9. Bölüm- Anın Tadını Çıkar

29 4 2
                                    

                            İnsan, bazen kendine de
                                        zaman ayırma...

                                                                -R.K.

[Yazdığım en iyi bölüm.]

Ayaz Alkan

Hastaneden çıkıp bizimkileri takılmak için aradım. Bir mekanda vakit geçireceğimizi söyledim, şık ve düzgün giyinmelerini özellikle tembihledim.

Televizyonun karşısına geçmiş dizi seyrediyordum. Birkaç saate burada olurlardı. Hazırlanmaya üşeniyordum çünkü artık uğraşacak gücüm kalmamıştı.

"Hayır, yapma. O bunları hak etmiyor." Televizyondan gelen sesle başımı arkaya yaslayarak bir sabır çektim. Ah, klasik Türk dizileri... Biraz daha heyecan dolu bir dizi çekemiyorlar mıydı?

Kumandayı koltuğun diğer tarafına fırlatıp bacaklarımı önümdeki küçük masaya uzattım. "Evet, bakalım bugün yine ne boklar yiyeceğiz?" Kendi kendime konuşarak önümdeki kola bardağına uzanıp aldım.

Tek dikişte içtim ve bardağı masaya geri koyup hazırlanmak için ayaklandım. Pek abartılı bir takım giymeyi düşünmüyordum, yoksa kızların platonik aşkı olmaya devam edecektim.

Ahşap merdivenleri yavaşça çıkarak yukarı kata ilerledim. Odamın kapısına varınca birşey dikkatimi çekti.

Duvarda asılı olan fotoğraflardan birinde eski dostum olan Yakup, tozlu raflarda kalan anıları aklıma getirdi.
İyi ki bugün bir arkadaştan telefon numarasını rica etmiş ve aramıştım.

Bugün takılacağım kişilerin arasında Yakup'ta vardı. Olduğu kadar özlemimi giderecektim. Belki eskisi kadar samimi olabiliriz diye umut ettim. Koca 7 yıl...

Kapıdan içeri girdiğimde dağınık odam beni en iyi şekilde karşıladı.
Diğer zamanlara göre oldukça iyi durumdaydı.

Yerdeki tişörtü ayağımla savurarak bir kenara attım. Birgün Safiye'yi temizlik için çağırmayı düşünmeliyim.
Kafamdaki düşünceleri silkeleyerek dolaba doğru yürüdüm.

Ayağıma birkaç şey takılsa da umrumda değildi. Dolaptan gece siyahı takım elbiseyi askıdan alıp giyinmeye başladım. Aynanın karşına geçerek yakamı düzelttim ve kıravat takıp takmayacağımı kestirmeye çalıştım.

Takmak en iyisiydi.

Evet, umursamaz biri olabilirdim ama
tarz konusunda aynı cümleleri kuramazdım.

Saçlarımı da elimle şekillendirerek hazır olduğumu kesinleştirdim. "Kızlar kesinlikle karizmama
dayanamayacaklar." Ufak bir kahkaha attım. Babamın genlerini aldığımda şükür ediyordum.

Zil sesi evin içinde yankılanırken bende aşağı iniyordum. Bizimkiler gelmiş olmalıydı. Tekrar tekrar zile basıldığında içimden sövdüm. Her kim bastı ise küfürlerime katlanmak zorundaydı.

"Siktiğimin ziline basmayı kes!" Kapıya koşar adımlarla ilerledim. Ayak parmağım, küçük masanın kenarına çarpınca boğuk bir sesle inlemeye başladım.

"Ah, sikeyim. Koduğumun masasına çarpmak zorunda mısın?" Ayağımı sıvazladım ve daha sonra kapıyı açtım.

Karşımdaki herifleri baştan aşağı süzmeye başladım. Sözümü dinlemişlerdi.
"Yine kime sövüyorsun, koca oğlan?" Emin'in söylediği şeyle kendimi tutamadım.

Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin