Yalnız hayalimde bile olsa bizim okul bayaa rahat bırakmıs kendini. Neyse . Benim en büyük hayalim bu sarkida seninle dans etmek. Bilsem bu hayalimi kaldırırsın dansa ama bilmiyorsun hem bilsen bile öküzlüğünden kaldırmazdın. Tören baslıyor. Bir coğumuz cıkıp konusa yapıyoruz. Sen tüm konuşman boyunca bana bakıyorsun. Herkes konusmasını bitirince yemek yiyoruz. Yemekten sonra bi bosluk oluyor , ara gibi bisey. Ben dısari cikiyorum, bahceye. Pesimden geliyorsun ben demeden. Sonra yanımdakileri gönderiyorsun. Bisey söylemem gerek diyorsun. Sözünü kesip "bende" diyorum. Hangimizinki daha önemliyse önce o diyoruz. Bence benimki, sence seninki. Aynı anda söylemeye karar veriyoruz. 5 saniye durup ikimizde aynı anda " seni seviyorum" diyip susuyoruz. Ikimizde ayni cümleyi kurduğunuzu fark edince salak salak gülüyoruz. Bir anda sarılıyorsun bana. Bense yıllardır beklediğim seyin gerceklesmesinin sarhosluğuyla tepki veremiyorum. Sadece kokunu cekiyorum ciğerlerime. Sonra programin bir parcasi olan dilek fenerlerini ucuruyoruz. Seninle ayni dilek fenerinin başındayız. Ben "seni" sen "beni" diliyorsun. Sıra kep fırlatmaya geliyor. Kalabalıktan istifade elimi tutuyorsun. El ele atıyoruz keplerimizi. Vee gece sona eriyor. Kapıya kadar koluna giriyorum. Kapıya geldiğimizde bana bakıyorsun,yarın diyorsun, saat tam 3 de . Ama yer söylemiyorsun. Ben birbirimize itiraf ettiğimiz yeri anlıyorum. Gülümsüyoruz birbirimize. Artık birimiin gitmesi gerek gec oldu. İcimi okur gibi basini sallıyorsun. Alnımda öpüp arabaya binmem icin kapiyi açıyorsun. Gidiyorum. Ama yarın birlikteyiz biliyorum,bundan sonra hep beraberiz. Üzülmüyorum günün bittiğine. Daha önümüzde yasayacak cok günümuz var diyorum. Ve hayal bitiyor. Mutluluğum sona eriyor.