10. Bölüm- Van Kedisi

30 3 16
                                    

Bir şey var aramızda.
Onu buldukça kaybediyoruz bilerek.

-Nahit Ülvi Akgün


Dicle Burçak

Yine olduğu gibi hastaneden ayrıldıktan sonra işe gitmeye koyuldu, Dicle. Düzeltilmesi gereken psikopatlar vardı. Ve bir psikolog olarak o da gerekli olan şeyi yapacaktı.

Hazırlanıp evden çıktıktan sonra çalıştığı yere gidecekti ama ondan önce sert bir kahve istedi canı. Adımlarını kaldırımda yürürken yakınlardaki bir kafeye yöneltti.

Kızları yalnız bırakmıştı fakat pek güvenmiyordu. Her an ikisi baş başa kaldığında bir sorun çıkarıyorlardı.
Özellikle Ayaz işin içinde ise.

Hiçbir zaman o koca oğlana güvenemeyecek miydi? Neslihan hâlâ iyileşmiş değildi ve bu da Dicle'nin içini daha da hoşnutsuzluk kaplamasını sağlıyordu.

Kafeye geldiğinde cam kapıyı itti ve yukarıda asılı olan çanın ses çıkarmasına sebep oldu. İçerisi yoğun bir şekilde kahve kokuyordu, iyice kokuyu içine çekti, esmer güzeli. Safiye kendisine böyle sesleniyordu.

Cam kenarında duran tekli masalardan birine geçti. Deri siyah çantasını masanın kenarına yerleştirdi. Eşarbını elleri ile düzeltti. Çantasından çıkardığı cep aynayla eşarbının düzgün durduğundan emin olmak için kendisine baktı.

Safiye'nin önerdiği tarzda yapmıştı bu sefer. Gayet güzel duruyordu.
Yanına genç bir garson geldi ve ne istediğini sordu. "Sadece magnolia ve sert bir kahve alacağım." Yanında bir tatlı iyi gidebilirdi, değil mi?

Genç garson başı ile onaylayarak gitti. Bir süre sonra tatlı ve taze kahve önündeydi, çok lezzetli duruyorlardı.
Dicle, dilini dudaklarında gezdirmek istese de şu an evde değildi.

Çatalı alıp yemeden önce bir düşündü. Kendi yaşıtındaki kızlar hep sosyal medyada yedikleri şeyleri paylaşır mıydı? Neyse ki Dicle onlardan olmadığına kendine içinden sayısızca teşekkür etti.

Neslihan'ı 7 yıl sonra tekrar görmüştü ve kavuşmuştu. Artık arkadaşları elinden kayıp gidemeyecekti, kader izin verirse eğer.

Neslihan bir savaş uçağı pilotu olmuştu. Ecrin doktor olup hayat kurtarırken Safiye avukat olmuş adaleti sağlayarak yaşıyordu. Dicle de psikolog olarak hayata atılmıştı...

Diğerleri hakkında hiçbir fikri yoktu.

Zaman akıp giderken onlar geçmişte takılı kalmışlardı. Bir aileden farksızdılar.

Kahvesini ve tatlısını bitirdikten hemen sonra gerekli ücreti ödedi ve dükkânın önüne bir taksi çağırdı, Dicle. Sonunda çalıştığı binaya vardığında kısa bir göz gezdirdi etrafa. Bir grup çalışan bahçenin kenarında konulmuş çardakta oturuyordu. Bazıları da yürüyordu.

Yine eski, sıkıcı ve bir o kadar da gıcık insanların dolu olduğu bir binadan başka hiçbir şeye benzemiyordu. Yavaş adımlarla beyaz binaya yürümeye başladı. Birkaç kişiye selam vererek merdivenlerden çıkmaya koyuldu.

Asansör kullanmak en mantıklısıydı fakat lanet sistem bozulmuştu ve Dicle de o mermer merdivenlerden çıkmak zorunda kalmıştı.

Lanet.

Sistem.

Nefes nefese nihayet basamakların sonuna gelebilmişti, Dicle.
Kendi için hazırlamış olan odanın kapısının önünde dikildi ve yan tarafta duran küçük plakaya gözlerini çevirdi.

Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin